Salyangoz yürürken arkasında tatak gibi bir şey bırakır yahu. | Open Subtitles | الحلزون يترك أثرا من الحثالة وراءه في الحديقة وهو يمشي |
arkasında bir çocuk vardı, oğlu, yüzü kıpkırmızı olmuştu babasını itmeye çalışmaktan. | TED | كان وراءه طفل هو ولده ذو وجه أحمر بعد بذل الجهد في دفع الأب. |
Pes edeceğimi, peşinden gideceğimi sanıyor. | Open Subtitles | و أنه سيدفعني إلى الاستسلام و أنني سأركض وراءه فهو مخطئ. |
Ayrıca tuzu geride bırakarak tuzak suyu oluşturan buz kristallerine sahip olduğu için daha yüksek tuz konsantrasyonuna sahiptir. | TED | كما أن لديها نسبة ملوحة عالية، لأن بلورات الجليد تحجز الماء ليخلف وراءه الملح. |
Kuytu yerden yavaşça dışarı çıktı. Kızın cesedini ardında bıraktı. | Open Subtitles | فتقدم ببطء من الظلال مخلّفاً جثة الفتاة وراءه. |
Onun arkasından iş çevirmek hoşuma gitmiyor ama sanırım bazen iyi bir baba olabilmek için, kötü adamı oynamak gerekiyor. | Open Subtitles | لا أحب حقاً أن أذهب من وراءه لكن أحياناً لكي تكون أباً جيد عليكَ أن تكون رجلاً سيء |
Hiç kılı olmadığı için mi arkada hiç kıl bırakmıyor yani? | Open Subtitles | ،فهو لا يترك وراءه أي شعر لأنه ليس به شعر |
Ampul icat edilmeden önce insanlar arkasına nasıl bir yansıtıcı koyulacağını bulmuşlardı, biraz odaklanmayı, önüne mercek koymayı, biraz daha odaklanmayı. | TED | قبل اختراع المصباح الكهربائي الناس تصوروا كيفية وضع عاكس وراءه نركزها قليلا ضع أمامها العدسات نركزها أكثر |
Her şeyi arkasında bırakarak, ailesiyle Almanya'dan firar etti. | TED | إنه فر من ألمانيا، مع عائلته، تاركاً كل شيء آخر وراءه. |
Hemen arkasında Treblinka'daki cesetleri yakacak odunlar ki 1942 Kasımı'na kadar çoktan başlamıştı, alevler içinde parlıyordu. | Open Subtitles | وكان وراءه المحارق المشتعلة في نوفمبر 1942 |
Nasıl öldüğünü, arkasında bu kadar çok elbiseyi nasıl bıraktığını hayal bile edemiyordu. | Open Subtitles | لم تتمكن من تخيّل كيف لأحدهم أن يموت ويخلّف وراءه الكثير من الملابس الرائعة |
Evet, patlama dalgasından, ama kalkanlar o güçte olsa bile arkasında kalan artık ısı, Daedalus ve içindeki herkes için sorun oluşturabilir. | Open Subtitles | لتعزيز الدروع من موجة الانفجار ، نعم و لكن حتى مع كون الدروع على تلك القوة تراكم الحرارة المتبقية وراءه يمكن أن يسبب |
Onun bizim peşimizden gelmesini ve bizim de onun peşinden gitmemizi durduracak bir anlaşma. | Open Subtitles | حسناً ، شيء مثل ، هو يتوقف عن السعي وراءنا و نحن نتوقف عن السعي وراءه |
Yaralı geyik ormana kaçtı, ben de yaralı mı öldü mü diye peşinden gittim. | Open Subtitles | ثم توجه إلى الغابة و أُريدكَ أن تذهب وراءه لنعرف إذا كان مازال حياً أم لا |
Fakat Nathan Herrero geride Allan Lans'ın soğuk kanlı bir katil olduğunu ispatlayan bir video kaset bıraktı. | Open Subtitles | ولكن نيثن هيريرو ترك وراءه دليلأ مصوراً بأن آلان لانس هو قاتل بدم بارد |
Görünüşe göre aramızdan erken ayrıldı geride bitirilmemiş hayaller bıraktı. | Open Subtitles | ولقد رحل بأسرع مما ينبغى تاركا وراءه أحلامه التى لم تنتهى بعد |
Bakalım Lancaster ardında iz bırakmış mı. | Open Subtitles | لنرى إن كان السيد لانكاستر ترك وراءه أي شيء |
Jacob Wood, en verimli çağında ardında bir eş ve küçük bir oğul bıraktı. | Open Subtitles | جاكوب وود.. رجل في قمة مجده يترك وراءه زوجته وطفل صغير كم هو محزن هذا |
Sen de biliyorsun, biriniz çığlık atarken diğeri arkasından koşarak giderdi. | Open Subtitles | كما تعلم انتما الإثنان تفعلون ذلك على الدوام أحدكما يصرُخُ والاخر يصرخُ وراءه مباشرةً |
Hiç kılı olmadığı için mi arkada hiç kıl bırakmıyor yani? | Open Subtitles | ،فهو لا يترك وراءه أي شعر لأنه ليس به شعر |
Onun arkasına saklanıyorsun ama o, düşündüğün gibi biri değil. | Open Subtitles | أنتِ تختبئين وراءه لكنهُ ليس ما تعتقدينهُ |
Anlaşma imzalandığında, peşinde olduğun altınlar hala orada olacak. | Open Subtitles | الذهب الذي انتم وراءه سوف يبقى في مكانه لحين توقيع الاتفاقية |
Eğer o orospu çocuğu beni mahkemeye çağırıp... zorla bütün olanların bir daha üstünden geçirirse... diğer bütün avukatlar peşine takılıp... aynısını yaparlar. | Open Subtitles | ..الآن، هذا السافل استصدر أمراً سيجبرني ..على الخوض في المعاناة مرة أخرى ثم أولئك المحامين الآخرين سوف يصطفون وراءه |
Vince, Felix, peşinden gidin. Ben arkadan dolaşacağım. | Open Subtitles | فينس, فليكس أذهبا وراءه وسأباغته من الخلف |
Türk o maddelerden bir şey bıraktı mı? | Open Subtitles | هل ترك التركي وراءه أياً من هذه الأشياء ؟ |