Ancak tartışmanın püf noktası; bunu doğrudan, yüz yüze, masada taraf tarafa yapmanız. | TED | لكن براعة المناظرة هي أنك تقوم بها بشكل مباشرة، وجهاً لوجه، على الطاولة. |
yüz yüze temas sağlamak için çok fazla sebebimiz var. | Open Subtitles | هناك أسباب كثيرة تجعلنا نسعى إلى عن التواصل وجهاً لوجه |
Şimdi ellerini kirletmeleri ve bizimle yüz yüze görüşmeleri gerekecek. | Open Subtitles | والان عليهم ان يزيلوا القذارة عن ايديهم ويواجهونا وجهاً لوجه |
Uyandığında, gerçek kimliğinle... yüz yüze geldin, genlerinde olan bir şeyle ölümle. | Open Subtitles | عندما استيقظت اصبحت وجهاً لوجه مع نفسك الحقيقة مع قدرك مع الموت |
Temaslar şifreli sadece sesli mesaj ve yüz yüze görüşme şeklinde olmalı. | Open Subtitles | الاتصال يجب ان يكون البريد الصوتي المشفر و اللقاء وجهاً لوجه فقط |
Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. | Open Subtitles | إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض |
Fakat daha henüz yüz yıl önce ilk kaşifler iç kesimlere yürüyüp yeryüzündeki en yüksek, kuru ve soğuk bölgeyle karşılaştılar. | Open Subtitles | إلا أنه منذ مئة عام فحسب وطأ أوائل المكتشفون اليابسة ووقفوا وجهاً لوجه أمام أعلى وأجفّ وأبرد إقليمٍ على كوكب الأرض |
Oradan bir sey ögrenilmez. yüz yüze daha iyi oluyor. | Open Subtitles | تلك ليست طريقة رائعة للتعلّم، أنا أفضّل التعلّم وجهاً لوجه. |
yüz yüze yapılması gereken bir sohbet gibi geldi bana. | Open Subtitles | هذا يوحي بأن هذه المحادثة يجب أن تتم وجهاً لوجه |
Karmaşık insanların burada yüz yüze oturarak basit cevaplar bulmaları inanılmaz bir şey. | Open Subtitles | مذل كم هم الناس معقدين تجد الاجوبه بسهوله عندما يكون اللقاء وجهاً لوجه |
Bak, adamım, yüz yüze görüşüp buluşsak daha iyi olur. | Open Subtitles | أنظر، يا رجل من الأفضل أن نلتقي ونتحدث وجهاً لوجه |
Yine de burada iki ustanın birbirine zıt iki tarafı yüz yüze bakıyor. | Open Subtitles | ، ونحنُ هُنا الآن سيدان من وجهات مُختلفة من العالم يقفان وجهاً لوجه |
Şirketler Heyeti on yılı aşkın süredir yüz yüze toplantı yapmadı. | Open Subtitles | مجلس الشركات لم تُعقد مقابلة وجهاً لوجه في مدى 10 سنوات |
Evet, Carl Brubaker için ekipman yaptım, telefonda konuştuk ama yüz yüze görüşmedik. | Open Subtitles | نعم، صنعت جهازاً لكارل بروبيكر تحدّثنا هاتفياً، لكن لم نتلق وجهاً لوجه ابداً |
Sadece bakım sağlamakla kalmadım, Ebola ile yüz yüze geldim. | TED | أنا ما قدمت الرعاية فقط لكني تقابلت وجهاً لوجه مع إيبولا أيضاً. |
Aslında gerçekten yaşam ya da ölümünüze karar verecek biriyle yüz yüzesiniz. | TED | فأنت تجلس وجهاً لوجه مع شخص يتحكم بشكل أساسي بحياتك ومماتك |
Rahatsız oldun. surat ifadenden çok belliydi. | Open Subtitles | لقد شعرت بالضيق كان هذا وجهاً متضايقاً بالتأكيد |
Ama kafama silah dayasalar, senin herhangi birisine karşı durabileceğin fikrine güldüğümü söylerdim. | Open Subtitles | قد أكون صنعت ببازلائي وجهاً مضحكاً. لكن، بنبدقية إلى رأسي، سأقول أنني أضحك |
Gördüğünüz gibi, savaş mağlubu bir Irak'ta büyüdüm ve sadece bir yüzünü gördüğümüz savaşların iki yüzü olduğuna inanıyorum. | TED | ترون ، لقد نشأت في العراق والحرب تمزقها ، و أعتقد أنه هناك وجهين للحروب و نحن نرى فقط وجهاً واحداً لها. |
Adam herhalde bir tane bile insan suratı bulamayınca tentelerin resmini yapmıştır. | Open Subtitles | لقد قام برسم لوحات لمناظر طبيعية، ولكن لم يرسم وجهاً بشرياً واحداً |
Tıpkı karşı karşıya konmuş iki aynaya bakmak, gibi bir şey. | Open Subtitles | هي سَتَكُونُ مثل النَظْر من خلال مرآتين، وضِعْت وجهاً لوجه. |
Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. | Open Subtitles | حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان |
Sana yardım etmek için aşina olduğun yüzleri gönderip çok geç olmadan seni geri getirmek istiyorlar. | Open Subtitles | ظنوا أن وجهاً مألوف لك قد يساعدك لإسترجاع ذكرتك قبل فوات الأوان |
yüz yüzeyken kendini koyuvermek. Bunu öğrenmekten daha zoru yoktur. | Open Subtitles | التحرّر وجهاً لوجه فعليّاً لا يوجد ما هو أصعب من ذلك |
Artık aptalca oyunlar yok, erkek erkeğe. | Open Subtitles | لا مزيد من الألاعيب السخيفة، بل وجهاً لوجه. |