Onun kalbini kıracaksın, ve basın bunu öğrenince, yaptığımız reklam boşa gidecek. | Open Subtitles | ستسحق قلبها وبعد ذلك الصحافة ستكتشف وكلّ الخير الذي صنع يذهب هباء |
Bu sondan ikinci kibritimiz. Ateşin boşa gitmesi yazık olur. | Open Subtitles | ان هذا اخر عود من الكبريت يبدو اننا اضعناهم هباء |
Ben hâlâ vaktimizi boşa harcadığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | نعم، حَسناً أنا ما زِلتُ أَقُولُ بأنّنا ضيّعُنا وقتَنا هباء |
Ordu bana keskin nişancı madalyasını boşuna vermedi biliyorsun. | Open Subtitles | الجيش لم يمنحني ميدالية القناص الماهر هباء |
Bütün çalışmam, planlarım, deham hiç uğruna gitti. | Open Subtitles | كل عملي وتخطيطي وعبقريتي كلها ذهبت هباء منثورا |
Çok iyi bilgilendirilmişsiniz, Bay Bond. boş yere 60,000 insanı öldüreceksin. | Open Subtitles | لديك معلومات غير عادية يا سيد بوند ستقتل 60 الف رجل هباء |
Eğer iki kocalı olma durumu varsa bütün geleneklerimiz çöpe gider. | Open Subtitles | إذ هذه السابقة من إمتلاك زوجين ستبقى اذاً ستضيع التقاليد هباء |
Annemin üzerine! Nasıl yaptı? Hepsi bir hiç için. | Open Subtitles | أعطيته كل شيئ ورثته من أمى كل شيئ ضاع هباء , كيف يمكنه ذلك ؟ |
Ama, o zaman Gordo'nun yaptıkları boşa gitmiş olacak. | Open Subtitles | لكن تاكدى ان كل شىء فعلة جوردو من اجلك قد ذهب هباء |
Burchenal senin için kendisini feda etti. boşa gitmesini istemezsin. | Open Subtitles | لقد ضحى بورشينال بنفسه من أجلك هل تريد ان تجعل تضحيته تذهب هباء ؟ |
O tabancayı on yıl taşıdın ve şimdi kurşunu boşa harcadın. | Open Subtitles | عشر سنوات وأنت تحمل مسدسك وفي النهاية تضيع طلقتك هباء |
- O orkideye şimdi ulaşamazsak tüm çabalarımız boşa gidecek. | Open Subtitles | -ان لم نصل الى تلك الزهرة سيكون كل عملنا هباء |
Politikaları yüzünden arkadaşının başına kötü bir son geldiyse, onun cesur çabalarının boşa gitmemesi için uğraşalım. | Open Subtitles | اذا قابل صديقتك نهاية دموية بسبب سياستها دعنا نتأكد من ان جهودها الشجاعة لم تذهب هباء |
Ya bütün bu yaptıklarımız boşa giderse? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أن حرفياً كل ما فعلناه ضاع هباء ؟ |
Promisin'in bu şekilde yayılmasını hiç istemedim, ama bu son birkaç günkü kurbanlar boşuna değildi! | Open Subtitles | لم أتعمد لنشر البروميسين بهذه الطريقة لكن تضحيات الأيام القليلة الماضية لم تذهب هباء |
İyi dediniz, evlatlarım! Mesih boşuna yükselmedi. | Open Subtitles | كلام جميل , يا أبنائي لم يصعد المسيح إلى السماء هباء |
O boşu boşuna mı öldü? | Open Subtitles | مات تيجر، لن ندع موته يضيع هباء |
Eğer buradan iyi birşey çıkmazsa Teal'c bir hiç uğruna ölmüş olur. | Open Subtitles | سيكون تيلك قد مات هباء لو لم يكن هناك شئ جيد نقوم به هنا |
Birincisi, küçük kızına kavuşmuş olmasını ve ikincisi, ölümünün hiç uğruna olmamasını. | Open Subtitles | "الأول, أنها اجتمعت مع ابنتها الصغيرة" "الثاني, وأنّ موتها لم يكن هباء" |
Uygun bir kalp bulursam bunu boş yere harcamayacağım. | Open Subtitles | إذا كان هناك قلب متوافر لن أجعله يذهب هباء |
boş yere buralara gelmişsin. Sana ihtiyacım kalmadı. | Open Subtitles | لقد إرتحلت إلى هنا هباء لا حاجة لي بك هنا |
Bir parti için 3 haftadır çalışıyordum ve sonra bir anda çöpe atıldı. | Open Subtitles | لقد عملت على الحفلة طوال 3 أسابيع و كل ذلك ذهب هباء |
Ve birden bütün bunların bir hiç için olduğunu fark etti. | Open Subtitles | والادراك المفاجئ بأن ذلك كله مجرد هباء |
Fakat yaptığınız her şey boşunaydı maalesef. | Open Subtitles | كأي شيء آخر فعلتموه أخشى أنه ضاع هباء |