İç çamaşırları almaya gelen şoför olmalı bu. İşte orada. | Open Subtitles | لابد وأنّه السائق جاء ليأخذ الملابس الداخليّة، ها هي هناك |
Aslında, bir diyet planı olarak işe yarar sayılır. İşte orada! | Open Subtitles | في الواقع، كبرنامج للحمية لقد نجح نوعا ما، ها هي ذا |
İşte orada, saat gibi aynı... - İşte orada, gidiyor. | Open Subtitles | ها هي ذا، إنّها جاهِزة أنت، لنقم بالأمر أيّها المُخادِع. |
Ama işte bu şekilde çalışır. | TED | ولكن ها هي الطريقة التي تعمل بها النفعية. |
İşte geldi. Pekala, bir dakikanızı alabilir miyim? | Open Subtitles | ها هي ذي, حسناً، هل لي بأن أحظى باهتمامكم لبعض الوقت |
İşte benim sinyalim. İnşallah takımın diğer üyelerinin sinyallerini de alırız. | Open Subtitles | ها هي إشارتي، وعلى أمل أن نتلقى الإشارات من بقيّة الفريق قريباً |
Bu yüzden ilginçtir ki, Amerika'nın nasıl göründüğüne bakmak isterseniz, işte böyle. | TED | من المثير للاهتمام أن تروا -إذا أردتم- كيف تبدو الولايات المتحدة, ها هي ذا. |
İşte geliyor, bayanlar baylar! Şuna bakın, rüzgar gibi uçuyor! | Open Subtitles | ها هي تأتي أيها السيدات و الساده أنظروا لها كيف تطير |
Hayır. Ben sadece iç çamaşırımı düzeltiyorum. işte oldu. | Open Subtitles | كلا، لقد كنت أعيد ترتيب ملابسي الداخلي، ها هي قد أعيد ترتيبها |
- İşte orada, gidiyor. - Hadi yapalım şunu, he. Tamam mı? | Open Subtitles | ها هي ذا، إنّها جاهِزة أنت، لنقم بالأمر أيّها المُخادِع. |
İşte orada, Rupert. Bana bir kez daha vurmasını sağlarsam, ...istediğim zevkli acıyı bana verecek! | Open Subtitles | ها هي روبرت إذا تمكنت من جعلها تضربني مرةً اخرى |
- Onunla saatin önünde buluşmamızı söyledi. - İşte orada. | Open Subtitles | قالت بأن نلاقيها قرب الساعة - ها هي هناك - |
Patron, göster onlara! - İşte başlıyor! - Gerçekten çok korktuk. | Open Subtitles | هي, ايها الزعيم, ارهم قوتك نعم نعم.نحن خائفون ها هي لقد ارئيتهم ايها الزعيم |
Eğer herkes gördüyse, işte bu makina da böyle çalışıyor diyebilirdiniz. işte burada böyle yapıyoruz, ve bunlar oluyor. | TED | وبالتالي إن كان بإمكان أحدهم رؤيته، يمكنك القول، ها هي طريقة عمل الآلة، هذا ما نقوم به، وهذا ما يحدث. |
İşte bu siteden, California'daki iyileştirme giderlerine bakabiliyorsunuz. | TED | ها هي موقع يسمح لك بالنظر على إنفاق الإنعاش الإقتصادي في كاليفورنيا. |
İşte geldi. Olanları unutmaya çalış. Müdür Bey unuttu bile. | Open Subtitles | ها هي, الآن يجب أن تنسى كل شيء عن الأمر, المدير جيّد |
İşte benim sinyalim. İnşallah takımın diğer üyelerinin sinyallerini de alırız. | Open Subtitles | ها هي إشارتي، وعلى أمل أن نتلقى الإشارات من بقيّة الفريق قريباً |
İşte böyle, derin nefes al. Dürbünü...? | Open Subtitles | حسناً , ها هي , نفس عميق , هل أستطيع ؟ |
İşte geliyor, bu onu etkilemek için büyük bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | ها هي آتية، قد تكون هذه فرصتك لتثير إعجابها. |
Birinin yüzünde leke varmış, işte oldu. | Open Subtitles | بعضهم لديه القليل من الحلوى على وجهه ها هي أزيلت |
İşte su işletmesinin yanında kaç ev olduğunu gösteren bir avukatın yapmış olduğu harita, hangi evler suya bağlanmış. | TED | ها هي خارطة إنشأها محامي، وضعها في محطة مياة، ليرى أي المنازل هناك، أي المنازل تم توصيل الماء إليها؟ |
Demek istediğim, bir dakika senin içindeydi ve 47 saat sonra, işte burada. | Open Subtitles | هذا مذهل، في لحظة تكون في داخلك وبعد 47 ساعة، ها هي ذا |