Çok naziksiniz. Eminim, kibar ve savunmasızsınızdır. | Open Subtitles | أنت لطيف جداً أراهن بأنك مهذب ومسالم أيضاً |
Babası Baptista Minola, nazik ve kibar bir beydir. | Open Subtitles | والدها هو بابتيستا مينولا ، رجل مهذب ودمث الخلق الدمث. |
Bu kadar nazik biri olduğuna göre giydirebilirsin de. | Open Subtitles | لأنك كنت مهذب جدا ، يمكنك أن تلتقطهم و تضعهم لى لو أردت |
Sana hepsinden yolladım ama birine bile cevap vermedin... Çok kaba. | Open Subtitles | ارسلت كل هذه ولم أستلم منك أي رد , غير مهذب |
Silikon Vadisi'nde girişimciler, çok centilmen bir edada rekabet ediyorlar, her bir tarafın birbirine ateş etmek için sıra beklediği eski savaşlardaki gibi. | TED | في سليكون فالي، يتنافس روّاد الأعمال بأسلوب مهذب للغاية، مثل الحروب القديمة التي يتناوب فيها كل طرف على بعضهم البعض. |
Size söylemek istediğim, Efendim, kibarca, ne yaptığımı biliyor olduğum. | Open Subtitles | إن ما أحاول قوله لك يا سيدي و بشكل مهذب هو أنني أعرف ما الذي أفعله |
- Oh, evet, efendim. Çok da kibar, iyi bir göztmendi kendisi. Botlarını çıkarmadan önce mutlaka "pardon" derdi. | Open Subtitles | نعم سيدى، وهو مهذب ومثقف أيضاً فهو يستأذن قبل أن ينتزع حذائه |
Ben denileni yapan kibar bir güneyli çocuktum. | Open Subtitles | اووه ،، لقد كنت فتى جنوبي مهذب يفعل ما يقولون له |
Diğer seçeneklerime kıyasla diyebileceğim en kibar ve kontrollü şeydi. | Open Subtitles | مقارنة بإختياراتي الاخرى هذا كان أفضلهم أكثر شيء مهذب من الممكن ان اقوله |
Hey söför! Patronuna bir bayanla kibar konuşması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أيها السائق، قل لرئيسك أن يكون مهذب مع السيدة |
Harika bir adamdı Bay Bannion. nazik ve kibardı. | Open Subtitles | لقد كان رجلا رائعا بحق يا سيد بانيون لطيف و مهذب |
Harika, ama nazik davranışları bir tek ben biliyorum... işte bu yüzden de seninle beraber gelmem gerek. | Open Subtitles | أنتِ تَبْدو جميلة انه فقط أَنِّي الشخصُ الوحيدُ هنا الذي لَهُ ادنى معرفة كَيفَ يَتصرّفُ مثل شخص مهذب |
derken sahip olduğunuz şey aslında kibarlığın sözdizimi ve kaba olmanın bir mesajı var. | TED | ما تفهمه هو تركيب جملة بشكل مهذب ولكن الرسالة بشكل فظ. |
Bazen bahçeye girerler. Bu çok kaba. | Open Subtitles | أحيانا يجيئون إلى الساحة إنه أمر غير مهذب |
Ottavio benim gibi gerçek bir centilmen. Bir rahibe olarak doğmadım! | Open Subtitles | أوتافيو مهذب حقيقى مثلى أنا لم اولد راهبة |
Benim de bu akşam bacaklarına giymek için seçtiğin o şey için kibarca yorumum bu olurdu. | Open Subtitles | ذلك من شأنه أن يكون لي تعليق مهذب على اختيارك لكشف ساقيك لهذه الأمسية |
Masada en azından bir beyefendi varmış. | Open Subtitles | على الأقل فهناك سيد مهذب على هذه المائده |
Senin gibi hoş bir çocuk, nasıl oluyor da kızların dolaplarına girmeyi biliyor? | Open Subtitles | كيف يكون ولد مهذب مثلك يعلم كيف يكسر أقفال البنت |
Çok uslu çocuksun sen. Biraz daha kahvaltılık gevrek ister misin, tatlım? | Open Subtitles | .. أنت ولد مهذب هل تريد المزيد من الحبوب ؟ |
Bazıları, düşmanlarına nazikçe dişlerini gösterirken, bazıları sevgi dolu bir yüz ifadesine bürünerek, gözyaşlarının akmasını engeller. | Open Subtitles | البعض يظهر أسنانه كتحذير مهذب لأعدائه البعض يضع ابتسامة بسيطة ليمنع دموع من الانهمار |
Çok naziksin ve hep düzgün konuşuyorsun. | Open Subtitles | انت دائما مهذب. |
"Veterineri götürmek mi?" Çok kibarsın. | Open Subtitles | لقد نمت مع الدكتورة نمت مع الدكتورة تكلم بشكل مهذب |
Bak, sakın darılma. Sanırım bir hayli terbiyeli birisin. | Open Subtitles | بلا عداء, أنت تبدو على الأرجح شخص مهذب جداً على ما أنت عليه |
Tek bilmeniz gereken: ben; "teşekkürler" osuran "lütfen" yiyen bir kibarlık canavarıyım, hanımefendi. | Open Subtitles | كل ما عليك معرفته أنا وحش مهذب يأكل الرجاء و يخرج الشكر سيدتي |
Eric, dadı McPhee cadı değil. Böyle konuşman çok ayıp! | Open Subtitles | المربية مكفي ليست ساحرة و هذا قول غير مهذب. |