| Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | آسفة لمضايقتك، لكن في الواقع يجب أن نتحدّث |
| Bu konu hakkında bir profesyonelle Konuşmamız gerekebilir. | Open Subtitles | لا أقصدُ فكرتك. يجب أن نتحدّث مع اختصاصيّين عن ذلك. |
| Dünya sona ermek üzere ama biz burada durmuş konuşuyoruz. | Open Subtitles | العالم على وشكِ الفناء ، و نحنُ جالسون هنا نتحدّث. |
| Burada büyüklerinizden bahsediyoruz. Yani kalça nasıl olurmuş gelip bana sorarsın. | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن طالبات السنة الأخيرة لذا استشيروني في أسألتكم عنهن. |
| 5 milyon dolarımı nasıl ve ne zaman alacağımı konuşalım istersen. Konuşacağız. | Open Subtitles | ربما علينا أن نتحدّث عن كيف ومتى سأحصل على مالي. وسنفعل ذلك. |
| Özür dilerim, beyefendi. Sizinle otoyoldaki kaza hakkında konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | المعذرة يا سيّدى، نريد أن نتحدّث معك قليلاً بشأن التصادم الذى حدث على الطريق السريع |
| Evliliğimiz hakkında konuşuyorduk ve şimdi benim finansal işlemlerimi tartışıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ من غيّرت مسار الموضوع، كنّا نتحدّث عن زواجنا، |
| Bu yüzden ne yüksek sesle konuşuruz... ne de gereksiz sohbetlere gireriz. | Open Subtitles | و لذلك، نحن لا نتحدّث بصوتٍ عالٍ .. كما أننا لا ننشغل بأحاديث غير مفيدة. |
| Konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك امرٌ واحد أنا وانت يجب أن نتحدّث عنه، |
| Ama bu olmadan önce ne söyleyeceğini Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | ولكن قبل أن أدع ذلك يحدث، يجب أن نتحدّث حول ما ستقولينه. |
| Birbirimizi tanımıyoruz ama Konuşmamız lazım. | Open Subtitles | لسنا نعرف بعضنا البعض لكنّنا يجب أن نتحدّث. |
| Hemen gideceğim ama önce Konuşmamız lazım. | Open Subtitles | سأفعل بعد لحظات، لكن يجب أن نتحدّث أوّلاً. |
| Haberler yayılmadan önce işçi başıyla Konuşmamız lazım. | Open Subtitles | يجبُ أن نتحدّث معَ رئيس . العمّال قبل أن ينتشر الخبر |
| Bazen rast geliyoruz ama konuşuyoruz, ama pekâlâ, aslında hiç konuşmuyoruz. | Open Subtitles | ... فكما تعلم إن مساراتنا تتقاطع ...نحن نتحدّث أحياناً ، لكن |
| Lisede kim olacağın hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن من هو الذى ستذهبى معة المدرسة |
| Ama iyi ki başaramadı, tamam mı? Bir kadının hayatından bahsediyoruz. | Open Subtitles | ولكن لحسن الحظّ فلم تنجح، نحن نتحدّث هنا عن حياة امرأة |
| Sosyal bilimler veya o tip şeyler hakkında konuşabilirsiniz ama haydi bencil şeyler hakkında konuşalım. | TED | يمكنك التّحدث عن القيم الإنسانية، وهذا النّوع من الأشياء، ولكن دعونا نتحدّث عن الأسباب الأنانيّة. |
| Sizinle organ bağışını konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | فنودّ أن نتحدّث إليك بشأن التبرع بالأعضاء |
| Senin hakkında konuşuyorduk ilişkiler hakkında konuşuyorduk ve beni öptü. | Open Subtitles | كنّا نتحدّث عنك، كنّا نتحدّث عن العلاقات، ومن ثمّ قبّلني. |
| Belki sana göre bir işim olabilir. Sonra konuşuruz tamam mı? | Open Subtitles | أنا بحاجةٍ إليك في شيءٍ ما ربما نتحدّث لاحقاً |
| Ana durum, tahta geçmesine izin vermeyeceğiz. Efendi Koruyucu ile konuşmalıyız. | Open Subtitles | المهمّ ألا ندعه يرث العرش يجب أن نتحدّث إلى السيّد الحامي |
| Biliyorum uzun zamandır konuşmadık ama başımda ciddi bir bela var şu an. | Open Subtitles | أعلم أننا لم نتحدّث منذ فترة طويلة لكنّي واقع في مشكلة خطيرة هنا |
| Seninle bunları Konuşacak pek vaktimiz olmadı. | Open Subtitles | لم تُتَح لنا الفرصة كي نتحدّث عنها ,أنا و أنت |
| Hayır. Bu reklam, biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لا، ذلك الإعلان , لكنّنا يمكن أن نتحدّث عنك في الدقيقة. |
| Biz de tam senin misyoner çalışmalarından bahsediyorduk, çok güzel bir şey. | Open Subtitles | نحن كنّا نتحدّث عن عملك التبشيري وكم هو عظيم جدا. |
| Biz sadece çocukları beslemekten bahsetmiyoruz. Bu bir sivil haklar konusu. | Open Subtitles | نحن لا نتحدّث عن اطعام الأولاد فحسب هذه مشكلة حق مدني |
| Mulder, hakkında konuştuğumuz adam 77 yaşında. | Open Subtitles | مولدر، الرجل الذي نحن نتحدّث عنهم بعمر 77 سنة. |