Göstergeleri kontrol ettim, harika bir iş başardı. Aygıt kullanıma hazır. | Open Subtitles | ولكن تأكدت من القراءات هو عمل جيدا , إنه جاهز للإستخدام |
Bakkalda daha fazla para kazanabilirsin, üstelik iyi ve kalıcı bir iş. | Open Subtitles | نحن نعرف أنك ستحصل على أكثر من محل البقالة و هو عمل جيد و دائم |
Ona o pis numaralarını yaptı. | Open Subtitles | الم تستمع لي؟ هو عمل لعبته القذرة عليها. |
Kolonideki diğer her şey gibi, yiyecek toplamak da takım işidir. | Open Subtitles | شأن جميع الأمور في المستعمرة، العلف هو عمل جماعي |
Sonra "Ne iş yapıyorsun" "Kocan ne iş yapıyor" diye saçmalıyorlar. | Open Subtitles | هم يقولوا كيف حالك؟ وايضا .وما هو عمل زوجك؟ |
Bak, senden bu gece yaptığım işin Tanrının bir işi olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انظري ، فقط أريدكِ أن تفهمي أن عملي هنا الليلة هو عمل الرب |
Kızımı okuması için Tokyo'ya gönderdim, ama tek yaptığı şey parti. | Open Subtitles | ارسلت ابنتي إلى طوكيو للكلية وكل ما تفعله هو عمل الحفلات |
Ve konuşmak isterlerse, daima dinlemeye hazırımdır. Bir Balık Tanrısı'nın işi budur. | Open Subtitles | وإذا أرادوا التحدث، فأنا مستعد دائما للاستماع هذا هو عمل إله السمك |
Bilim yalnız yürüyen bir iş değildir, evlat. Şimdi... | Open Subtitles | العلم هو عمل ناكر للذات، يا ولدي العزيز. |
Ağabeyine bakmak ikimiz için de tam zamanlı bir iş. - Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | الأعتناء بأخوك هو عمل دائم لكلانا وأنت تعرف ذلك |
Yaptığın işin, ruhani bir iş olduğunu idrak ettiğin zaman hızlı bir şekilde çevreyi izlemeyi bırakıyorsun. | Open Subtitles | تتوقف عن رؤية ما حولك بسرعة عندما تعيي ما حولك و أن عملك عملك هو عمل الروح |
Pembe ve kahverengi göz karşılaştırması bunu bir Randal işi yaptı. | Open Subtitles | مقارنة العيون البنيه والسوداء هو عمل راندال |
En iyi bildiğini yaptı. Tamam mı? | Open Subtitles | هو عمل أفضل مالديه وما كان يجيدة. |
Ayakkabı toplamak acemi işidir. | Open Subtitles | حمل خزانات الأحذية هو عمل العملاء الإختباريين |
Yabancı diplomatların korunması FBI'ın işidir BM'in değil. - Aynen öyle. | Open Subtitles | حمايه دبلوماسي اجنبي هو عمل الاستخبارات ليس الامم المتحده |
Baban ne iş yapıyor? | Open Subtitles | ما هو عمل والدك؟ |
Baban ne iş yapıyor? | Open Subtitles | و ما هو عمل والدك؟ |
Her zaman profil çıkarmanın takım işi olduğunu söylerdim, ama bu değil. | Open Subtitles | اعرف انني دائملا أعطي محاضرات عن ان التحليل هو عمل مشترك لكن هذه القضية ليست كذلك |
Şimdi bana bunun sadece küçük Don Segetti'nin işi olduğunu söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك تظن أن كل هذا هو عمل "دون" سيجريتي الصغير |
Bence burada, İskoçya'da yaptığımız iş çok önemli ama diğer ülkelerden öğrenecek çok ama çok şeyimiz var. | TED | أعتقد ان العمل الذي نقوم به هنا في أسكتلندا هو عمل عظيم ولكن ما زال لدينا الكثير جداً لنتعلمه من الدول الأخرى |
Ve çok hızlı bir şekilde beynim bunun dünyada negatifin pozitife olan doğruluk oranı olduğunu düşünüyor. Bunun yaptığı şey tıp okulu sendromu | TED | وبسرعة فائقة, يبدأ عقلي في التفكير أن تلك هي النسبة الدقيقة للسلبي إلى الايجابي في العالم والذي يفعله ذلك هو عمل شيئ |
Bu Tanrı'nın işi ve hepimiz bunun aktörleriyiz. | Open Subtitles | 'وهذا هو عمل الله ، نحن فقط الفاعلين فيه. |
Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum, sıradan insanların yaptığı binlerce eylem, bence olağanüstü çalışmalar, aslında sağlıkta iyileşme sağladı ve belki de birazcık da olsa yoksulluğu azalttı. | TED | الآلاف من الناس العاديين هو عمل رائع, بالواقع حسن الصحة و ربما خفض الفقر و لو قليلاً شكراً جزيلاً لوقتكم. |
Ve bu yola temel bir önermeyi kabul ederek başlıyorlar, ve bu önerme de şu: Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir. | TED | إنهم بدأوا ذلك الطريق بقبول الافتراض الأساسي، وذلك الافتراض كما يلي: الكذب هو عمل تعاوني. |