Söylemek hoşuma gitmese de ama görünüşe göre aradığınız sistem mevcut değil. | Open Subtitles | أكره قول هذا ولكن يبدو أن النظام الذي تبحث عنه غير موجود |
Bir sorunumuz olduğunu düşünmüştük, ama görünüşe göre üstesinden geleceğiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا مررنا بموقف ولكن يبدو أنه تم الإعتناء به |
ama görünen o ki, işler dehşet verici, birazcık riskli ve zahmetli olduğunda var olduğunu bile bilmediğim bir ön yargıya eğildim. | TED | ولكن يبدو أنه عندما تتحول الأشياء لتصبح غير تقليدية ومزعجة وخطيرة بعض الشيء، أميل إلى التحيز الذي لم أكن أعرف أنني امتلكته. |
ama görünen o ki, Bay Raj ve karısı Bayan Sonia ve şirketine karşı şantaj yapmak için bu davayı açmışlar. | Open Subtitles | ولكن يبدو أن هذه القضية من جانب السيد راج وزوجته وضعت لابتزاز السيدة سونيا وشركتها |
Ama anlaşılan Teğmen atlamıştı ve Cylonlar onu bulana kadar kaçış koltuğunda yeterince hayatta kalmıştı. | Open Subtitles | ولكن يبدو أن الملازم قد أطلق كرسى الطائرة .. ونجي بطريقة ما فى كرسيه القاذف لفترة |
ama sanki daha önce karşılaşmışım gibi. | Open Subtitles | ولكن يبدو الأمر كما لو إلتقيت بها من قبل |
Sınavları olduğunu söylüyor ama sanırım seni çok da özlüyor. | Open Subtitles | يقول أن لديه امتحانات، ولكن يبدو أنه اشتاق لكَ كثيرًا. |
Bir çizik daha yapmak isterdim ama görünüşe göre birisi benden erken davranmış. | Open Subtitles | سأكون سعيدةً بإعطائك واحدةً آخرى ولكن يبدو أن هنالك من وصل إليك أولاً |
ama görünüşe göre bebeğiniz bir alkoliğin içki arkadaşı olmuş. | Open Subtitles | ولكن يبدو بأن طفلك هو رفيق الشرب لمدمنة شراب منتكسة |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama görünüşe göre babalara geldin. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا يا صاح، ولكن يبدو بأنّ حلولك. |
Röntgen sonuçlarını bekliyoruz ama görünüşe göre mermi girip çıkmış. | Open Subtitles | ننتظر نتائج الأشعة السينية ولكن يبدو أن الرصاصة دخلت وخرجت |
Ailenizi önemsiyorsunuz sanıyordum ama görünen o ki öyle değilmiş. | Open Subtitles | ظننت أنّكم تهتمون بعائلتكم ولكن يبدو أنّني كنت مخطئة |
Üzgünüm yalnız çocuk. ama görünen o ki bu senin için | Open Subtitles | نأسف أيها الفتى الوحيد ولكن يبدو أن الحفلة ستكون |
Nate, uzman falan değilim; ama görünen o ki Şerif Ruslar'la anlaşmak üzere. | Open Subtitles | نيت, انا لست متأكدأ ولكن يبدو أن شريف يعقد صفقة مع الروس |
Parmaklıklar varmış Ama anlaşılan Renny onları sökmüş. | Open Subtitles | هناك أشرطة أمنية , ولكن يبدو عليهم إزالة رينى |
Bu benim dinlencem işte. En sevdiğim hastamın apandisitini almak için o kadar acele ettim, Ama anlaşılan o bensiz başlamış. | Open Subtitles | حسنًا، لقد عدت بسرعة كي أستئصل زائدة دودية من مريضي المفضل ولكن يبدو أنه استئصلها بدوني |
Bebek yok ama sanki Carol balon şişiriyor orada. | Open Subtitles | لا يوجد طفل هنا ولكن يبدو أن كارول تنفخ فقاعة |
Ona şu sahte Stockholm, hikayesini anlattım ama sanırım beceremedim. | Open Subtitles | لقد اخبرتها بالقصة الزائفة بأننى ذاهب الى استوكهولم ولكن, يبدو اننى افسدتها |
İtiraz eden olmazsa göz yumarız ancak Bay Rainey'nin var gibi. | Open Subtitles | طالما لا يوجد من يمانع ولكن يبدو أن السيد راينى يمانع |
- Henüz detayları bilmiyoruz, ama bir İngiliz Gizli Servis operasyonuna karışmış. | Open Subtitles | لم تصلنا كل التفاصيل بعد ولكن يبدو أنه تورط فى عمليه ضد المخابرات السريه البريطانيه |
Ve korkunç, biliyorsun, hissettim ama belli ki gerçekten onu etkiledi. | Open Subtitles | كنا نشعر بالسوء ، تعلمين ولكن يبدو أن هذا أثّر عليه |
Buna başkasının kanı bulaşmış ama bu sizi rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | هناك دمّ رجل آخر عليه ولكن يبدو أنك لا تهتم |
Henüz emin değiliz ama saldırıya teşebbüs vakası gibi. Kadına yaklaşmak üzere. | Open Subtitles | ولكن يبدو وكأنّها محاولة إعتداء سيصل إليها قريباً |
Biliyorum, ondan yardım etmesini ben istedim ama görünüyor ki, seni umursayan kişi dışında herkesten tavsiye alıyorsun. | Open Subtitles | أعلم .. أنا طلبت منه المساعدة ولكن يبدو لي أنك تأخذ المشورة من الجميع |
Önceden tasarlanıp tasarlanmadığını hala soruşturuyoruz fakat görünüşe göre fail, Tanakaların laboratuvarına zorla girip NZT aramış. | Open Subtitles | مازلنا نتحرى إذا كانت الجريمه مع سبق الإصرار عليه، ولكن يبدو ان المعتدي الذي اقتحم المختبر |
iki numaralı çocuk geri dönüyor ama omuzları hep yukarıda gibi gözüküyor. | TED | الطفل الثاني يعود ولكن يبدو أعلى من أكتافهم كل وقت. |