Hafızam olmadan kendi rahat dünyamda senin dünyana karışmadan mutlu olabilirdim. | Open Subtitles | كنت سأعيش في عالمي سعيد و مرتاح بدون التدخل في عالمكِ |
Ameliyata girmeyi seçmezseniz sizi rahat ettirmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | إذا أخترت أن لا تجري الجراحه يمكننا ان نجعلك مرتاح أكثر |
Attıkları o kazıktan sonra destek bulunmadan rahat olacağına emin misin? | Open Subtitles | بعد ما فعلوه للتو هل أنت متأكد بأنك مرتاح دون إسناد؟ |
Belki de güçsüzlük beni senden daha çok rahatsız ediyordur. | Open Subtitles | ربما انا لست مرتاح كوني بدون سُلطة كما هي حال |
Bebeğim, basınç artıyor, dünyadaki kimse bu kadar rahatsız değildir. | Open Subtitles | حبيبتي، الضغط يزيد لا أحد على الأرض غير مرتاح مثلي |
- Bu iyi, rahatladım. - Bu kötü, daha kötü. | Open Subtitles | ــ هذا جيد, أنا مرتاح ــ هذا أسوأ بكثيرُ أسوأُ |
Yani, kendi evimizde olmamak biraz tuhaf ama, burada da çok rahatım. | Open Subtitles | أعني، وجودنا خارج منزلنا , أصبح غريباً قليلاً ولكنني مرتاح جداً هنا |
Herkesin önünde havalı havalı yürütme konusunda rahat değilim açıkçası. | Open Subtitles | لست متأكد باني مرتاح لأمر القفز مع الكلب أمام الجميع |
Anlayacağın artık dişleri parmaklarından daha büyük olan birisiyle takılma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | لذلك انا لم اعد مرتاح في الخروج مع شخص اسنانه اطول من اصابعه |
Benim başımdı, şapkasız kel ve rahat olan şimdi. | TED | كان رأسي الذي كان أصلع و مرتاح الآن من دون قبعة |
Yani iki dakika, beyninizde iddiali, özgüvenli ve rahat ya da strese dayanıksız ve kapanmışlık gibi hislere yol açan hormonal değişikliğe neden oluyor. | TED | إذا دقيقتان تقودان إلى هذه التغيرات في الهرمونات مما يجعل عقلك إما جازم، واثق و مرتاح أو متجاوب مع التوتر، وأنت تعلم |
Herhangi bir konuda oy kullanmak konusunda kendinizi rahat hissetmezseniz oy hakkınızı dinamik ve yükselmekte olan sosyal liderliğe katkı sağlamak için başkasına devredebilirsiniz. | TED | وإذا كنت غير مرتاح للتصويت على مسألة ما يمكنك دائمًا تفويض صوتك لشخص ما مما يسمح بقيادة اجتماعية ديناميكية |
Bundan böyle içim rahat, içimden geldiği gibi yapacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً، أنا سوف أفعل ما أريد لأكون مرتاح |
Çok rahatsız görünüyorsun ve o gömlek çok sıkı görünüyor. | Open Subtitles | انت تبدو غير مرتاح اعتقد ان قميصك يبدو ضيق للغاية |
Aranızdan bazılarının çıplak bir vücuttan dolayı rahatsız olduğunu hatta gülünç bulduğunu biliyorum. | Open Subtitles | افهم ان بعضكم غير مرتاح مع الجسد العاري و ربما حتى يجده مضحكا |
Bir hayli gergindi ve bu süre zarfında çok rahatsız göründü. | Open Subtitles | أظهر انه كان هادئاً متوتراً وبدا غير مرتاح إطلاقاً كل الوقت |
- Hayır, ne demek olduğunu biliyorum. - rahatladım doğrusu. | Open Subtitles | ـ نعم، انا اعرف ما تعنيه ـ حسناً، انا مرتاح |
Ben burada çok rahatım ama biliyorsun, onun arkası yara olacak. | Open Subtitles | ،أنا مرتاح جدا هنا ولكن، أنت تعلم، حتى لا يتأذى ظهره |
sen ce burası sıcak değil mi? . gerçi ben iyiyim.. | Open Subtitles | الا تشعرين بان الجو حر هنا بالرغم من اننى مرتاح |
Yalnızca, bu konunun artık kapanmış olmasından dolayı rahatlamış ve minnettar olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول أني مرتاح وممتنّ أنّ تلك القضيّة يمكن أن ترقد بسلام أخيراً |
28 yaşındaki hukuk öğrencisi, Jonathan, LGBTQ hastalarından memnun olan ve LGBT hastaları konusunda uzmanlaşmış birini bulmak istediğini söylüyor. | TED | جوناثن، 28 سنة، طالب قانون، قال أنه يريد أن يجد شخصًا مرتاح لرعاية المرضى المثليين ومتخصص في الرعاية الصحية للمثليين. |
Büro'nun isteğimize cevap verip sizi göndermesi, beni rahatlattı. | Open Subtitles | أنا مرتاح جدا إن مكتب المباحث الفيدرالية قد إستجاب لنا و قام بإرسالك |
Herkesin burada kalmasının sorun olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك مرتاح من بقاء الجميع هنا ؟ |
Ama söylemem gerek ki şu ana kadarki gidişten çok memnunum. Bu kadar kolay olacağını düşünmezdim.. | Open Subtitles | لكن علي أن أخبرك، أنا مرتاح جداً لجريان الأمور حد الآن |
Bu cemaatte olmaktan rahatsızlık duyabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه غير مرتاح لكونه في هذه الابرشية |
Benim özel hayatımı araştırmakta neden bu kadar rahatsın? | Open Subtitles | لماذا انت مرتاح في الخوض في حياتي الشخصية, |
Aslında şu anda çok sakinim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أَشْعرُ اني مرتاح ارتياح جميل الآن. |
rahatsızlık değil, sadece sessizlik, adeta huzurlu bir sessizlik gibiydi. | Open Subtitles | ليس غير مرتاح, فقط هادئ كان مثل هدوء سلمي |