Bu vahşice cinayetten on gün geçti ve hala bulunmuş bir şüpheli yok. | Open Subtitles | عشرة ايام مضت منذ تلك الجريمة المؤلمة ومازال لم يعثر على مشتبه به |
Ama gerçek şu ki, ...Brenda Dillard hala bir şüpheli. | Open Subtitles | نعم. حسنا، تظل الحقيقة، بريندا ديلارد لا يزال مشتبه به. |
Özellikle de şu anda şehre doğru gelen şüpheli birşey var mı? | Open Subtitles | وتعرف.. أي شئ مشتبه به حاليا خاصة إذا كان متجه إلى المدينة |
Kurbanımız öleli beş saat oldu daha bir şüphelimiz yok. | Open Subtitles | الضحية مات لخمس ساعات بالفعل ليس لديّنا حتى مشتبه به |
şüpheliyi olay yerine götürdüğümüzde neler olacağını söyleyemem. | Open Subtitles | لا أدري ماذا سنواجه أثناء البحث عن مشتبه به |
En azından sen cinayet üretmeye çalıştığında elinde bir şüpheli oluyor, Eddie. | Open Subtitles | على الأقل أنت تحاول تركيب قضية قتل و لديك مشتبه به معتقل |
- Ama o bir şüpheli, Vince. - Ve Frost'la ben halledebiliriz. | Open Subtitles | و لكنه مشتبه به يا فينس و فروست و أنا سنتولى أمره |
O zaman, mahkemeye söyleyin neden başka bir şüpheli olabileceği gerçeğini araştırmayı reddettiniz? | Open Subtitles | إذن، اخبر المحكمة من فضلك، لما ترفض التحقيق مع كلّ مشتبه به آخر؟ |
Sonra da saldırıya uğrayıp uğramadığını sormuş ve şüpheli olup olmadığını. | Open Subtitles | ثم سأل إن تم الاعتداء عليها وإن كان لدينا مشتبه به |
Eski bir hastayı daha önce buldum. Sanırım yaşanabilir bir şüpheli. | Open Subtitles | حسناً, لقد وجدتُ بالفعل مريضاً سابقاً الذي أعتقد أنه مشتبه به |
Kod 33'te yaralı bir şüpheli var. Bölgeye, itfaiye ve tıp ekibi istiyorum. | Open Subtitles | لدي مشتبه به على رمز 33 أطلب الإطفائية والإسعاف إلى الموقع |
Yetkililer, kundaklama olduğunu düşünüyorlar. Henüz şüpheli yok. | Open Subtitles | و الذي أدى بالسلطات إلى الاعتقاد بأن هناك مفتعل للحرائق ,و لكن ليس لديهم مشتبه به بعد |
Statesville'de yatmakta olan tüm bombacıların el yazısını karşılaştırdıktan sonra bir şüpheli bulduk. | Open Subtitles | لقد قارنا الخط بجميع خطوط مفجرى القنابل المسجونين فى ستاتس فيل و لدينا الآن مشتبه به روكو ديلون |
Aslında, anne, vakaların %95'in de şüpheli oluyorlar. | Open Subtitles | في الحقيقة ياأمي في 95بالمئة من الحالات، يوجد مشتبه به |
İki kurban var, hiç şüpheli yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | فلدينا ضحيتان هنا, ولايوجد مشتبه به شكراً لكم |
Bir VK şüphelimiz var. Bunu mu kastediyorsun? | Open Subtitles | لدينا مشتبه به من المقاومة الفيتنامية أليس هذا ماتقصده؟ |
şüpheliyi olay yerine götürdüğümüzde neler olacağını söyleyemem. | Open Subtitles | لا أدري ماذا سنواجه أثناء البحث عن مشتبه به |
- Kaza mahallini terk edemezsiniz. - Bir şüphelinin peşindeysek, ederiz. | Open Subtitles | لا يمكنك مغادرة موقع الحادث ما لم نسعى لمطاردة مشتبه به |
Bu davada iki kurban var, zanlı yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | فلدينا ضحيتان هنا, ولايوجد مشتبه به شكراً لكم |
Polis cinayet nedeni ya da şüphelisi yok dedi. Ama sonra şunu öğrendim. | Open Subtitles | الشرطة قالت انه ما كان هناك حافز, ولا مشتبه به.ثم عثرت على هذه. |
Yani şimdi sizin de mi bir kayıp şüpheliniz var, Başmüfettiş? | Open Subtitles | اذن أنت الآن لديك مشتبه به مفقود أيضاً يا سيدي المفتش |
Joe, bunlar Lyons David ve Kerew Wallace, cinayet zanlısı. | Open Subtitles | جو، وجدت ديفيد ليون ؛ مشتبه به في قتل والاس كيرين |
Eğer bana izin verirseniz tutuklamam gereken için bir şüphelim var. | Open Subtitles | ولكن، لو سمحتم لي لديّ مشتبه به أحتاج القبض عليه |
Bir şüpheliye işkence edip sorgulanamayacak hale soktuğun için tutuklanmanı önereceğim. | Open Subtitles | وسأوصي بأن تعتقل لتعذيب مشتبه به وجعله غير قابل للاستجواب |
Açıkçası, bazı beyazların siyah şüphelileri yanlış teşhis etme eğiliminde olduğunu düşünüyorum, ...çünkü onların, özellikleri ayırt etme ile ilgili sorunları var. | Open Subtitles | هل عليّ أن أظن بأن أبيض مال إلى، مشتبه به أسود خاطئ لأن لديهم مشاكل |
Bize makul bir açıklama yapmazsan, sen de şüphe altında olacaksın. | Open Subtitles | أنت مشتبه به أيضاً ما لم تقدم لنا تفسير واضح. |
Duyduğuma göre bir zanlıyı tek yumruğu ile aptala çevirmiş. | Open Subtitles | لقد ضرب مشتبه به حوله إلي مـعاق عقلياً بضربـة واحدة |
Arabanda park cezası,... ne idüğü belirsiz bir robot resim ve diplomatik dokunulmazlığı olan bir şüphelin var. | Open Subtitles | لديك ملصق إيقاف السيارات على سيارة لديك رسومات غير واضحة و لديك مشتبه به بحصانة دبلوماسية, و التي, كما تعرف غير مقيّدة بدستور |
Sen söyle. Bir zanlımız var. | Open Subtitles | -لا ادري انت قل لي هل لها علاقة لدينا مشتبه به روسي |