Ali'nin mezarını açan her kimse, tabuta koyduğumuz hatıraları da bulmuştur. | Open Subtitles | الذي فتح قبر الي .. سوف يجد ما وضعناه في التابوت |
100 dolarlık dizüstü bilgisayarlara koyduğumuz yazılım programını kullanıyorum. | TED | أنا استعمل البرنامج الذي وضعناه في الكمبيوتر المحمول ذو المائة دولار. |
Elimizde altın fırsatımız var. Kafamıza koyduğumuz her şeyi yapabiliriz. | Open Subtitles | كما تعلمين، نستطيع فعل ايّ شيئ نريده إذا وضعناه في عقولنا |
Oksijen seviyeleri istediğimizden düşük bu yüzden tedavi için kuvöze aldık. | Open Subtitles | معدلات الاوكسجين عنده أقل مما كنا نأمل لذلك وضعناه في الحضانات للعلاج |
- Evet. İşini iyi yapıyordu, biz de onu işe aldık. | Open Subtitles | أجل، إنه يأتي وقد وضعناه في جدول المرتبات |
Beyninin şişmesi durana kadar onu yapay bir komaya soktuk. | Open Subtitles | وضعناه في غيبوبة مصطنعة حتى تختفي وذمة الدماغ |
Büyük babamın Viking broşu. Onu sala koymuştuk. | Open Subtitles | دبوس الفايكنج الخاص بجدي وضعناه في القارب |
Sonra leke yok oldu ve yarayı görebildim, Ağır yaralıydı Arkadaşlarla yaralıyı bir çarşafın içine koyduk Asansörle, her katta dura dura, 15 kat, yaralıyı aşağıya indirdik | TED | فجأة اختفت البقعة واستطعت ان ارى جرحه، الذي كان خطيرا جدا، وضعناه انا ورفاقي داخل غطاء، وحملناه في مصعد كان يتوقف في كل طابق لـ 15 طابقا. |
Sonra içerideki sabit hatta koyduğumuz etkisizleştirme emrini atlattı. | Open Subtitles | وتخلّص من مفتاح التعقّب الذي وضعناه على الخط الأرضي بالداخل. |
Bunu çantaya koyduğumuz mikrofondan doğru kaydettik. | Open Subtitles | إلتقطنا هذا من جهاز التصنت الذي وضعناه في الحقيبة |
Her mahalleye koyduğumuz şeylerden biri. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي وضعناه في كافة الأحياء. |
- Odaya koyduğumuz şeyden değil. - Yalan söyledin. | Open Subtitles | ليس بسبب ما وضعناه بتلك الغرفة |
2006'daki büyük kulak enfeksiyonundan sonra uygulamaya koyduğumuz protokolü unuttum. | Open Subtitles | نسيت النظام الذي وضعناه عام 2006 بعد " إلتهاب الأذن العظيم " |
O büyüye koyduğumuz her şey doğruydu. | Open Subtitles | كل ما وضعناه بتلكَ التعويذة كان جيداً |
Kan dolaşımını azaltmak ve tümörü zaptetmek için suni olarak komaya aldık, ama işe yarıyor gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لقد وضعناه في غيبوبة أملا في الحد من تدفق الدم واحتواء التورم ولكن لا يبدو أن ذلك يعمل |
Ambulansa zor aldık. | Open Subtitles | بالكاد وضعناه في سيارة الإسعاف |
Bir kaç saat önce onu gözetim altına aldık. | Open Subtitles | لقد وضعناه في الحجز لعدة ساعات |
Hibernasyona soktuk. Şimdi de geri getiriyoruz. | Open Subtitles | لقد وضعناه في حالة سبات والآن نحاول إعادته |
Cezalandırıcımız Maddox'u turnuvaya soktuk. | Open Subtitles | لقد وضعناه كـ سيّاف لنا ومعاقب على الخطأ،مادوكس |
Onu havuza koymuştuk, ve dikkatimiz dağılmış. | Open Subtitles | وضعناه بالمسبح وشردت أذهاننا عنه |
Onu havuza koymuştuk, ve dikkatimiz dağılmış. | Open Subtitles | وضعناه بالمسبح وشردت أذهاننا عنه |
Sonra kontrol etmek için bir kamera monte ettik ama çok geçmeden dipte çok daha fazla ağırlığa ihtiyaç duyabileceğimizi gördük. Laboratuvara geri götürmek zorunda kaldık ve dış kaplamasını da yaptık. Bataryalar ve uzaktan kumandalar koyduk ve sonra tekneyi suya indirdik ve açılmasına izin verdik ve ne kadar iyi çalışabileceğini gördük böylece bazı halatları attık ve işe yaramasını umduk ve gayet iyi çalıştı, fakat hala önümüzde uzun bir yol var. | TED | ثم ركبنا آلة تصوير للتحكم فيه، لكننا رأينا بسرعة أننا قد نحتاج إلى الكثير من الثقل في الأسفل، وبالتالي كان علينا إرجاعه إلى المختبر، ثم بنينا غطاء حوله، وضعنا بطاريات وأجهزة تحكم عن بعد، ثم وضعناه في الماء ثم تركناه يذهب إلى الماء لرؤية إلى أي مدى سيشتغل، لذلك أفلتنا الحبل على أمل أن يعمل، وقد اشتغل بشكل جيد، لكن لا يزال لدينا طريق طويل. |