Shangai A-Shares küçük ortağıyım ve bu garantilenmiş bir anlaşmaydı. | Open Subtitles | أنا أملك أسهم قليله للشانقاهاي و ذلك من ضمن الصفقة |
Evet, ederler. ve bu gerçekten harika. O kaplumbağayı bulmalıyız. | Open Subtitles | صحيح، سيأتون، و ذلك عظيم علينا أن نجد ذلك الغيلم |
Berbat bir öz saygım var ve bu telafi etmeme neden oluyor. | Open Subtitles | لدي كثيراً من الإحترام الذاتي لنفسي و ذلك بسبب رغبتي بالتعويض بإفراط |
Ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. | Open Subtitles | و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه |
Bu da her hafta fazladan iki buçuk gün ayakta olmamı sağlar. | Open Subtitles | و ذلك سيقوم بإيقاظي ليومين ونصف زياده في الأسبوع , لكل أسبوع |
Ve şu korkunç trampetçi oğlan her yerde peşimden geldi. | Open Subtitles | و ذلك الفتى الطبال الفظيع الذي يتبعني في كل مكان |
Evet, ve bu bizi Steven Walker ve Daniel Morrison'a getirir. | Open Subtitles | نعم,و ذلك ما نحن بصدده مع ستيفن والكر و دانييل موريسون |
Bu adadaki korsanlığı nihayete erdireceğim ve bu geceden başlayacağım. | Open Subtitles | وسأكون نهاية القرصنة بهذا المكان، و ذلك سيبدأ من الليلة |
A.B.D. görevlileri sadece bir kaç hafta önce Bay Jain'e ait bir İsviçre banka hesabını dondurdular ve bu banka hesabında 14.9 milyon A.B.D. | TED | المسؤولين الامريكيين فقط قبل عدة اسابيع جمدو حساب في بنك سويسري يعود الى السيد جاين و ذلك الحساب كان فيه 14.9 مليون دولار امريكي |
ve bu, elbette, tüm insanları her zaman, genellikşe, kandırmanız mümkün değildir. | TED | و ذلك بالطّبع لأنّك لا تستطيع خداع كلّ النّاس طيلة الوقت. |
Milyonlarca insan, çoğunlukla anonim olarak, seni kelimeleriyle bıçaklayabilir ve bu çok büyük bir acı. | TED | الملايين من البشر و غالبا مجهولي الهوية بإمكانهم طعنك بكلماتهم و ذلك مؤلم بحق. |
Şunu söylemeliyim ki hiçbir olumlu yanıt verilmedi ve bu sonuçtan dolayı bu ülke artık Almanlarla savaştadır. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك الآن و لا أي مشروع استلم و ذلك بالنتيجة |
Kardeşin Ve o aptal melek ne yapıyorlardı biliyor musun? | Open Subtitles | أخاك و ذلك الملاك الغبي هل تعلم عما كانا يفعلانه؟ |
Ve o göz uzmanı, gözlerime bakmakla uğraşmadı. | TED | و ذلك الأخصائي لم يكلف نفسه عناء فحص عينى. |
Ve bunun sebebi de, birçoğunuz Büyük Kanyon'a gitmişsinizdir, ve Büyük Kanyon'un duvarlarını görmüşsünüzdür, Ve o katmanları da görürsünüz. | TED | و ذلك لنفس السبب الذي دفع العديد منكم إلى الذهاب إلى غراند كانيون و كما ترون في جدار الغراند كانيون، توجد هناك طبقات |
Bu da benim yarışmadan diskalifiye olduğum anlamına geliyor sizin değil çocuklar. | Open Subtitles | و ذلك يعني أنني غير مؤهل للمنافسة و ليس أنتم يا رفاق |
Bu da bir esrara yol açıyor. | TED | و ذلك يترك لغزا حقيقيا. في السنة الماضية، المرصد الفضائي كيبلر |
Bu da bizi hayatımızın dağılımını gösteren grafiğe geri getiriyor. | TED | و ذلك يعيدنا الى هذا المخطط و التوزيع لحياتنا. |
Bu sırada şu trafik ışığındaki, kilisedeki Ve şu garajdaki kameralardan kaçacağız. | Open Subtitles | متجنبين الكميرات الموجودة في أعلى إشارة التوقف و الكنيسة، و ذلك الكراج |
İşte o zaman tamam dedim.. Bir şekilde, hikaye, buzun içinde.. | Open Subtitles | و ذلك حينما برغم ذلك، حسنا ، الحكاية هي في الجليد. |
En kötüsü de bu. Cesetleri tekrar birleştiriyor. | Open Subtitles | و ذلك هو أسوأ شيء، إذ يعيد تجميع أجزاء الجثمان سويّاً. |
Bu da bu denizlerin son derece zengin olmasını sağlayarak bu insanlar için bir yaşam tarzı yaratmıştır. | Open Subtitles | ، و ذلك ما أنشأ ، بدوره تلك البحار الغنية بشدة . و أسلوب حياة لهذه الشعوب |