ويكيبيديا

    "مسدود" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çıkmaz
        
    • çıkmaza
        
    • tıkanmış
        
    • kapalı
        
    • sokak
        
    • tıkalı
        
    • Sıkışmış
        
    • yere
        
    • duvara
        
    • çıkmadı
        
    • tıkandı
        
    • sonuna
        
    • ilişkimizde bir "
        
    • durma
        
    - çıkmaz yol! - Gidecek yer yok. Tuzağa düştük! Open Subtitles هو طريق مسدود ليس هناك مكان للهرب ، نحن محاصرون
    Yani bunu soruyorum çünkü muhtemelen burada çıkmaz yola girmiş durumdayım. Open Subtitles أنا فقط اسأل لأنني.. كما تعلم، قد وصلت إلى طريق مسدود
    - Söylediğim gibi-- - Ya da tekrar deneyebileceğim bir çıkmaz. Open Subtitles ـ لقد أخبرتك ـ أو طريق مسدود يُمكنني إعادة النظر إليه
    Yolunda gitmeyen evliliği ve hukuki sorunları, kendisini hâlini gizlemeye çalıştığı karanlık bir çıkmaza sürükledi. Open Subtitles زواجه الفاشل ومشاكله القانونية أوصلته إلى طريق مسدود يحاول إخفاء هويته دوماً
    Ama tıkanmış bir lavabonun ilgiye ihtiyacı var. Open Subtitles ولكن هناك حوض مسدود يحتاج لبعض الاهتمام.
    - Cep kapalı, kulaklar açık. - Newman, bu çıkmaz sokak. Hadi ama. Open Subtitles وبالتالي نختصر علينا الكثير إن ذلك طريق مسدود آخر
    Çünkü yolun sonunda savunmasız kalacağın çıkmaz bir sokak var. O sen değilsin değil mi? Open Subtitles يوجد طريق مسدود بغلاف كبير من الضعف هذا ليس من شيمك أليس كذالك؟
    Şükürler olsun, çünkü doktorlar durmadan bana kötü bir şekilde tıkalı olduğunu söyleyip duruyorlardı. Open Subtitles حمداً لله، لأن الأطباء يخبرونني بأنه مسدود دائماً
    Bu nedenle kanser tuhaf, kısa ömürlü, kendi kendine zarar veren bir yaşam formu olarak düşünülebilir -- evrimsel bir çıkmaz. TED لذا فمن الممكن التفكير في السرطان علي انه كائن غريب قصير الأجل ومدمر طريقه في التطور خارج الجسد مسدود
    Bu fiziğin çalışma şeklidir: Tek ölçüm dahi bizi evrenin yeni bir anlayışına doğru bir yola sokabilir ya da bizi çıkmaz bir sokağa gönderebilir. TED هكذا تعمل الفيزياء: قياس واحد قد يضعنا على الطرق الى فهم جديد للكون أو قد يرسلنا الى طريق مسدود.
    Ancak, karbon vergisinin kendisi de popüler olmadığını ve politik bir çıkmaz olduğunu kanıtladı. TED ومع ذلك فأن ضريبة الكربون في حد ذاتها أثبتت أنها لا تحظى بشعبية وبأنها الطريق السياسي مسدود أمامها.
    Her şey bir çıkmaz sokağa gidiyor. Open Subtitles الأسلحه ؟ حتى الآن كل شيىء فى طريق مسدود
    Silah işinde çıkmaz sokağa saptım. Kurbanımızın ruhsatlı silahıymış. Open Subtitles أجل لقد وصلت طريق مسدود مع السلاح لقد كان مسجل بإسم الضحية
    Yıldızların manyetik alanları üzerinde yaptığı bir araştırmada çıkmaza girmiş ve bir bilim adamı olarak kendi yeteneklerini sorgulamaya başlamıştı. Open Subtitles لقد وصل بحثه في الحقول المغناطيسية للنجوم إلى طريق مسدود وبدأ يشك في قدراته الشخصية كعالِم
    Sicim Teorisi Araştırmanız da çıkmaza girmiş durumda. Open Subtitles أبحاث نظرية الأوتار التي تجري هنا لم تصل سوى لطريق مسدود
    Çünkü birinin tıkanmış arterinde minicik bir balonu şişirebilmeye çalışmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu bilmiyorsun ve o insanın tek yapması gereken şey, sabahları yürümek ve yeşil salata yemekken bu halde buraya geri geliyor. Open Subtitles لأنّك لا تعرف كم هو محبط أن أعمل جاهداً لنفخ بالون صغير داخل شريان مسدود
    Yol kapalı. Ekspres yolu kullan. Open Subtitles هذا الطريق مسدود خذ الطريق السريع انه موازي له
    - Vay, burnum tıkalı değil. - Baba, şunlar fırtına bulutu mu? Open Subtitles رائِع، لا أنف مسدود أبي، هل هذه هي الغيوم العاصِفة؟
    Çöp boşaltım kanalının yanında olacaksınız, kokmaya başlarsa bir şey Sıkışmış olabilir, bir süpürgeyle itmeniz gerekir. Open Subtitles أنتما بجاور مكب القمامة ولو بدأت الرائحة تصبح كريهة قد يكون المكب مسدود
    Bu seferki mazeretini de çürütemezsen bu adam bizi bir yere götürmez. Open Subtitles إذا لم يكن بإمكانكِ إبطال عذر غيابه على هذا، فإنّه طريق مسدود.
    Haritanın geri kalanını ortaya çıkarmaya çalışırken duvara denk geldi. Open Subtitles 'نأتي إلى طريق مسدود فى محاولة فك تشفير بقية الخريطة.
    Evet önemli bir haberi takip ediyordum ama sonuç çıkmadı. Open Subtitles أجل، كنت أطارد خيطاً دليلاً مهمّاً حتى وصلت لطريق مسدود.
    Herhalde içine bir şey tıkandı. Open Subtitles حســناً , لابــد أنـهُ مسدود أو شي مـا
    Yolun sonuna geldik galiba. Evet. Bence de. Open Subtitles ـ يبدو أنّي دخلت طريق مسدود ـ أجل، بالفعل
    60 saatlik Mumbai kuşatması sırasında sadece silahlarla değil teknolojiyle de kuşanmış 10 adam, 20 milyonluk bir şehri durma noktasına getirmeyi başardı. TED خلال هذا الحصار الذي استمر 60 ساعة في مومباي، 10 رجال مجهزين ليس فقط بالأسلحة، ولكن أيضاً بالتكنولوجيا، كانوا قادرين على وضع مدينة من 20 مليون شخص في طريق مسدود.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد