Benimle yatmanın nasıl olduğunu uzun bir süredir merak ediyormuşsun gibi konuştun. | Open Subtitles | تقول هذا كأنك تتسائل من مدة إذن تعتقدين أننى أستمتع بالنوم معكٍ |
Bir süredir kimseyle ilişkim olmamıştı ve bu benim için iyiydi. | Open Subtitles | لم اتورط مع اي شخص منذ مدة وكان جيدا بالنسبة لي |
Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. | TED | ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله. |
Önümüzde dört saatlik yol var. Bilgi vermek için yeterli bir zaman. | Open Subtitles | لدينا أربع ساعات من القيادة مدة كافية ليتعرف كل منا على الآخر |
dedi. 15 saat daha vardı, bu birçok yüzücü için uzun bir zamandır. | TED | كان قد تبقى 15 ساعة، مدة ستبدو وكأنها وقت طويل بالنسبة لمعظم السباحين. |
Yukarı Doğu Tarafı'nda biraz daha takıldığında bunu sürekli göreceksin. | Open Subtitles | ابقى بجوار الجانب الشرقي مدة أطول وسترى ذلك طوال الوقت |
Bu beş yıl boyunca her gün böyle devam etti. | Open Subtitles | إستمر هذا مدة خمس سنوات, كل يوم طوال خمس سنوات |
Bu baban ve benim uzun süredir savaştığımız her şeyin sonu olur. | Open Subtitles | ستكون نهاية كل شيئ قاتلنا من أجله أبوك وأنا منذ مدة طويلة. |
Oldukça uzun bir süredir herhangi bir şekilde iletişim kuramıyoruz. | Open Subtitles | ونحن لم نكن متصلين مطلقاً على أيّ مستوى منذ مدة |
Babası bir süredir yoktu, ve bu durum onun için zor oldu. | Open Subtitles | والدها غادر منذ مدة و لقد كان الأمر صعبا عليها و اعتقد |
Bu garip, ama uzun süredir kendimi kimseye bu kadar yakın hissetmemiştim | Open Subtitles | الأمر غريب، لكن لم أشعر بهذا القرب من شخصٍ ما مند مدة. |
Burada benim kadar uzun zaman geçiren biri için Çok doğal. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما تكون قد أمضيت مدة طويلة هنا بقدري |
Emirlerim onu Brezilya'ya kadar izlemek. Bunu uzun zaman önce aştım. | Open Subtitles | أوامرى كانت أن أتبعة حتى البرازيل و قد تجاوزتها منذ مدة |
Emirlerim onu Brezilya'ya kadar izlemek. Bunu uzun zaman önce aştım. | Open Subtitles | أوامرى كانت أن أتبعة حتى البرازيل و قد تجاوزتها منذ مدة |
Onunla yaşamak istedim, bu uzun zamandır hiç yapmadığım bir şeydi. | Open Subtitles | أردت أن أعيش معها، وهذا شئ لم أفعله منذ مدة طويلة |
Joe, seni uzun zamandır tanıyorum. Özel hayatın seni ilgilendirir. | Open Subtitles | جو ، أعرفك منذ مدة طويلة عملك هو حياتك الخاصة |
Bir haftalığına bu dağlardan ayrılıyorum, biraz huzur ve sessizlik istiyorum. | Open Subtitles | انا ذاهب للجبال مدة اسبوع لوحدي , لبعض الهدوؤ و السلام |
Size söyledim, beni daha Çok dinlerseniz daha uzun yaşarsınız. | Open Subtitles | كنت دائماً أقول لك إستمع إليّ أكثر تعيش مدة أطول |
Bir de şu açıdan bakın. 20 yıl boyunca güzel bir apartmanda yaşadınız. | Open Subtitles | انظر للأمر من هذه الزاوية, لقد عشتم في شقة جميلة مدة عشرين عاماً. |
Ve iğrenç filminin süresi kim bilir kaç yıl önce doldu! | Open Subtitles | والشريط قد انتهت مدة صلاحيته منذ سنوات لا أحد يعرف عددها |
Ve 7 aylık tasarlanan ömrü için bu görevi Çok iyi yaptı. | TED | وقد فعل ذلك بشكل جيد طوال مدة حياته المقرَّرة وهي سبعة أشهر. |
MR: Peki hakkında konuştuğumuz, ... ...insan gençliğinin Çok fazla uzatılmasıyla, ... ... ya da ölümün engellenmesiyle ... ... insan ömrünün uzatılamamasıdır. | TED | ام ار: لكن ما تتحدثين عنه هنا ليس اطالة عمر البشر لكنه منع الموت تماماً مثل اطالة مدة شباب البشر |
Keller'le bu odayı boyamanız... ..daha uzun sürecek mi? | Open Subtitles | أخبرنى , هل سيستغرق الامر منك ومن كيلير مدة أطول لتنتهوا من الدهان بهذه الغرفة ؟ |
Ve bir süre önce teknolojinin neye benzeyeceğine dair bir videoyu gösterdiniz. | TED | وقد نشرتم هذا الفيديو منذ مدة يوضّح ما ستبدو عليه تلك التقنية. |
Ve otuz üç yıl cırlak, çatlak bir kadınla evliydim. | Open Subtitles | كنت متزوجا مدة 33 عاما كانت مليئة بالخداع والصياح الصاخب |
Bu bir sorun. Mars'ı biliyorsunuz, Mars ile haberleşmek sorundur; çünkü ışığın oraya gitmesi uzun sürer. | TED | انها مشكلة. تسمع عن المريخ، الاتصال بالمريخ مشكلة لأنه يستغرق الضوء مدة كافية ليصل هناك. |
Beni bu kadar uzun zamandan sonra ilk kez göreceksin. | Open Subtitles | أنتم تقابلوني بعد مدة طويلة يجب أن تشتروا لي هدية |