Rakamlardan bahsetmişken bana bir hediye vermiştin, ben de borçlu kalamazdım. | Open Subtitles | بالمناسبة، لقد قدّمتَ لي هديّة لذا يجب أن أقدّم لكَ واحدة |
Eminim niyeti iyidir ama bana daha kötü bir hediye veremezdi. | Open Subtitles | مُتأكدة أن نيته سليمة لكن كان باستطاعته عدم إعطائي أسوأ هديّة. |
Bu çok pahalı bir hediye. Bilmiyorum yani ben... | Open Subtitles | لكنّها هديّة ثمينة جدّا لا أعرف إذا كنت أستطيع000 |
Daha önce hiç milyoner biri için düğün hediyesi almamıştım. | Open Subtitles | فلم يسبق أن اشتريتُ هديّة زفاف لشخص مليونير من قبل |
Bu dünyada yalnızca So'nun verebileceği eşsiz bir armağan vardı. | Open Subtitles | هناك هديّة وحيدة التي من الممكن أن يعطيها سو لك. |
Annem için hediye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا من قبل لكي أبحث عن هديّة لأمّي |
Tek bir hediye istediğimden, kesinlikle alacağımı biliyordum. | Open Subtitles | بما أني رغبتُ في هديّة واحدة فقد كنت متأكداً من حصولي عليها |
Annem insanların bizim sadakaya ihtiyacımız olduğunu düşünmesine o kadar kızmıştı ki bana hediye almadıkları için suçlu hissetmiyordu. | Open Subtitles | كانت أمّي تنزعج كثيراً إذا اعتقد الناس أننا محتاجون حتّى أنها تناست ذنبها بعدم إحضار هديّة لي |
Ve sana hediye bile almazken bedava yemeği geri çevirmem aptalca geliyor bunu da biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنّه من غير المعقول أن أرجع طعاماً مجّانياً بينما لا نستطيع حتّى توفير هديّة لائقة لك في أعياد الميلاد |
O kadar güzeldi ki, bir daha hiç hediye almasam hayat nasıl olur diye düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لقد أحسستُ بشعور غامر و تسائلتٌ كيف ستكون حياتي لو لم أحصل على أيّة هديّة |
Günün sonunda hediye almamam umrumda bile değildi, çünkü çok iyi bir gün geçirmiştim. | Open Subtitles | مع نهاية ذلك اليوم لم أهتمّ بعدم حصولي على هديّة لأنني حظيتُ بيوم لا يُنسى |
Bana hediye vermiyorsun. Ot parası ödüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تقدّمين لي هديّة, أنتِ تدفعين لي من أجل المارجوانا. |
Hiç birşey istemeyen bir adama hediye almak herşeyi olan adama hediye almaktan daha zormuş. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأصعب من العثور على هدية رجل لديه كلّ شيء هو العثور على هديّة رجل لا يريد شيئاً |
Ben de, başkanlıktaki ilk günümü kutlamak için... bir çeşit hediye falan gönderdiler sandım. | Open Subtitles | ظننت أنها هديّة شيئ لأحيي به ذكرى أول يومٍ لي كمحافظ |
Daha önce hiç milyoner biri için düğün hediyesi almamıştım. | Open Subtitles | فلم يسبق أن اشتريتُ هديّة زفاف لشخص مليونير من قبل |
297 düğün hediyesi. Bu resmen küçük bir mucize. Toplam sayı 300'ün altında. | Open Subtitles | ما يُقارب 297 هديّة زفاف، إنّها لمُعجزة صغيرة، فالمجموع النهائي أقل من 300. |
O gün geldiğinde boynundaki nefesimi değerli bir armağan olarak göreceksin. | Open Subtitles | وعندما يصل هذا اليوم سيروقكِ وقع أنفاسي على رقبتكِ، هديّة مُرضية |
Bu sana hediyem. | Open Subtitles | هذه هديّة لك. إنّها منزوعة الكافيين. |
O gün değerini geç anlamış olsam da harika bir hediyeydi ve Pete normalden daha mutlu görünüyordu. | TED | أًدركتُ متأخرًا أن ذلك اليوم كان هديّة جميلة، بدا بيت أكثرَ فرحًا من عادتهِ. |
Bugün doğum günün. Ve uzun süredir beklediğin ve umduğum hediyeyi alacaksın. | Open Subtitles | اليوم عيد ميلادك وستحصل على هديّة كنت تتمناها منذ أمد طويل |
Noel hediyen masanda duruyor. | Open Subtitles | هديّة عيد الميلاد موجودة على مكتبِك |
Çoktan hayal edebileceğim en iyi Noel hediyesini aldım. | Open Subtitles | ولا تشغلي بالك بهديّتي لقد منحتني بالفعل أفضل هديّة عيد ميلاد يمكنكِ تخيّلها |
Teklif hediyemi bulmak için harika bir yer değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا أفضل مكان لكي أجد هديّة التقدّم بالزواج؟ |
Galiba sana artık mezuniyet hediyeni vermenin sırası geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لأعطيكما هديّة التخرّج |
Şimdi de, en nihayet bizim Ona bir hediyemiz var krallara layık bir hediye. | Open Subtitles | .. والآن، أخيراً لدينا هديّة له هديّة تليق بملك |
Hayır. Eşimin ailesinin düğün hediyesiydi. | Open Subtitles | لا، كانت هديّة زواج من عائلة زوجتي. |
Peki. İşte burada, bütün hediyelerin şahı. | Open Subtitles | حسناً، هاك أفضل هديّة على الإطلاق. |
Babası Ona tek bir oyuncak bile almadığı için öğrendiği o ders babasının Ona yegane armağanıydı. | Open Subtitles | ،وحيث أنّ والده لم يهديه دمية قطّ" "فكان ذلك الدرس هديّة والده الوحيدة له |
Babam hediyelre çok önem vermezdi, ama Ona gülmesi için bir neden verdiğim için çok iyi hissediyordum. | Open Subtitles | لم يكن أبي يهتمّ كثيراً بالهدايا و لكن أفضل هديّة قدّمتها له هي منحه تلك الابتسامة |