Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
Şimdi beyler, dünyanın artık tehlikeli bir yer olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | والآن يا سادتي، نحن نعلم أن العالم أصبح مكاناً خطراً. |
Evet. Ama en azından katilin sokaklardan uzakta olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا، ولكن على الأقل نعلم أن القاتل بعيد عن الشوارع |
biliyoruz ki bizi küresel olarak bağlayan karanlık bir akım var. | TED | ونحن نعلم أن هناك تيار متخفي والذي يربطنا جميعاً حول العالم. |
biliyoruz ki Mars'ta ve Ay'da bu yapılardan çok fazla miktarda bulunuyor. | TED | ونحن نعلم أن في المريخ وفي القمر هناك أطنان من تلك التشكلات. |
İkimizde çatı katındaki odanın yatağında sperm lekesi bok ve kan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أن ملاءات السرير في تلك العليّة ملطخة بالسائل المنوي و دم |
Şimdi odadaki havanın tamamen bedava olduğunu biliyoruz, çokça bulunuyor ve halihazırda yüzde 21 oksijen. | TED | نعلم أن هواء الغرفة مجاني، ووفير، ويحتوي على 21 في المئة من الأوكسجين. |
Japonya'nın doğan güneş ülkesi olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن اليابان هي أرض الشمس المشرقة. |
Ancak biz bunun tamamen söz dizimsel olduğunu biliyoruz. | TED | لكن نحن نعلم أن ذلك بشكل بحت له علاقة بترتيب الرموز، إنه رمزي |
Bu sembolik. Gerçek insan bilincinin bundan daha fazlası olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن وعي الإنسان الحقيقي عبارة عن ما هو أكثر من ذلك |
Toxo'nun dopamin yapan bir enzim salgıladığını, bunun ödül ve motivasyonla ilgili olduğunu biliyoruz. | TED | نعلم أن التوكسو تفرز إنزيمًا يجعل الناقل العصبي، جسمًا يتدخل في المكافأة والتحفيز. |
Ama çubukların etrafından özgürlüğe yürümüyoruz çünkü biliyoruz ki, dikkat etmek gerekir. | TED | لكننا لا نمشي حول القضبان إلى الحريّة لأننا نعلم أن هناك مأزق. |
Ve ikimizde iyi biliyoruz ki bu suçun cezası ölümdür. | Open Subtitles | لمحاولة إدانتهم ومحكامتهم وأنت وأنا نعلم أن عقوبة ذلك الموت |
Gittiğini görmek üzücü, ama hepimiz biliyoruz ki istediğin yerdesin ve evet ben hala okuldan sonra, ayrıca Hafta sonları seninle görüşeceğim, | Open Subtitles | أنا حزين لرؤيتك تغادر ولكن كلنا نعلم أن هذا شيء تريديه حقا وانا سوف أراك بعد المدرسة و في إجازة نهاية الأسبوع |
biliyoruz ki, bomba az seviyede zarar yüküne sahipmiş yani bir tür en yüksek düzeyde profesyonel terörist ile uğraşmıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن القنبلة حصلت على الحمولة الأقل ضرراً ، لذا نحن لا نتعامل مع بعض المحترفين من الإرهابيين العظام |
İkimiz de biliyoruz ki, geçmişte adamlarınız kanunla karşı karşıya gelmişti. | Open Subtitles | ملغز،نحن نعلم أن ابنائك كان لديهم تعديات على القانون في السابق |
Chapin Segretti'yi kiraladı, bunu biliyoruz Haldeman'ın da Chapin'i kiraladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن شابين هو من وظف سيجريتي و نعلم أن هولدمان قد وظف شابين |
Bu bebeğin tehlikede olmadığını biliyoruz. | TED | نعلم أن هذا الطفل سينمو ليكون بصحة جيدة. |
İkimiz de nefessiz kaldığınızı bileceğiz, ama kıza çok seksi gelecek bu, oldu mu? | Open Subtitles | ، نحن نعلم أن تنفسك سينقطع لكنها ستعتبر أن الأمر مثير للغاية |
İnsan üstü bir güce sahip olduklarını biliyoruz ama onlara zarar verebiliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن لديهم قوه أكبر من القوه البشريه لكننا يمكننا أن نؤذيهم |
Annesinin doğum sırasında öldüğünü ve babasının intihar ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن والدته ماتت أثناء الولادة و أن والده إنتحر |
Bunun doğru olduğunu ikimiz de biliyoruz, sadece duymak istiyorum. | Open Subtitles | هيا نحن نعلم أن هذا صحيح أنا فقط أريد سماعها |
Cylonların ikmal hattı olarak kullandıklarını bildiğimiz bir bölgeye sıçrarız. | Open Subtitles | نقوم بالعُبور إلى منطقة نعلم أن السيلوتز يستخدمونها كخط إمداد |
Pleurococcus diye bir şey olduğunu bilmiyorduk ki bu da bu türün tüm türleri haritalama projesinin önemli olmasının bir sebebi. | TED | ونحن لم نكن نعلم أن هناك صراصير موجوده ، التي هي جزء من السبب لماذا مشروع الخريطه الجينيه لكل الأنواع مهم جداً. |
Yönümüzü gösterecek bir pusula olmadan kaderimizin doğruyu aramak mı yoksa kulağımıza fısıldayan şeytanlara itaat etmek mi olduğunu nasıl bilebiliriz? | Open Subtitles | بدون بوصلة تقودنا .. فكيف لنا أن نعلم أن قدرنا أن نعمل صالحاً؟ أو أن نطيع الشياطين التي تهمس في أذاننا؟ |
Açık kaynağın bilgi ve yaratıcılığı yönetmek için olan araçlar ile başarılı olduğunu biliyorduk. | TED | ونحن نعلم أن المصادر المفتوحة نجحت مع أدوات لإدارة المعرفة والإبداع. |
- Sana neden inananıyım? Çünkü ikisinden birinin senin için önemli olacağını biliyorduk. Ve artık onun Lydia olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لأننا كنا نعلم أن واحداً منهما سيكون مهماً بالنسبة إليك والآن نعلم أنها "ليديا" التى تهمك |
Sıcak olacağını biliyoruz, ancak ne kadar sıcak olacağını tam olarak bilmiyoruz. | TED | نحن نعلم أن الطقس سيصبح حاراً، ولكننا لا نعرف تماماً كم سيصبح مستوى الحرارة. |