-Hani altı aydır Söz verdiğim balayı seyahati vardı ya? | Open Subtitles | أتعرفين شهر العسل ذلك الذي وعدتكِ به قبل ستة أشهر؟ |
O zaman, yıllarca önce sana Söz verdiğim hayatı yaşatacağım birlikte. | Open Subtitles | إذاً، أُريدكِ أن تحظي بالحياة التي وعدتكِ بها مُنذ سنوات معي |
Evet. Sana bir yer bulacağıma söz vermiştim hatırlarsan. Buldum. | Open Subtitles | أجل لقد وعدتكِ بإيجاد عمل لكِ و وقد وفيت بوعدي |
Bir gün seni, hakettiğin hayatı yaşatmak için, seni uzaklara götüreceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بأنه يوماً ما ساَخذكِ بعيداً عن هنا ومنحكِ السعادة التي تستحقينها |
Sınavdan hemen sonra babanıza onu arayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ أنّي سأتصل بوالدكِ فوراً بعد الإختبارات. |
Bense sana doğduğun zamanki güzelliğini ve Mary Sibley'nin senin acılarını ve ötesini hissetmesini vaat etmiştim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بأن اُرجع لكِ جمالك الذي ولدتي به فقط وان اجعل ماري سيبلي تتذوق ما عانيته من ألم |
Sana söz veriyorum, daha sonra kira sözleşmelerinde sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ أنني سأساعدكِ في عقد إيجارك لاحقًا |
Söz verdiğim gibi her şey yolunda gidiyor. | Open Subtitles | الأمور كلها تسير بشكل جيّد , كما وعدتكِ تماماً |
Neden geldin Katherine? Sana Söz verdiğim pastayı bırakmak için ve dün akşam Susan'la ciddi bir kavga ettiğimizi anlatmak için uğradım. | Open Subtitles | .. أردت أن أعطيكِ الكعكة كما وعدتكِ .. وأخبركِ |
Söz verdiğim gibi o sapıktan seni koruyamadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أريد أن أعتذر عن عدم استطاعتي لحمايتكِ من ذلك المنحرف بالطريقة التي وعدتكِ بها |
Söz verdiğim gibi bugünkü testlerden önce biter. | Open Subtitles | كما وعدتكِ سأنتهي . " من تنشيطـه قبل " أختبار اليوم |
Söz verdiğim tam olarak bu değil biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بأن هذا ليس ما وعدتكِ به |
Şey, Meksika'ya gittiğimizde sana 10 bin dolar göndereceğim. Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | حالما نصل للـ "مكسيك" سأرسل لكِ عشرة الاف دولار كما وعدتكِ |
Biliyorum bir şey almayacağıma söz vermiştim o yüzden endişelenme. Bunu parayla almadım. | Open Subtitles | أعلم أني وعدتكِ ألا أشتري لكِ شيئاً، لذا لا تقلقِ، فلم أدفع ثمنه. |
Dinle, senden bunu yapmanı isterken sana intikamını alacağına dair söz vermiştim ve alacaksın. | Open Subtitles | اسمعيني ، عندما طلبت منكِ أن تفعلي هذا وعدتكِ بالإنتقام ، وستحظين به |
Seninle ilk tanıştığımızda sana güç kazandıracağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | حينما تقابلنا للمرة الأولى وعدتكِ بمنحِك السلطة |
Burada olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz vermiştim. Ve söylemedim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بألا أُخبر أحدًا بأنكِ هُنا، ولم أفعل. |
- Söz verdin! - Seni güvende tutacağına söz vermiştim. | Open Subtitles | ـ لقد وعدتني ـ وعدتكِ أيضًا أن أبقيكِ آمنة |
Dolabını tamir edeceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | مرحباً. وعدتكِ أن أصلح الخزانة. |
Sana yardım edeceğime söz verdim ama belki de seni buna zorluyordum. | Open Subtitles | وعدتكِ أن أساعدكِ عندما تشعرين بالخوف ولكن ربما أني أصبحت أجبركِ |
Sana onun ifadesini kullanmayacağıma dair söz verdim ve kullanmayacağım. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ أنني لن أستخدم شهادته , لن أفعل |
Ama sana ebediyeti vaat etmiştim. | Open Subtitles | ولكني وعدتكِ أن تعيشي إلى أبد الدهر. |
Sonra oynayabiliriz, söz veriyorum. Tamam mı, söz veriyorum. | Open Subtitles | سنلعب لاحقاً، أعدكِ بذلك حسنٌ، لقد وعدتكِ. |
Sana bir zaman yolculuğu sözü verdim! | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بآلة زمن وهذا ما ستحصلين عليه |
Yapmalıydım, sana sözüm vardı. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ. |