Şarap kağıt torbayla gelir ve her şeyi satın alabilirsin. | Open Subtitles | يباع النبيذ في كيس ورقي وبامكانك شراء اي شيء تريده |
Birkaç flama ve kağıt hindiden bahsediyoruz burada. | Open Subtitles | نحن نناقش بضعة شرائط ملونة وديك رومي ورقي |
Her sokete flüoresan sıkıştırdım ve hala... kağıt peçete kullandığımda, suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | ولا تزال تشعر بالذنب عندما تستخدم منديل ورقي |
Bir düşüneyim... bir adam bir evrak çantası getirdi. | Open Subtitles | .. بالتفكير بالأمر هناك رجل أحضر صندوق ورقي |
Bu da sanırım bir tür deniz kaplumbağa dışkısı, paslı kâğıt raptiyesi ve aslan balığının kırılmış bir omurgası. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا نوع من غائط سلحفاة بحرية وهذا دبوس ورقي صدئ والعمود الفقري المكسور من سمكة أسدية |
Akıyor kelimeler kağıt bardağa düşen sonsuz yağmur gibi | Open Subtitles | الكلمات تنهمر كمطر لا نهائي في فنجان ورقي |
Buradaki görevimiz teröristleri öldürmek. Bundan başkası lanet kağıt işleri. | Open Subtitles | مهمتنا هي أن نقتل الأرهابين أي شيء آخر، هو عمل ورقي ملعون |
Bardaklarda plastik kap yok tuvaletin üzerinde kağıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد غلاف بلاستيكي على الكأسات ولا يوجد غطاء ورقي على مقعد الحمام |
İçinde ceplerinizdeki bok püsürün olduğu bir kağıt torba veriyorlar. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على كيس ورقي صغير مع اي هراء كان في جيوبك |
5D'nin memuru raporunu kağıt tabağa yazmış. | Open Subtitles | ضابِط الدائرَة الخامسة كبتهُ على طبقٍ ورقي |
Gerçekten randevulaşana kadar bir kağıt hazırlayamam. | Open Subtitles | أتعرف ، لا يتوجّب عليّ القيام بعمل ورقي ماعدا لو كنت تواعدها عمليّا |
Pizzayı kaldırırdım, Pizzayı yerdim... ve sonra orayı kağıt havluyla silerdim. | Open Subtitles | سألتقط البيتزا سأكل البيتزا ومن ثم سأدهن البقعة بمنديل ورقي |
kağıt üzerinde iz bırakmak istemiyor gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان الأمر وكأنه لم يرد يكون هنالك أثر ورقي |
Emin ol, kendimden emin değilim. kağıt mı plastik mi diye sorsalar | Open Subtitles | أقسم إنني لست واثقاً من نفسي، حين أَسأل، "كيس ورقي أم بلاستيكي؟" |
- Zahmet olmazsa şunu açabilir misin? - kağıt parmağımı kesti de. | Open Subtitles | آسفة هلا تساعدني بفتح هذا أصبت بجرح ورقي |
Suçluları kovalarken birlikte çalışıp da evrak işine gelince tek başıma kalmak nasıl ortaklık oluyor? | Open Subtitles | أتعرف كيف يمكن أن نكون شركاء عندما نُطارد المُجرمين وبمُجرّد أن يكون هناك عمل ورقي أكون بمهمّة فرديّة؟ |
Her şeyden önce, hiç belge yok, stent bozuksa, DC Tech gibi bir şirket, ardında evrak izi bırakmaz. | Open Subtitles | أولاً، ليس هناك وثائق الدعامة كانت تالفة مثل شركة العاصمة للتقنية تعمل على عدم ترك أثر ورقي |
O zaman trilyonlarca kâğıt kesiği gibi acıtmış olmalı. Hayır. | Open Subtitles | اذن سيشعره كأنه بيزيليون جرح ورقي |
Aman Tanrım, çok heyecanlandım. Kese kağıdı gerekebilir. | Open Subtitles | ياالهي , أنا متحمسة جدا لدرجة اني قد أحتاج الى كيس ورقي |
Balmumuna bulanmış karton mu? Kasap kağıtları gibi mi? | Open Subtitles | لوح ورقي شمعي مثل مغلفات اللحوم ؟ |
Bomba patlamadan önce Kağıttan torbalara girmek gerektiğini söylüyorlar da. | Open Subtitles | حسنا، يقولون بأنه عليك أن تدخل في كيس ورقي قبل القصف |
Size katılmayı düşünüyor ve kartlarıma bakıyorum. | Open Subtitles | ألفان مني ، وٍسأنظر على ورقي وانهي الرهان |
Kağıtlarım, efendim. | Open Subtitles | ورقي يا سيدي |