ويكيبيديا

    "مختلفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • farklı
        
    • ayrı
        
    • farklısın
        
    • değişik
        
    • değişti
        
    • farklıyım
        
    • bambaşka
        
    • farkı
        
    • başka bir
        
    • çeşitli
        
    • değişmiş
        
    • farklıdır
        
    • farklıydı
        
    Oturduğumuz yere göre her birimiz bu sesi çok, çok farklı şekillerde algılayacağız. TED كل شخص منا، إعتماداً على أين يجلس، سيسمع هذا الصوت الخافت، بصورة مختلفة.
    İşte Çinlilerin devlet algısı bu, bizimkinden çok ama çok farklı. TED هذه هي نظرة الصينين لحكومة الصين وهي مختلفة جداً عن نظرتنا
    Bizim yeni fikirleri tanıtılmamız ve yeni insanlar ve farklı düşünce yönleri. TED نريد منها أن تطلعنا على أفكار جديدة وأناس جدد بوجهات نظر مختلفة.
    Burada farklı koşullarda yeniliğin zamana karşı olan hızını görüyoruz. TED هذا معدل الابتكار خلال الوقت في ظل ظروف مختلفة جدًا.
    Bundan dolayı, çok farklı türlerde görsel olmayan kullanıcı arayüzü teknolojisi geliştirdik. TED لذلك ، قمنا بتطوير أنواع مختلفة من واجهة مستخدم تقنية غير بصرية.
    Bir enjektörü alırsınız ve bu enjektörde 10 rastgele farklı şeklini yaratırsınız. TED فما عليك سوى ان تحضر فلتراً ان تحضر 10 أنواع مختلفة منه
    O halde bu şekilde, bir sürü farklı şey için pişmanlık hissedebiliriz. TED الآن خلال هذا السياق، يمكننا أن نشعر بالندم حيال أشياء كثيرة مختلفة.
    Biraz önce size müziğin somut olduğu için farklı bir yetenek olduğundan bahsetmiştim. TED لقد ذكرت في وقت سابق حقيقة أن الموسيقى هي قدرة مختلفة لأنها مجردة.
    Şelaleden akan suyun her bir örneği farklı tabii ki. TED بالطبع، المياه التي تجري في الشلالات مختلفة في كل لحظة.
    aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor. Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi TED بل تنعكس على جميع مراكز التعلم في عقلك نمكنك من التكيف مع العالم بصورة مختلفة وجدنا أن هناك طرق يمكنك بها تدريب عقلك
    Ama aslında bu resim tamamen, farklı yerlerin fotoğraflarının birleştirilmesiyle meydana geldi. TED لكن في الواقع هذه الصورة مركبة بالكامل من صور من أماكن مختلفة
    Ve Dove, güzelliğe karşı tavırlar konulu küresel raporu için gerçekten 10 farklı ülkeden binlerce kadınla anket yaptı. TED والتقرير العالمي لدوف حول السلوك المرتبط بالجمال قام في الواقع بإجراء مسحٍ مع آلاف النساء في 10 دولٍ مختلفة.
    Dünya'da, sıfırdan bir yaşam formu yaratmayı denemek için harika deneyler yapılıyor. Bildiğimiz DNA formlarından çok farklı olabilecek türden bir yaşam. TED يجري القيام بها في محاولة لخلق الحياة من نقطة الصفر، قد تكون مختلفة جداً عن أشكال الحياة ذات الحمض النووي الذي نعرفه.
    Her bir çarpı işareti farklı bir yanlış cevabı temsil ediyor. TED كلٌ من هذه التقاطعات الصغيرة التي ترونها هي اجابة خاطئة مختلفة.
    Kartlar, en eski semboller arasındadır, ve bir çok farklı biçimde yorumlanmışlardır. TED البطاقات هي من بين أقدم الرموز، وقد تم تفسيرها بطرق مختلفة كثيرة.
    Ancak bizim çoklu görev gerçeğimiz oldukça farklı ve tonlarca bilgiyle yüklü. TED ولكن طبيعة تعد المهام لدينا مختلفة قليلة. وكثير من الأطنان من المعلومات
    Işığın farklı dalga boyları bu işte farklı etkilere sahiptir. TED أطوال موجية مختلفة من الضوء لها أنشطة مختلفة للقيام بذلك.
    Burada, benzer harcamaları olan iki ülkenin farklı sonuçlara ulaştığını görüyorsunuz. TED وما تشاهدونه هناهما دولتين تنفقان بنفس الحجم وتحققان نتائج جد مختلفة
    Ancak 1809 yılında David Ricardo, ekonomi biliminin farklı, tümden-gelimli bir yöntem kullanması gerektiğini iddia ederek, suyu bulandırmıştır. TED ولكن، في عام 1809، عكّر ديفيد ريكاردو صفو المياه بإدعائه أن علوم الإقتصاد يجب أن تستخدم طريقة استنتاجية مختلفة.
    Bugün sizinle konuşmak istediğim okyanus, başlı başına ayrı bir hikâye. TED المحيط، الذي أريد أن أحدثكم عنه اليوم، هو قصة مختلفة تمامًا.
    Bu gece çok farklısın, yeni bir sesle konuşan farklı bir insan gibisin. Open Subtitles أنتي مختلفة جداً الليلة,كشخص آخر يتحدث بصوت جديد
    CA: Bravo Daniel, Dünyayı daha değişik görebilmemiz için inanılmaz bir iş çıkardın. TED كريس أندرسون: دانيال، لقد قمت بعمل رائع في مساعدتناعلى رؤية العالم بطريقة مختلفة.
    Ancak şimdi birdenbire işim değişti, artık işim çıkıp bunun hakkında konuşmak, içe dönüklük hakkında konuşmak. TED واليوم فجأة غدت وظيفتي مختلفة جدا، ووظيفتي هي أن أكون هنا للحديث عن ذلك، أقصد الانطوائية.
    (Gülüşmeler.) Ama, zenci bir kadın olmanın yanı sıra, sizlerden başka yönlerden farklıyım. TED ولكن إلى جانب كوني سيدة سوداء، فأنا مختلفة عن معظمكم من نواحٍ أخرى
    Ama şehir, eyalet ya da bölge bayrakları bambaşka bir olay. TED أما بالنسبة لأعلام المدن و الولايات و الأقاليم فهي قصة مختلفة.
    Tüm yayın ağları peşimdeydi ve farkı gazetelerden isteklerim vardı. Open Subtitles كل الشبكات تطاردني و تلقيت طلبات عديدة من صحف مختلفة
    Geçen sefer, yanında başka bir kız vardı. Onu yedi, galiba. Open Subtitles المرّة الماضية , كان مع فتاة مختلفة , أظن أنه أكلها
    Ben küçükken, çeşitli koleksiyonlarım vardı sopalar, taşlar, çakıl taşları ve deniz kabukları. TED عندما كنت طفلا، كان عندي مجموعات مشكّلة مختلفة من عصي وأحجار وحصي وأصداف.
    Benim zamanımdan beri burada çok şey değişmiş. Open Subtitles الأشيـاء مختلفة قليلاً شخص مـا كـان هنـا منذ وجودي هنـا
    Aslında bu meydana gelen hücre dışı yapılar vücudun her parçasından daha farklıdır. TED وتبيّن بالفعل بأنّ مصفوفة خارح الخلية مختلفة عن كل جزء مستقلّ من الجسم
    Bunun benim hizmetime girmesi de böyle olmuştu. ve bu erkeklerinkinden farklıydı. TED لذلك كان هذا كيف جاء في خدمتي ، وكنت مختلفة عن الرجال.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد