ويكيبيديا

    "ووضعه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve onu
        
    • koyup
        
    • koymuş
        
    • bıraktı
        
    "Tanrı'nın kanunu insanı aldı ve onu Bahçe'ye koydu. Open Subtitles الإله اخذ الرجل ووضعه في الحديقة ليحرثها ويرعاها
    Muhtemelen uyuşturucu bağımlısıydı ve onu tekrar koltuna koydu beni arabayı başkasının kullandına dair kandırmaya çalışıyor. Open Subtitles من المحتمل أنه خاف ووضعه بالمقعد الخلفى بمحاولة جعلى أفكر بوجود أحد آخر يقود
    düşünmüyorum. Bu beyninizden insan beynini alıp, bir kavanoza koyup sonra tekrar başka hayvanların düşünme yapısını düşünmek için TED وليس القصد إزالة الدماغ البشري من الرأس ووضعه في جرة ثم استخدامه للتفكير في طريقة تفكير حيوان آخر.
    Kanepenin üstüne koyup mangal tutuşturucusunu üstüne dökmüş, ateşe vermiş. Open Subtitles صب الغاز في جميع الأرجاء ووضعه على الأريكة
    Orada da Yüzbaşı Schilz'i öldürüp yük deposuna koymuş ve parayla kaçmış. Open Subtitles حيث أنه قتل الملازم شيـلز ووضعه في الكبسـوله وأخذ النقـود وغادر
    "Tanrı onu cezalandırdı ve onu bir kadının ellerine bıraktı." Open Subtitles الرب سبحانه وتعالى فتَنَه ووضعه بين يديّ امرأة
    Eğer onu polis yakalarsa, gözaltına alırlar ve onu halka oldukça açık bir şekilde yargılarlar. Open Subtitles لو قبضت عليه الشرطة، فسوف يضعونه بالحجز ووضعه من خلال نظام العدالة
    ve onu bir odaya koyarak bağlantılar için silkeleyebiliriz. Open Subtitles ووضعه في الغرفة قد يبتز منه إرتباطاً آخر
    Şüpheli davranışlarını tespit edip onu işaretleyerek ve onu yakın gözetime alarak. Open Subtitles بواسطة تعليم تصرفاته ووضعه تحت المشاهدة القريبة.
    Tamponuna çarptı ve onu 190 kilometre süratle duvara fırlattı. Open Subtitles قصّ مصدّه ووضعه في الحائط في 120.
    "Tanrı onu cezalandırdı ve onu bir kadının ellerine bıraktı." Open Subtitles الرب عز وجل ضربه ووضعه بين يدي امرأة
    Babanın, işine el koyup her şeyi kendi kontrolüne aldığını unuttun mu? Open Subtitles أتذكر عندما قام والدك بأخذ برنامجك ووضعه في برنامج التسلح ؟
    Romalılar zamanında, herhangi bir kimse bir memura rüşvet vermeye çalıştığında, burnunu kesip, adamı vahşi bir hayvanla birlikte, bir torbaya koyup, torbayı nehre atarlarmış. Open Subtitles فى العصر الرومانى , عندما كان احدهم يحاول رشوة مسؤول حكومى كانوا يعاقبونه بقطع انفه ووضعه فى كيس مع حيوان برى و إلقاء الكيس فى النهر
    Demek istediğim,Dekker'dan borç aldığı parayı dolaba koyup her kim bilgi sızdırıyorsa ona tuzak kurmayı planlamıştı. Open Subtitles أعني، من الممكن أنه أقترض (المال من (ديكر، ووضعه في الخزانات
    Deli bir çalışan kasıtlı olarak ürünü değiştirmiş ve sonra onu raflara koymuş. Open Subtitles مجنون ما قد تلاعب عمداً بالمنتج ووضعه مجدداً على الرف
    Gizlice içeriye girmiş, izinsiz olarak çekim yapmış, görüntüleri çok aleyhte bir tarzda birleştirmiş ve İnternet'e koymuş. Open Subtitles تسلل إلى المزرعة وإلتقط مقاطع فيديو غير مصرح بها قام بقص المقاطع ودمجها معاً بطريقة بشعه, ووضعه على شبكة الإنترنت
    Birisi video çekip internete koymuş. Open Subtitles أحدهم سجل هذا ووضعه على الأنترنت. تفقده.
    Sonunda bazı hademeler gelip Albertımı büyük boy Glad çöp torbasına koydu ve çöplerin kalanıyla birlikte onu ara yola bıraktı. Open Subtitles بعدها جاء أحدهم وحشا ألبرت حبيبي في حقيبة قمامة قماشية كبيرة ووضعه في ممر مع بقية القمامة.
    "Tanrı onu cezalandırdı ve onu bir kadının ellerine bıraktı." Open Subtitles الرب عز وجل ضربه ووضعه بين يدي امرأة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد