Katil kostümü gördü ve içindekinin McCallum olduğunu sandı. | Open Subtitles | القاتل راى الزى التنكرى وظن ان ماكالم فى هذا الزى |
Bir keresinde, 12 yaşında falanken tavan arasından bir şey duyduğunu sandı. | Open Subtitles | مرة, كان بعمر12 تقريبا وظن إنه سمع شيأ في العلية |
Ama gerçekten de bir idam değildi, ve herkes patalayacak dev bir bebek bezi sandı. | Open Subtitles | ولكن لمْ يتم التنفيذ بصورة جيدة وظن الجميع إنها حفاظ طفل كبير ممتليء حد الإنفجار |
Lestrade soruşturmayı devraldı ve Pendry'e bariz bir antipati duyarak ifadesinin çalışılmış olduğunu ve olay yerinin tezgâhlandığını düşündü. | Open Subtitles | تولى القضية، ولم يعجبه الأمر، وظن أن يتظاهر بما قال وأقنع نفسه أن الجريمة تمت على مراحل |
Dükkanı olursa hepiniz gelip orada çalışırsınız diye düşündü. | Open Subtitles | وظن أنه لمجرد إمتلاكه للمتجر أنكم ستعملون هناك |
Annem öldüğünde ben henüz bebekmişim ve babam Mike'ın varlığının benim için iyi olabileceğini düşünmüş. | Open Subtitles | قام أبي بتبنيه. أميتوفيتعندماكنت صغيرا.. وظن أبي أنني سأجد معه الصحبة. |
Lord Gillingham Leydi Mary'ye de faydası dokunacağını düşünmüş. | Open Subtitles | وظن السيد (غيلينغهام) أن السيدة (ماري) ستستفيد منه |
Cumburlop diye gelip tekrar grubun bir parçası olabileceğini düşünene de bakın hele. | Open Subtitles | عجباً ، عجباً ، انظروا من دخل فجأة وظن بإستطاعته دخول الشلّة مجدداً |
Sanırım aynadan arkasında başka bir çift far gördü ve onu ben sandı. | Open Subtitles | بعتقادي أنه رأى أنوار سيارة أخرى على مرآه وظن أنه أنا |
İnşaasına yardım ettiğim adada, Bunu, hiçbir sonuçla yüzleşmeden yapabileceğini sandı. | Open Subtitles | على الجزيرة التي ساعدتُ ببنائها، وظن بأنه قد يفعل هذا ولا يواجه عواقب |
Bay Midgely'nin sarıhummadan öldüğünü sandı. | Open Subtitles | .... وظن أن السيد ميدجلى . ضحية مرض الحمى الصفراء |
Hayır. 2,000 muhabirin arasına gelip yakayı ele vermeden gideceğini mi sandı? | Open Subtitles | كلا. 2000 مراسل وظن أنه سينفذ بها؟ |
Waldo ayakta duran bir kız gördü ve sen olduğunu sandı. | Open Subtitles | ، والدو) رأى فتاة تقف هناك) وظن أنها أنتِ |
Sanrımı, cankurtaran kıyafetini görünce Heather'ın hayat falan kurtardığını sandı. | Open Subtitles | أظنأنهرأى(هذر)تعتلي .. برج الإنقاذ وظن أنها هناكلإنقاذالناسوالأغراض |
Peki, kimler yüzümü görünce sinagogdaki bir simitçi dükkanında olduğunu düşündü? | Open Subtitles | حسنا, من منكم رأى وجهي وظن ان ما ارتديه كان في متجر مخلل في معبد لليهود؟ |
Cesetin ertesi gün bulunacağını düşündü. | Open Subtitles | وظن أنهم سيكتشفوا الأمر في اليوم التالي |
Bundan sonra onunla yaşarsan harika olacağını düşündü. | Open Subtitles | وظن أنه سيكون رائعاً لو عشت معها منذ الان . |
İnsanlar onun öldürdüğünü düşündü bu yüzden onlar da intikamlarını aldılar. | Open Subtitles | وظن الناس أنها قتلته ولذلك انتقموا منها |
Bazıları gördüğü bir rüyaydı diye düşünmüş | Open Subtitles | وظن البعض أنه مجرد حلم |
Tucker bir güzellik yarışmasıyla ilgilenecekmiş ve annelerin veya büyükannelerin biyografisini yazmanın eğlenceli olacağını düşünmüş. | Open Subtitles | (تاكر) عليه أن يغطي أحداث مسابقة جمال للأطفال وظن أن الامر سيكون ممتعاً لو استطاع أن يسجل مع واحدة من الامهات او الجدات |
Buradaki Ürkütücü McGee, Mon-El'in beynine girmiş ve onu kullanıp Supergirl'ü öldürebileceğini düşünmüş. | Open Subtitles | اذا، الزاحف (ماكجي) هنا تمكن من الدخول (الى راس (مون إل (وظن انه يمكن استخدام (مون ال "لقتل "الفتاة الخارقة |
"Annem ve oğlum öldüğümü düşünene ve dostlarım ateşin etrafında oturup bana kadeh kaldırana dek bekle." | Open Subtitles | أنتظرينى حتى ولو ظنت أمى وظن أبنى أننى قُتلت وعندما يجلس أصدقائى حول النيران يـجـتـرون ذكـريـاتهم مـعـى، أنتـظـرى |