Sadece kişiliğimden hoşlanıldığını bilmenin verdiği o zevki hiç yaşamadığım Doğru mu? | Open Subtitles | هل هذا حقيقي أنني لم أعرف أبداً متعة أن تروقني ذاتي ؟ |
Doğru söylediğini ve tüm benliğiyle sadakatinize bağlı kalacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن هذا حقيقي ويجب أن تخضع أجزائه كلها لهذا بأخلاص |
Bilim camiasından birisini "Evet, bir şey biliyoruz, bu Doğru" demeye ikna etmek oldukça zordur. | TED | انه من الصعب أن تقنع المجتمع العلمي أن يقول .. نعلم هذا ..هذا حقيقي |
Doğaüstü, karanlığın gücü... Bunlar gerçek. | Open Subtitles | عالم ماوراء الطبيعة، قوَّة الظلامِ، كل هذا حقيقي |
Sürekli, bunun gerçek olup olmadığını merak edeceksin. | Open Subtitles | انت ستكونين دائما في حالة تسأول اذا كان هذا حقيقي |
Bunlar gerçek değil. Bir tür döngüye takıImış durumdasın. | Open Subtitles | لا شئ من هذا حقيقي أنت عالقة في حلقة من نوع ما |
ya da "Pekala, bu Doğru olabilir, ancak daha fazla çalışmamız ve daha çok kanıt toplamamız gerekli." | TED | أو يقولوا .. يبدو ان هذا حقيقي و لكن ينبغي أن نعمل أكثر و نجمع أدلة أكثر |
Bu özellikle toplum içinde birlikte yaşama biçimimiz olan sivil yaşam için Doğru. | TED | هذا حقيقي خاصةً في الحياة المدنية، كيف نعيش سويًا في مجتمع. |
Bu Doğru. Çok fazla konuşup aşkı unutuyorlar. | Open Subtitles | هذا حقيقي, إنهم يتكلمون كثيراً عن الحب وينسون ما هو |
- Sen bu adanın en iyi borazancısısın. - Doğru. | Open Subtitles | انت افضل عازف بوق على هذه الجزيرة هذا حقيقي |
Bu Doğru. Ben senin için çok yaşlıyım. Ve çok anlayışsız. | Open Subtitles | هذا حقيقي أنا كبيرة جداً بالنسبة لكِ.ومملة جداً |
Bir ay sonra görüşürüz." Çok sık gelmiyor, Doğru. | Open Subtitles | إنه ليس متواجداً بالجوار كثيراً هذا حقيقي |
- Bütün diğer kitaplarımla karşılaştırdım. Doğru. | Open Subtitles | لقد قارنتها بكُتبي الأخري ، هذا حقيقي جداً |
Hayır, hayır, hayır. Bunlar gerçek. Bütün aile yağmacı, haydut ve kaçak avcı. | Open Subtitles | لا، لا، هذا حقيقي تماماً صيّادون، قطاع طرق، لصوص، سارقون |
Bunlar gerçek mi? | Open Subtitles | حاليا يمكنك تناول بعض الفاكهة هذا حقيقي ؟ |
bunun gerçek olduğuna inanmıyorum, ama Doktor Brown'ın yaptığı şey harikaydı. | Open Subtitles | لا اصدق لثانية ان هذا حقيقي لكن الدكتورة براون هنا افضل عرض على سطح الكرة الارضية |
Lütfen, sadece sadece bir dakikalığına, bunun gerçek olduğunu düşünün. | Open Subtitles | لذا أرجوكما تخيلا لدقيقة واحدة أن هذا حقيقي فحسب |
- Birisi beni öldürmeye çalışıyor. - Hayır, bunun gerçek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | .شخص ما يحاول قتلي - .لا, لا أصدق أن هذا حقيقي - |
Yani tüm bunlar doğruysa uydurduğumuz onca şeyin adil bir duruşmayı daha zor hale getirebildiğinden endişe etmiyor musunuz? | Open Subtitles | إذاً لو كل هذا حقيقي ألا يقلقكم ولوحتي قليلاً أن كل الأشياء التي فعلتوها قد تجعل المحاكمة العادلة أصعب؟ |
Lizzie, ne bu yatırımcının kim olduğunu biliyorsun... ne de paranın Gerçekten var olduğunu. | Open Subtitles | ليز,انت لا تعرفي شيئ عن هذا الراغب في الشراء او لو كان ماله هذا حقيقي |
Bugün ihtiyacımız olan tek şey, bu sorunla yüzleşip bu gerçek ve bu biziz deme cesareti. | TED | وأهم شيء نحن بحاجة له اليوم هو الشجاعة لننظر إلى هذه المشكلة في الوجه والقول: هذا حقيقي وهذا هو كل واحد منا |
bu gerçek. Bu senin yeni hayatın. | Open Subtitles | ـ هذا حقيقي ، وسوف تكون هذه حياتك الجديدة |