Burada karşı karşıya olduğumuz şeyi, sen, herkesten daha iyi biliyorsun. | Open Subtitles | انت وأكثر من اى شخص كُنت تعرفين ما الذى نواجهه هنا |
Bir bilim insanı şu anda karşı karşıya olduğumuz sınavın çözülebilir bir düğüm olduğunu ve sürdürülebilir bir birliktelik olduğunu söyledi. | TED | شخص قال الاختبار الذي نواجهه الآن، أخبرني عالم ان كان المزيج بين اشارة الابهام و اللحاء الجديد يعتبر مزيجا قابلا للتطبيق. |
Çünkü bana göre, karşı karşıya olduğumuz en önemli konu bu soruya nasıl tepki vereceğimizdir. | TED | أريد القيام بذلك لأنه في نظري، الإشكال الأهم الذي نواجهه هو كيف نجيب على هذا السؤال. |
Haklısın, dostum. Şu an yüzleştiğimiz ölümsüz bir iblis değil. | Open Subtitles | أجل، يا صديقي هذا ليس شراً خالداً الذي نواجهه الآن |
Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu: Çok mu geç? | TED | ولكن السؤال الاكبر الذي نواجهه اليوم هو هل تأخر كثيراً؟ |
Ne yazık ki neyle karşı karşıya olduğumuza dair fikrimiz yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ، إننا لا نملك فكرةً عمّا نواجهه |
Seni derinlere bulaştırdığım için üzgünüm ama Neyle karşı karşıyayız bilmeliyim. | Open Subtitles | أنا آسف لإقحامك في أمر سئ كهذا ولكن أريد أن اعرف ما الذي نواجهه |
Önemli olan tek şey, bununla beraber yüzleşmemiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يهم حقا هو أن نواجهه معاً |
1912'ye 100 yıl öncesine dönün ve ülkemizin o zamanlar ne ile karşı karşıya olduğuna bakın. | TED | لكن بالعودة إلى 1912، قبل 100 سنة، انظروا إلى تلك النقطة ما نحن، دولتنا، نواجهه. |
Toparlayacak olursak ,tarihin bu ilginç noktasında karşı karşıya olduğumuz şey zorlu ve fırsatlarla dolu bir iştir. | TED | الزبدة أنه هذا هو التحدي الذي نواجهه جميعنا اليوم في هذه اللحظة المثيرة للاهتمام بالتاريخ. |
Ne yazık ki bu karşı karşıya olduğumuz tek kötü değil. | Open Subtitles | لسوء الحظ، هذا ليس الشر الوحيد الذي نواجهه |
- Başlaman gerekecek. Bugün karşı karşıya olduğumuz şeyden hiç birimiz kaçamayız Jack. | Open Subtitles | ان ما نواجهه اليوم لا يمكننا ان نهرب منه |
Zamanımız bitiyor ve ne ile karşı karşıya olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz yok. | Open Subtitles | الوقتُ ينفذ منا وليس لدينا أي فكرة عن ما نحن نواجهه |
İşte karbondioksiti direkt havadan alırken yüzleştiğimiz zorluk bu. | TED | هذا هو التحدي الذي نواجهه عندما نجمع ثاني أكسيد الكربون من الهواء مباشرة. |
İşte bugün yüzleştiğimiz mücadeleler ikiyüzlü. | TED | ولهذا فإن التحدي الذي نواجهه الوقت الحاضر ينطوي على أمرين. |
Şimdi size beyni bir büyük veri problemine dönüştürmede karşılaştığımız ikinci bir zorluktan bahsedeyim. | TED | أرغبُ الآن أن أخبركم عن التحدي الثاني الذي نواجهه في محاولة تغيير الدماغ إلى قضية بيانات ضخمة. |
Sık karşılaştığımız belirsizliklerden sonuncusu en ucu açık olanlardan ve inkar edilenlerden biridir. | TED | النوع الأخير من الشك الذي نواجهه كثيرًا هو أحد أكثر الأمور ذات النهاية المفتوحة، وهو التراجع. |
Ballantine'la kendi sahasında yüzleşmeli neyle karşı karşıya olduğumu bulmalıydım. | Open Subtitles | يجب ان اواجه بالانتين بهذا الأمر ومحاولة معرفة من الذي نواجهه |
Tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu anlayabilmek için radyobiyolojiden gelecek sonuçları beklemeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن ننتظر نتائج الفحص الإشعاعي البيولوجي حتى نعرف ما نواجهه |
Bildiklerimizin çok ötesiyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ما نواجهه, يتخطى كل الأمور التي نعرفها |
"Bunu açıklayamam, ama burada olduğunu biliyorum ve onunla yüzleşmemiz gerek." | Open Subtitles | ليس بوسعي تفسير هذا" و لكني أعرف بوجوده "و علينا أن نواجهه |
Evet, öylece karşısına çıkıp haklarını okuyabileceğimiz biri değil. | Open Subtitles | أجل، حينها ليس هو ذلك الشخص الذي يمكننا أن نواجهه ونخبره بحقوقه |
Ne ile uğraştığımızı anlayınca... adaletimizi geri alacağız. | Open Subtitles | سنحقق العدالة حالما نعلم ما نواجهه. |
Yani boş yere uğraşmak yerine karşımızdakinin kim olduğunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | لذا عوض سعينا في حلقة غير مجدية، فعلنا معرفة هويّة من نواجهه. |