Birçok zor kişisel kararla Ve birçok belirsizlikle uğraştığım zamanlarda bana bir rutin Ve istikrar sağlayan yine işim olacaktı. | TED | وبأن وظيفتي هي التي ستعطيني الروتين والاستقرار في حين كنت أتعامل مع الكثير من القرارات الشخصية الصعبة والكثير من الشك. |
Düğünden Ve benimle aile olmaktan dolayı gerçekten strese girmişti. | TED | كان فقط متوتراً جداً من الزفاف وبأن يكون عائلة معي. |
Yönetim kuruluna seni seçtiğimi söyleyeceğim Ve bu Temmuz'da başlayacaksın. | Open Subtitles | سأرفعُ للهيئة اقتراحاً باختيارك وبأن يتمّ ذلك في تمّوزَ المقبل |
Maddemiz Ve biçimimiz görkemli Ve kadim kozmos tarafından dövülmüştür. | Open Subtitles | وبأن مادتنا وأشكالنا تمت صياغتها من قبل الكون العظيم والقديم |
Senin bir yıldız olduğunu duydum kilise korosunda Ve lekeli bir camı yüksek bir notayı okurken kırdığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنك نجمة في جوقة الكنيسة وبأن الزجاج تشقق عندما غنيت نغمة عالية بتلك الطريقة تلفت إنتباه الرب |
Lisa saçlarını beyzbol şapkasının içine sıkıştırınca görevliyi onun Justin Bieber olduğuna Ve Justin'in onunla fotoğraf çektireceğine ikna ettik. | Open Subtitles | فتقوم ليسا بربط شعرها ووضع قبعة بيسبول وأقنعنا الحارس انها جستن بيبر وبأن جاستن بيبر هذا يود التقاط صورة معه |
Siyasetin, mümkün olanın sanatı olduğunu Ve mükemmel olanı iyi olana düşman etmememiz gerektiğini söylüyorlar. | TED | وبأن السياسة هي فن الممكن، وأنه لا ينبغي أن نجعل الكمال عدو الخير، |
Bu ülkede en sık rastlanılan cevaplar: iyi, zayıf, alçakgönüllü Ve kullanılabilir tüm kaynakları görüntüsü için kullanmalı. | TED | الإجابات الأولى في هذه البلاد كانت: جميلة، نحيفة، ومتواضعة وبأن تستهلك جميع المصادر المتوفرة لتحسين مظهرها. |
Bilim Ve teknoloji bu kadar gelişmişken, deyimlerin miadının dolduğunu düşünebilirsiniz. | TED | وقد تعتقدون أنها قديمة وبأن علومنا وتقنياتنا أقوى. |
Yani kendimi, farklı gördüğüm değil, gözlüklü Ve farklı göründüğüm bir göz testiyle ilişkilendirmiştim. | TED | ارأيتم؟ لقد ربطت فحص الرؤية بارتداء النظارات وبأن أبدو مختلفاً، وليس بالرؤية بشكل مختلف. |
Kızgınız, hakkımız yenmiş, kinciyiz Ve haklıyız. | TED | نحن نشعر بالغضب، بالإحباط، بالانتقام وبأن معنا الحق. |
Ama biz bunları yapıyoruz, çünkü bunların önemli olduğuna inanıyoruz, birlikte yaptığımız eylemlerimiz Ve seçimlerimiz başkalarını etkileyebilir Ve kollektif bir şekilde tesir edebiliriz. | TED | لكننا نقوم بهذه الأشياء لأننا نؤمن بأن أعمالنا منطقية، وبأن خياراتنا قد تؤثر على أراء الآخرين وعلى نحو جماعي، ما التأثيرالذي يمكننا القيام به. |
Hatta belki de pembe dizileri izlemenin vakit kaybı olduğunu, anlamsız Ve eğiticilikten uzak olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تعتقد بأن مشاهدة هكذا مسلسلات مضيعة للوقت، وبأن ضخامتها تعني بأن دروسها صغيرة أو معدومة |
Eğer fiziksel dünya ile, çaresiz olmamakla Ve oynamak için oyuncak bulmakla ilgileniyorsan nereden başlamalı? | TED | من أين تبدأ إذا كنت مهتماً بالعالم المادي، وبأن لا تكون معدوم الحيلة، وبأن تجد بعض الألعاب لتلعب بها؟ |
Yarım saat önce bir denizaltının farkedildiğini Ve bunu bana bildirmenin bu kadar zaman aldığını mı demek istiyorsunuz? | Open Subtitles | تقصد أن تقول أن الغواصة شوهدت من نصف ساعة مضت وبأن التقرير سيأخذ وقت طويل للوصول إلىّ ؟ |
Keşke her gece ateş yakabilsek Ve biri gidip, pizza alsa. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون لدينا نار كل ليلة وبأن شخصاً ما سيذهب يحضر البيتزا |
gerçeğe--gerçeği bulşmaya,gerçeği konuşmaya Ve gerçeği yaşamaya. | Open Subtitles | بالبحث عن الحقيقة وقول الحقيقة وبأن نعيش الحقيقة |
Bugünden sonra yeni bir ruh Ve amaçla taze bir başlangıç yapmamıza izin ver. | Open Subtitles | وبأن وجودنا على هذه الأرض هو لفعل الخير لا الشر إجعلنا نمضى فى حياتنا من هنا قدما بروح وهدف جديد |