"من الأفضل" - ترجمة من عربي إلى تركي

• iyi olur
• en iyisi
• iyi olacak
• iyi edersin
• daha iyidir
• daha iyi
• en iyi
• de
• İyisi
• Umarım

Belki de yazsam daha iyi olur. - Haydi, biraz kağıt bulalım.
ا ربما كان من الأفضل كتابتها, هل لديك قطعة من الورق ؟

Belki burada kalıp cenaze için dinlensen daha iyi olur.
ربما كان من الأفضل أن تبقى بالمنزل وتستعد لحضور الجنازة

Bir saate kadar burada olurlar, bu yüzden bir şeyler atıştırsak iyi olur.
سيصوا إلى هنا خلال ساعة بأقصى تقدير لذلك من الأفضل أن نأكل شيئاً

Çok yorucu bir akşam geçirdim. en iyisi ben yatayım.
.لقد كانت ليلة متعبة جدا .أعتقد من الأفضل أن ننام

en iyisi bizimle gel ve Firavunlarla biraz gez, tamam mı?
ربما من الأفضل أن تأتي معنا. تأخذ جولة مع الفراعنة، مفهوم؟

benim bunları toparlamam iyi olacak ya da birine takılıp düşeceğim.
من الأفضل أن أُبعد هذه من الطريق و إلا سأتعثر بها.

- Ayakkabısını çıkarırsan iyi edersin. - Arabayı kim çekecek?
ـ من الأفضل أن تفك الحدوة ـ من سيجر العربة؟

Bu kadar yeter, Buck Hannassey. Artık gitsen iyi olur.
ذلك كافى، بوك هاناسى أعتقد أنك من الأفضل أن ترحل

Yapacak birşey çıkmış olurdu. Ama burada kalsak daha iyi olur.
من الممكن ان نفعل ذلك ولكن لا,من الأفضل أن نبقى هنا

Çok sadıksın, ama belki de gerçeklerle yüzleşmek daha iyi olur.
هذا شعور وفى منكى . لكن من الأفضل أن نواجه الحقائق

Kılıcı hemen getirsen iyi olur yoksa, dönmeye cesaret etme sakın!
من الأفضل أن ترجع وتحضره وإذا لم تحصل عليه لا ترجع

Gemiye dönseniz iyi olur Albay. Çünkü onlar burada kalıyor. Ben de öyle.
من الأفضل أن تعود للسفينة يا كابتن لأنهم سيظلون هنا و كذلك أنا

Şimdi, ona ne yapması gerektiğini anlatmaya başlasan iyi olur yoksa işsiz kalacağız.
من الأفضل أن تخبره عما يفعل . وإلا سيفسد عملنا والآن هيا واصل

Evet, benim için uygundur. en iyisi adresinizi bana veriniz
أجل، لا بأس بذلك معي من الأفضل أن تعطيني عنوانكِ

Kemiklerin oynadığını elimle hissedebiliyordum. Bu yüzden hareketsiz kalmaları en iyisi.
أستطيع سماع العظام تتحرك لذا من الأفضل لقديمك أن تبقى ثابتة

Uyursam kabus görüyorum, o yüzden en iyisi meşgul olmak.
إذا نمت ستراودني الكوابيس لذا من الأفضل أن أشغل وقتي

Sen bir sanatçısın Binbaşı, belki de gördüklerimin arasında en iyisi.
أنت فنانه رائد ربما كان من الأفضل أن لا أبدي رأيي

en iyisi masaya oturduğu zaman, çenesinin altına bir mendil koyalım.
من الأفضل لنا وضع منشفة تحت ذقنه عندما يجلس إلى المائدة

Bu trenin ağırlığını hayatta kaldıramaz. Geri dönsek iyi olacak.
.لن تتحمل أبداً وزن هذا القطار من الأفضل أن نعود

Annemle babam görmeden yakalı bir şey giysen iyi edersin.
من الأفضل أن تلبس رقبة ضيقة قبل أمي وأبي يرونها

Doğru anladıysam, beyefendi; yalan söylemek, yalan söylenmesine izin vermekten daha iyidir.
فهمتك يا سيدي من الأفضل أن تكذب على أن نسمح بإنتشار الأكاذيب

Örneğin, insan sayısının çok daha az olmasının gezegen için, Gaia için daha iyi olacağını düşünen bazı aşırı çevreciler var.
وعلى سبيل المثال يوجد عدد من المتعصبين للبيئة يعتقدون أنه سيكون من الأفضل لكوكبنا، لو كان هنالك عدد سكان أقل بكثير.

Bize en iyi ayrılır, Dr Dodd. biz ne yapacağımızı biliriz.
من الأفضل ان تتركنا نمضى دكتور دود نعلم ما يجب فعله

Belki de kalmasam daha iyi, doğum gününü unuttum da
ربما من الأفضل عدم البقاء لقد نسيت أمر عيد الميلاد

Umarım bu iyi haber ya da para verecek biridir.
من الأفضل ان يكون شخص ما بأخبار جيدة او مال