Bunu hergün yapıyoruz, roman okurken, televizyon seyrederken veya bir filme gittiğimizde. | TED | نقوم بذلك كل يوم، أثناء قراءة القصص، مشاهدة التلفاز، أو الذهاب للسينما. |
Yani, şimdi beş aydır yapıyoruz, ben, Michal, birkaç arkadaşım sadece resimleri yapıyoruz. | TED | خمسة أشهر الآن، وذلك ما نفعله، أنا وميشيل وبعض الأصدقاء نقوم بعمل الصور. |
biz bu yapay zekâyı alıyoruz ve daha da akıllı hale getiriyoruz. | TED | وما نقوم به هو أخذ ذلك الذكاء الاصطناعي ونجعله أكثر فأكثر ذكاء. |
ve bir cerrahtan bir görev gerçekleştirmesini istedik robotla yaptığımız şuydu, | TED | وطلبنا من طبيب جرّاح أن يجري مهمة، وما نقوم به هو، |
Tamam, şimdi bir deney yapalım, bazı düz çizgilerle oynayalım. | TED | حسناً، لذا دعونا نقوم بتجربة، فقط لنعبث ببعض الخطوط المستقيمة، |
Endişelerini dinlemek, akıllarından geçenleri öğrenmek için belediye binasında her ay toplantı yaparız. | TED | نقوم كل شهر باجتماعات مفتوحة للاستماع إلى اهتماماتهم، لمعرفة ما يجول في رؤوسهم. |
Birkaç gün sonra, her ergene seçme fırsatı verilmesi gereken 2 şeyi yapacağız. | Open Subtitles | يومان ، وسوف نقوم بالشيئين كل مراهق يجب أن يكون له الفرصة ليفعل |
Bu yarışmayı kazandığımızda Çin'de projemizi açıklamak için bir gösterim yapmak zorunda kaldık. | TED | لذلك عندما فزنا بالمنافسة كان علينا ان نقوم بعمل معرض بالصين لشرح المشروع |
Bu muhteşem şeylerin tamamını topluluk üyelerimiz için yapıyoruz ve aynı zamanda, müşterilerimize para cezası ve harçla karşılık veriyoruz. | TED | نحن نقوم بكل هذا العمل الرائع لأفراد مجتمعنا وفي الوقت نفسه، نواجه ذلك عن طريق فرض غرامات ورسوم من زبائننا. |
Bu yüzden her 10 yılda, elimizdeki her tohum numunesine çimlenme testleri yapıyoruz | TED | لذا فكل 10 سنوات نقوم بإختبارات التنبيت في كل عينة لدينا من البذور. |
Bir şeye bir şey yapıyoruz, Ve tıpkı sihir gibi, o hareket ediyor. | TED | حيث نقوم بفعل ما على سطح ما وكما السحر .. يتحرك .. هكذا |
biz bu kararları daha gözlemlenebilir kılarsak iyilik yapma fırsatlarını daha çok yakalarlar. | TED | ولكن، عندما نقوم بتوضيح قراراتهم أكثر، يبدأون بالاهتمام أكثر بفرص فعل الأعمال الجيدة. |
Ama göndermeden önce, biz gerçekten o Gezginler'i test ettiğimizden emin olduk -- ya da o Gezgin'i-- ve herşeyin doğru çalıştığından emin olduk. | TED | و لكننا تأكدنا من اختبار هذه العربات الجوالة قبل أن نقوم بإرسالها إلى الأسفل و تأكدنا من أن كل شيء يعمل على ما يرام |
Giy şunu. biz güvenliği sağlar sağlamaz yukarı geri gel. | Open Subtitles | هنا.إرتدى هذه و تعال ثانية للأعلى بمجرد أن نقوم بالتأمين |
Ve katlamayı bilgisayarda yaptığımız için, herhangi bir fiziksel kısıtlamadan da muafız. | TED | ولأننا نقوم بالطي على الحاسوب، نحن متحررون تماما من أي قيود مادية. |
Şöyle bir anlaşma yapalım. O iskeleti birleştirmek için kitaplardan destek alıyoruz. | Open Subtitles | إننا نستخدم مخطوطة من أجل أنّ نقوم بتجميع الهيكل العظمي من جديد |
Benim en iyi arkadaşım gibidir. Her şeyi birlikte yaparız. | Open Subtitles | بالنسبة لي إنع أعز أصدقائي اننا نقوم بكل شيئ سويا |
Ama, dostum, onu bulduğum zaman, o berbat şarap tatma işini yapacağız. | Open Subtitles | ولكن يارجل عندما اجدها .. سوف نقوم بأقامة بعض حفلات تذوق الخمر |
Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? | Open Subtitles | ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟ |
Artık karanlık değil, şimdi tam anlamıyla kasabayı dolaşarak arama yapmalıyız. | Open Subtitles | الآن ستغيب الشمس ، وينبغي لنا أن نقوم ببحث شامل للبلدة. |
yapmamız gereken çok şey var ama hepsini size açıklayacağım. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة يجب تغطيتها ولكني سأشرحها ونحن نقوم بها |
Sen de ne zaman antreman yapacak olsak, hemen karnın ağrıyor. | Open Subtitles | يبدو أنك تصاب بآلام البطن كل مرة نقوم فيها بالتدريبات والتمرينات |
Ben onu, bir iş yapıp, yanısıra para kazandığımda hissederim. | Open Subtitles | أما أنا فأعتقد أننا نقوم بعمل مفيد ونتلقى مالاً ايضاً |
Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
Mesleğimizin en zor kısımlarından biri de insanlara yaptığımızı anlatmak. | TED | إنها إحدى التحديات في مهنتنا: محاولة شرح ما نقوم به. |
Kıkırdak doku ölçümü yapabiliriz ama sadece bakarak söyleyebilirim ki yağ doku hücreleri, yüzdeki tüylenme ve kas gelişimi ergenlik öncesi gibi görünüyor. | Open Subtitles | يمكننا أن نقوم بتقييم لوحة النمو ولكن فقط من خلال العين ، يمكنني أن أقول لك نسيجه الدهني تحت الجلد يظهر قبل البلوغ |
Demek istediğim aslında çok sıkı çevre düzenlemeleri olmayan yerlerden petrol ithal ederken aynı zamanda sızıntı ihraç ediyoruz. | TED | أنا أعني، لقد صدرنا حوادث التسرب في الأساس عندما نقوم باستيراد النفط من أماكن ليس فيها قوانين منظمة للبيئة |