Şey, bunun için nedenim var, Biliyor sunuz adam üzgün. | Open Subtitles | حَسناً، الطريقة التي أَراها , ان الرجلَ منزعج هنا، أتَعْرفُ؟ |
Bugün biraz üzgün olsa da, olağanüstü iyi, efendim. | Open Subtitles | أنــه بخيــر صحــة سيــدي على الرغــم أنه منزعج قليلاً اليــوم |
Şimdi Cleo, Donovan'la yeteri kadar zaman geçirmediğin için kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الآن ، كليو أعلم بأنك منزعج لعدم قضاءك وقتاً كافياً مع دونفان |
Eğer sana bağırırsa... gerçekte rahatsız olmana üzüldüğünü anlatmaya çalışmaktadır. | Open Subtitles | إذا صرخت عليك فهي تعني حقا أنها آسفة لأنك منزعج |
Bu iş o kadar iyiyse, neden bu kadar üzgünsün? | Open Subtitles | إذا كان هذا العمل عظيم جداً فلماذا أنت منزعج بسبب لهذه الدرجة؟ |
Senden bıktım, anne. Sadece bıkmadım aynı zamanda kızgınım da. | Open Subtitles | أنا منزعج منك يا أمي ليس فقط منزعج ، غاضب |
Bu sabah olanlardan dolayı üzgün. | Open Subtitles | هو على ما يبدو منزعج من الحادثة التي حصلت في الصباح |
üzgün olduğunu biliyorum, ama oyunu bitirmeliyiz. | Open Subtitles | أنا أعرف إنك منزعج و لكن، نحن يجب أن ننهي اللعبة نحن؟ |
Bana çok üzgün olduğunu söylediler Tanrı esirgesin, nasıl önemli bir maymunu rahatsız ederim? | Open Subtitles | ولكنهم أخبروني أنك منزعج للغاية، وحاش لله أن أزعج القرد المهم. |
Evet, bu da sebeplerden biri olabilir. Pek üzgün görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، ماعدا سيكون عنده دافع، أنت لا تبدو منزعج جدا بأيّ هذا. |
kızgın, çünkü gitarı için tel vermiyoruz. | Open Subtitles | فهو منزعج فقط لأننا لم نسمح لة بالحصول على أية أوتار لجيتارة |
Lila Loomis'in size davranışlarından sonra ona kızgın mısınız? | Open Subtitles | ألست على الآقل منزعج من ما حاولت ليلا لوميس حاولت فعله بك ؟ |
- Sanırım biraz kızgın olmaya hakkım var. | Open Subtitles | نعم حسنا؟ اعتقد انني لدي الحق في ان اكون منزعج |
Bazıları oldukça rahatsız edici. Ayrıca kızan bazı velilerden de telefonlar aldık. | Open Subtitles | بعضهم غادر إلى بيته منزعج وقد وصلتنا بعض المكالمات العصبية من الأهالي |
Peki hala senin hareketlerini çaldığı için, ...veya yönetim şeklinden rahatsız mısın? | Open Subtitles | لذا أمازلت غاضبًا لأنه يسرق أعمالك؟ أمْ منزعج لأنه نجح في سرقتهم؟ |
Belki de üvey baban olacak. Neden bu kadar üzgünsün ki? | Open Subtitles | ربما سستنتهي بزوج أم لماذا أنت منزعج جداً ؟ |
- Büyütmüyorum. Sadece kızgınım. | Open Subtitles | -انا لست منزعج, ان فقط غاضب حسنا, غاضب وليس منزعج |
Bunun sebebi sinirli olduğunuz için kaygılı hissetmeniz olabilir ve gözünüzde büyüyen son günü aşmaktan endişe duyuyorsunuz çünkü kaygılısınız. | TED | قد تجد أنك منزعج ببساطة لأنك قلِق، وسبب قلقك هو اقتراب موعد تسليم مشروعك. |
Biliyorum, Eddie'yi sağlık kulübüne bıraktığım için kızgınsın. | Open Subtitles | الأَبّ، أَعْرفُ بأنّك ما زِلتَ منزعج عنيّ يَأْخذُ إدي إلى الحمام المعدني. بيت الكلب. |
Hala vücudundaki aramadan ötürü mutsuz musun? Unutmuşum. | Open Subtitles | سّيد بوث، هل ما زلت منزعج من ذلك التفتيش؟ |
Yani Noel'le ilgili biraz sinirliyim ve her şey üst üste geliyor. | Open Subtitles | لذا أنا منزعج قليلاً من عيد الميلاد وكلّ ما يأتي معه |
Tatlım, çok üzüldü çünkü sana bölmesini göstermek istiyordu. | Open Subtitles | عزيزتي ، انه منزعج لأنه أراد أن يريكِ دبدوبه ، وأنتِ ذهبت |
- Sana kızgın olmama kızdın diye böyle bir şey yapmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تنسب لي فضلاً لأنّك منزعج من انزعاجي |
- Bana kızdığını biliyorum. - Anlamıyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك منزعج بشأن اليوم ولكنه ليس سبباً |
Bir kez daha, sadece kendini düşünmek sanatında ustalaştın. Sadece kafası bozuk. | Open Subtitles | مرة أخرى، لقد برعت في فن التفكير بنفسك فقط إنه منزعج فحسب |
! Sizi temin ederim, sizin beni gördüğünüz kadar ben de sizi gördüğüme üzüldüm. | Open Subtitles | أؤكد لك أنني منزعج لرؤيتكم كما انزعجتم لرؤيتي |
Bunun olacağını daha önce anlamadığın için sinirlisin sadece... | Open Subtitles | أنت فقط منزعج لأنك لم تظن هذا سيحدث باكراً، و... |