Benim de içimden atmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | حسناً، هُناك شيئ أريد إزاحته عَن صدري أيضاً. |
Senin boyutlarında bir adamın çiçek koklamasında insanı son derece rahatsız eden bir şey var. | Open Subtitles | أتدري، هُناك شيئ غريب للغاية حيال رجل في حجمك يقوم بشم الأزهار. |
Şu anda kesin olan bir tek şey var: Dünya savaşta. | Open Subtitles | الآن هُناك شيئ جليّ، وهو أن العالم في حالة حرب. |
Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيئ يَجِب علي إخبارُكَ به |
Şu anda kesin olan bir şey var: | Open Subtitles | والآن هُناك شيئ واحد بات جليّاً للجميع، |
çok iyi göremiyorum ama bir şey var. | Open Subtitles | لا أرى جيّداً، لكن هُناك شيئ ما |
Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | إستمع ، هُناك شيئ يجب عليّ إخبارك به |
Şu havalandırmada bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيئ مُتعلق بفتحة التهوية تلك |
Ethan, sana söylemek istediğim bir şey var. Bu konuda çok rahatsızım. | Open Subtitles | (إيثن)، هُناك شيئ أريد إطلاعك به أشعر بالأسى حياله. |
Bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيئ يَجب عليكِ معرفته |
- Yanlış bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيئ غير صحيح |
Artık pilotsuz uçakları kontrol eden bir şey yok. | Open Subtitles | لم يعد هُناك شيئ يتحكّم بالمركبات الآلية بعد الآن. |
- bir şey görüyor musun? | Open Subtitles | الآن هُناك شيئ جليّ، وهو أن العالم في حالة حرب. |