ويكيبيديا

    "مدينة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • New
        
    • borçluyum
        
    • borçlusun
        
    • borçlu
        
    • kasabası
        
    • şehir
        
    • şehrini
        
    • şehirden
        
    • kasabada
        
    • şehri
        
    • kasabaya
        
    • şehrinden
        
    • City
        
    • şehrin
        
    • şehirde
        
    İşte benim şehrimin New York'un sel baskınlarını kırmızıyla gösteren bir haritası. TED وفيما يلي خريطة لمدينتي، مدينة نيويورك ، مع عرض غمر باللون الأحمر.
    Bu adama. Buradaki herkesten çok daha fazla şey borçluyum. Open Subtitles أنا مدينة لهذا الرجل ، أكثر من أى شخص هنا
    Çocukluğundan bu zamana kadar sana biz baktık. Bize borçlusun. Open Subtitles من أجل مراعاتك من الطفولة حتي الآن أنتي مدينة لنا
    En son isteyeceğim şey annemin Lionel Luthor'a borçlu olmasıdır. Open Subtitles اخر شىء اريده لامى ان تكون مدينة لى ليونيل لوثر
    Bu tarafta Hale kasabası'ndan gelinin dostları ve arkadaşları oturuyor. Open Subtitles المكان هنا مزدحم بجميع أهالي مدينة هال من ناحية العروس
    Eğer bir şehir sosyal olarak bütünleşmediyse onunla baş edemezsiniz. TED لا يمكنك التعامل مع مدينة اذا لم تكن متكاملة مجتمعياً
    Bogota şehrini uçurumun kıyısına sürükledi ve Kolombiya hükümetine ihtar çekti. Open Subtitles وضع مدينة بوغوتا على حافة الخطر وحكومة كولومبيا في حالة تأهب
    Bu soruya duyduğum ilham çok farklı bir şehirden geliyor, Moğolistan'ın Ulanbatur şehrinden. TED ويأتي الهامي لهذا السؤال من مدينة مختلفة للغاية، مدينة أولان باتور في مانغوليا.
    Benimkisi Nevada'da Silver Springs denilen küçük bir kasabada başladı. Open Subtitles و قصتى تبدا فى مدينة صغيرة تدعى سيلفر سبرينج بنيفادا
    New York City'de, tekerlekli sandalyede olduğunuz için sizi almayı reddeden bir otobüsü durdurmak için kaç insan gerekir? TED كم عدد الأشخاص القادرين على إيقاف حافلة في مدينة نيويورك حينما يرفضون أن تدخلوا الحافلة لأنكم على كرسي متحرك؟
    New York'ta yaşıyor ama o batılı bir sanatçı olmaya çalışmıyor. TED تعيش في مدينة نيويورك، لكنها لا تحاول أن تكون فنانة غربية.
    Sana hayatımı borçluyum, sen bana hiçbir şey borçlu değilsin. Open Subtitles أنا مدينة لك بحياتي و أنت لا تدين لي بشيء
    Ona, doğum günü sürprizini bozduğu için teşekkür borçluyum hâlâ. Open Subtitles ما زلت مدينة له بالشكر على إفساد مفاجأة عيد ميلادك
    Bana hayatını borçlusun... Ama bunu karşılık olarak kabul edebilirim. Open Subtitles إنك مدينة لى بحياتك لكنى سأقبل هذه كدفعة
    Her biri için 75dolar desek ceza ve faiziyle birlikte Bana 22,000$ borçlusun. Open Subtitles خمسة وسبعين دولار إضافة إلى الاهتمام الزائد والعقوبات أنت مدينة لي بـ 22 ألف دولار
    Seni bilmem ama bence bu şehir bize bir bira borçlu. Open Subtitles أنا لا أعرف عنك, ولكن أعتقد أن مدينة مدين لنا ببيرة.
    Bak, bana geldiğinde hayatımı kurtardığın için sana borçlu olduğumu düşündüm. Open Subtitles اسمعي عندما جئت لي ظنتت أنني مدينة لك لأنك أنقذت حياتي
    - Burada bir tehlike olmadığını biliyoruz. Boş bir hayalet kasabası sadece. Open Subtitles كلانا يعلم ألّا خطر حقيقيّ هنا، إن هي إلّا مدينة أشباح خاوية.
    İngiltere'nin kuzeyinde, 15 bin kişinin yaşadığı, Leeds ve Manchester arasında bir pazar kasabası. Oldukça normal bir pazar kasabası. TED إنها مدينة تسوق في شمال انكلترا . يقطنها 15 ألف شخص ، بين ليدز ومانشستر ، قرية تسوق عادية.
    Bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar, mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır. TED لذلك أعتقد أن الأماكن العامة المليئة بالحيوية والمتعة هي المفتاح لتخطيط مدينة رائعة.
    25 Amerikan şehrini ziyaret etmek ve 4000 ya da 5000 kişiyi çekmek istiyorum. TED أريد زيارة 25 مدينة أمريكية و تصوير اربعة الاف او خمسة الاف شخص.
    Buraya büyük şehirden gelip Maggie ile röportaj yapmak istiyorlar. Open Subtitles فإنهم صحفيو مدينة كبير يريدون القيام بحديث صحفي مع ماغي
    Çünkü bir oyuncak kasabada, herşey parlak ve harika kalır, tam istediğim gibi. Open Subtitles لأنّه في مدينة الألعاب كلّ شيء يظلّ مشرقا ورائعا، تماما بالشكل الذي أريده
    O zaman, büyük bir alanda gömülü bir şehri nasıl bulabilirsin? TED لذا، كيف يمكنك أن تجد مدينة مدفونة في مساحة طبيعية شاسعة؟
    Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. TED ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة.
    Eğer roketler hedefine ulaşırsa bütün bir şehrin insanlarını öldürebilir. Open Subtitles إذا اخترق الصاروخ الهواء الجوي يمكنه نسف مدينة مأهولة برمتها
    Biz çok liberal bir şehirde yaşadık ve babam Demokrat Parti'de bir politikacıydı. TED كنا نعيش في مدينة ليبرالية جدًا و كان والدي سياسيًا تابعًا للحزب الديمقراطي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد