| Bu oyundan sıkıldım, daha sonra bitirelim. | Open Subtitles | لقد مللت من هذه اللعبة, دعنا نُنهيها لاحقا |
| Hep kiloma dikkat etmekten sıkıldım. | Open Subtitles | مللت من القلق على الوزن طوال الوقت كان هذا كل ما أفكر به الوزن ، الوزن |
| Beklemekten sıkıldım, ben de ayrıldım. | Open Subtitles | لقد مللت من الإنتظار في ذاك الضريح الضيق لذا خرجت |
| Senin kişisel bilgisayarından başka bir şey değilim, ve bundan bıktım. | Open Subtitles | لست سوى مجرد آلة بحث شخصية بالنسبة لك وقد مللت هذا |
| Sana şehirden gitmeni söyledim! Yaşamaktan mı sıkıldın, delirdin mi? | Open Subtitles | لقد قلت لك أن تغادر المدينة هل مللت الحياة أم تدعي الجنون؟ |
| Her zaman korkmaktan yoruldum. | Open Subtitles | لقد مللت من كونى خائفا طوال الوقت لذا فقد قررت |
| Yapacak bir şey yok. sıkıldım burada. En azından biraz sireni açın. | Open Subtitles | لا يوجد شيء هنا ، لقد مللت هنا على الأقل أطلق البوق قليلاً |
| Kalıp sohbet etmek isterdim, ama korkunç sıkıldım. | Open Subtitles | اود البقاء و الكلام و لكننى مللت الرياضة |
| - Çok sıkıldım ve yürüyüşe çıktım. | Open Subtitles | نعم لقد مللت من المكان لهذا خرجت قليلاً للتنزه |
| Hep profilde durmaktan sıkıldım artık | Open Subtitles | أنا مللت من الوقوف في الوضع الجانبي طوال الوقت |
| Oyunculuk muhabbeti duymaktan sıkıldım artık! | Open Subtitles | توقف , لقد مللت من السماع عن التمثيل والتمثيل و التمثيل |
| Oyunculuk muhabbeti duymaktan sıkıldım artık! Tamam, peki, belki yeni bir yaklaşım gerekiyordur. | Open Subtitles | توقف , لقد مللت من السماع عن التمثيل والتمثيل و التمثيل |
| Hayatında hiç önceliğim yok, hep yedekteyim ve bundan sıkıldım artık. | Open Subtitles | لم تكن لي أبداً الأولوية في حياتك أنا مجرد خطتك الإحتياطية وقد مللت هذا |
| Hayatımın her dakikasında nerede olacağımı bilmekten sıkıldım. | Open Subtitles | لقد مللت من تخطيط كل يوم وكل ثانيه في حياتي |
| İnsanların küstahça insan-salyangozların bir şekilde yavaş olduğunu dile getirmelerinden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من الناس الذين يظنّون أنّ الحلزون البشري بطيء نوعا ما. |
| Politikadan biraz bıktım ama sana bunu sormak istiyorum. | TED | لقد مللت من السياسة نوعًا ما، لكنني أرغب أن أسألك هذا. |
| Üç öğün patates yemekten sıkıldın mı yoksa? | Open Subtitles | هل مللت من تناول المعلبات ثلاث مرات يوميا؟ |
| Ben gerçekten bu kadar çok zamanı ayrı geçirmekten çok yoruldum. | Open Subtitles | لقد مللت من هذه الطريقة التى نقضى بها وقتنا |
| Ama senin gibi ben de zeki ve yetenekli erkekken sıkılmıştım. | Open Subtitles | لكن كما هو شأنك لقد مللت من الرّجال المُتألّقين و الفُصحاء |
| iyi o zaman dinle. Sizin sıkıcı uzay fırlatmalarınızdan bıktım. | Open Subtitles | جيّد ، اصغي ، لقد مللت من برامج إطلاق صواريخكم المملة |
| Ben de güzel, seksi ve duygulu kadınlardan sıkılmaya başlamıştım. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد مللت من النّساء الجميلات الممشوقات و مُرهفات الإحساس |
| Eğer dinlemekten sıkılırsan, devam eder dururum, sen sadece tamam de. | Open Subtitles | وإذا مللت من الحديث معي سوف أذهب.. أنت فقط أخبرني، حسناً؟ |
| Liseden beri hep sendi... - ...ve ben bundan sıkılıyorum! | Open Subtitles | الأمر دائماً يتعلق بك و لقد مللت من الأمر |
| Peki, peki, anladım. Çok canım sıkıldı da. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، فهمتها أنا فقط مللت جداً |
| Ben sıkıIdım, hem de adamakıllı sıkıIdım artık. | Open Subtitles | إلى ذلك الحد انا مللت, إلى ذلك الحد, مثل, المجنون الفاقد عقله من الملل. |
| Yine sizi örnek alıyor derdim ama koridorda oturmaktan bıkkınlık geldi. | Open Subtitles | كنت لأقول أنها تقلدكِ مجددًا، ولكني مللت من الجلوس في الردهة |
| - Bisikletten sıkıldığını söylemiştin. | Open Subtitles | هل تريدون الإيعاز لي بشيء ما ؟ لقد قلت انك مللت الدراجة |