ويكيبيديا

    "واحد في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • da bir
        
    • bir kez
        
    • biri
        
    • sadece bir
        
    • bir tek
        
    • bir tane
        
    • 'daki
        
    • tek bir
        
    • olan tek
        
    • boyunca bir
        
    • günde bir
        
    Bay Chan, bir dahaki gidişinde bana da bir tane getirebilir mi? Open Subtitles هل يمكن للسيد تشان أن يحصل واحد في المرة القادمة؟ لا بأس
    Ama yine de yılda bir kez, gerçek anlamda birlikte olabiliyoruz: Maratonun gerçekleştiği zamanda. TED على الرغم من ذلك، ليوم واحد في السنة، نقف موحَّدين بصدق، و هذا عندما يقام الماراثون.
    Nüfusumuzun yüzde biri, dünya üzerindeki tüm mal ve hizmetlerin yüzde kırkına sahip. TED واحد في المئة من لنا تملك 40 في المائة من جميع السلع والخدمات.
    Phoebe, gazete sadece bir hayır olay sponsor, bir yıl, ve ben bu bir aksama olmadan çıkmak istiyorum. Open Subtitles فيبي ، الجريدة تكون راعية لعمل خيري واحد في السنة و أنا أريد أن يمضي هذا بدون أي عائق
    Bu evde saçma bir tek şeyim bile olamaz mı? Open Subtitles لا يمكنني أن أحظى بشيء غبي واحد في هذا المنزل؟
    Bir öğrencinin Amerika'da ya da Avrupa'daki eğitim masrafıyla AMBE'de beş öğrenci eğitim görebilir. TED يمكن تعليم خمسة طلاب في آيمز بتكلفة تعليم طالب واحد في الولايات المتحدة أو أوروبا.
    ve eğer merak ediyorsanız, bu küçük bölgede tek bir tuvaleti paylaşıyorlardı. TED وفي حال كنت تتساءل فهم يتشاركون بحمام واحد في تلك الحدود الصغيرة.
    Benim için paradan önemli olan tek şeyi istiyor. Open Subtitles لتحصل على ما تريد. وقالت انها تريد شيء واحد في هذا العالم وهذا يعني أكثر بالنسبة لي من المال
    Rachel, oyun boyunca bir soru bile kaçırmadım. Open Subtitles أنا لم أفقد سؤال واحد في هذه اللعبة .انا
    Bu o zamanki Pekin, Pekin veya Şanghay'da bir tek yüksek bina yoktu. TED هذه بكين في تلك الفترة ولا حتى مبنى شاهق واحد في بكين او شانغهاي.
    Belgrad'da bir domuz bana sizin hepinizin bilet parasından daha çok kazandıyor haberiniz varmı? Open Subtitles أتعلم كم سأكسب مقابل خنزير واحد في بلغراد؟ أكثر من ثمن تذاكركم جميعاً
    Ya altı milyarda bir rastlanan bir durum bu, ya da bir hile var. Open Subtitles واحد في الستة بلايين . أما قد نادرآ أو غشاش
    Lanet olsun, Frank. Hayatında bir kez olsun takım oyuncusu ol. Open Subtitles تباً يا فرانك ، حاول ولو لمرة واحد في حياتك أن تتمتع بروح الفريق
    Seninle bir daha yapmayacağım Sadece bir kez yaptığımız bir hataydı. Open Subtitles لن أقوم بعمل شي بذيء معك بعد الأن لقد كان خطأ واحد في الحكمِ
    Kendi adıma rahatladım. Hayatımız boyunca bir kez bir şeye karar vermek zorundayız. Open Subtitles تمت إراحتي، الآن ليس علينا إلاّ إتخاذ قرار واحد في الحياة
    Böylece atomik saat sayesinde, zamanı saniyenin milyarda biri hassasiyetle, ve uydudan olan mesafeyi de çok hassas bir şekilde belirleyebiliyoruz. TED لذلك شكرًا للساعة الذرية نقرأ الوقت بدقّة تصل إلى واحد في المليار من الثانية وقياس مسافة دقيق جدًا من ذلك القمر
    Onun yerine iki tane evim var; biri Roma'da diğeri de Milan'da. Open Subtitles ولكن بدلاأ من ذلك لدي منزلين واحد في روما والاّخر في ميلانو
    Ve bu zeytin yağı büyükşehir bölgesinde sadece bir yerde satılıyor, Open Subtitles وهذا الزيت يباع حصراً في مكان واحد في منطقة وسط المدينة
    Yılın sadece bir günü ilgi odağı sen oluyorsun ama. Open Subtitles لكنه يوم واحد في السنة كل شيء فيه يكون بشأنك
    Ve hapiste bir tek gün bile yaşama şansın yok. Open Subtitles وأنت لن تدوم يوم واحد في السجن لأن المدراء التنفيذيين
    bir tek kişiyi bin kilometre karelik bir alanda bulmanın, samanlıkta iğne aramaya benzediği söyledik ama bu doğru değil. Open Subtitles كنا نقول أنّ عليهم تحديد مكان رجل واحد في ألف ميل مربّع، إبرة في كومة قشّ لكن ذلك ليس صحيح
    Gezi için bir tane altı bezli adam yeter de artar. Open Subtitles ربما رجل واحد في الحفّاظ كافٍ لهذه الرحلة على أية حال.
    Manhattan'daki bekar insanların çoğu şehir dışından misafir gelene kadar mobilya ya da resim almazlar. Open Subtitles معظم شعب واحد في مانهاتن لا تشتري الأثاث حتى تواجه وصوله من خارج تاونر.
    Parçacık, tanımı gereği, herhangi bir anda tek bir yerde olur. TED الجسيمات حسب تعريفها توجد في مكان واحد في أي لحظة زمنية.
    Tamam, dinle morgda ölü bir kovboy ve onu oraya göndermek için sebebi olan tek kişi sensin. Open Subtitles حسناً، انظر، لدي راعي بقر واحد في المشرحة، وأنت الوحيد الذي لديه دافع لتضعه هناك
    Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz. TED وأكثر من نصف الأشخاص هنا كان سيعيش على أقل من دولار واحد في اليوم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد