ويكيبيديا

    "يأخذون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • alıyorlar
        
    • götürüyorlar
        
    • alır
        
    • alıp
        
    • alıyor
        
    • almalarına
        
    • aldılar
        
    • alan
        
    • alacaklar
        
    • aldıkları
        
    • aldıklarını
        
    • almıyorlar
        
    • götürdüler
        
    • almalarını
        
    • alıyorlardı
        
    İşimi aldılar,istikrarımı aldılar... şimdi de konuşma hakkımı elimden alıyorlar. Open Subtitles لقد اخذو مني عملي,واستقراري الان سوف يأخذون حقي في الكلام
    Onlar bu çantaları ve giysileri kimlik edinme ve sosyal statüleri için alıyorlar. TED يأخذون تلك الحقائب والملابس كنوع من الشعور بالهوية والمركز الاجتماعي.
    Bir şey inşa etmiyorlar. Bu hayvanları buradan götürüyorlar. Open Subtitles لن يشيدوا شيئا إنهم يأخذون هذه الحيوانات من هنا
    Aslında, aile içinde, bireyle farklı zamanlarda kontrolü ele alır. Open Subtitles الأمر هو في العوائل الناس يأخذون المسؤوليه في أوقاتٍ مختلفه
    Yaptıkları şey şu, küçük bir kamera alıp bir çubuğun ucuna takıyorlar... Open Subtitles حسنا.الذي يفعلونه هو انهم يأخذون كاميرا صغيرة جداً ويضعوها في نهاية انبوب
    Ve bu yüzden nüfusun yarıdan fazlası artık vitamin alıyor, doktorların çoğunun bunun gerçekten gerekli olmadığını söylemelerine rağmen. Open Subtitles و لهذا أكثر من نصف السكان اﻵن يأخذون الفيتامينات مع أن معظم اﻷطبّاء سيقولون بأن ذلك غير ضروري حقًا.
    Başka insanların işlerini ellerinden almalarına aldırmıyorum. Open Subtitles لا أمانع كونهم يأخذون العمل من أيدي أناس آخرين
    Adam büyük başarıyla organize ettiği 68 avukatlar artık sistematik şekilde dava alıyorlar. TED ولذلك، نجح في تنظيم 68 محامي كانوا يأخذون القضايا بصورة مستديمة
    Dünyanın hükümetleri bu konuyu çok ciddiye alıyorlar. TED وحكومات العالم يأخذون هذا على محمل الجد
    Bu yüzden bilgiyi alıyorlar ve gidişatı ölçmek için kullanıyorlar. TED وينبغي أن يحققوا أرباح. لذا فهم يأخذون البيانات، ويستخدمونها لقياس التقدم.
    - Şiiri ciddiye alıyorlar. - Bunun faydası nedir? Evet! Open Subtitles ـ يأخذون الشعر على محمل الجد ـ هل هُناك أي مكسب من ذلك؟
    İngilizler nereye giderlerse gitsinler, kendi sistemlerini götürüyorlar. Open Subtitles الانكليز يأخذون معهم نظام الطبقات اينما ذهبو.
    O çocuk hırsızları, çocuklarımızı alıp Kuzey'e götürüyorlar. Open Subtitles خاطفوا الأطفال. انهم يأخذون اطفالنا إلى الشمال.
    Sadece kandırılmak isteyenler onların hikayelerini ciddiye alır. Open Subtitles فقط المخدوعين أنفسهم هم . الذين يأخذون قصصهم محمل الجد
    Bütün paramızı alıp bu ülkenin içine eden şişko, açgözlü, şerefsizlerden bıktım. Open Subtitles لقد سئمت من أولئك أصحاب المليارات الجشعين والطامعين يأخذون أموالنا ويخربون البلاد
    Peki kaç kişi insülinini her gün alıyor? TED معدلات الالتزام. كم من الناس يأخذون الانسولين في كل يوم؟
    Onu benden almalarına izin vermeyeceğim sadece kapıları kapattım. Open Subtitles فهم يهاجمونك عندما تسقط ولم أكن لأدعهم يأخذون المتجر منا
    Bir ofisi yönetiyorum ve yaptığımız işi ciddiye alan çalışanlarım var. Open Subtitles إنني أدير مكتباً و لدي فريق عمال الذين يأخذون ما نفعل جدياً
    Federaller davayı üstlendi ve yardım için merkezden birilerini alacaklar. Open Subtitles الفيدراليين سوف يأخذون القضيه وسوف يأخذون أحداً من الداخل للمساعده
    Parayı eksik sayar, makbuzları kaybederlerdi. Kasalardan para aldıkları bile olurdu. Open Subtitles يزيفون الحسابات و الإيصالات و يأخذون النقود من الصناديق
    Bozuklukların gerçek miktarını nasıl bilebilirsin aldıklarını ödeseler bile? Open Subtitles كيف تثق بانهم يأخذون الصرف الصحيح او حتى ان يدفعوا لما يأخذون
    Her sabah 30 dakika sıcak duş almıyorlar. TED لا يأخذون حمامًا ساخنًا لمدة 30 دقيقة كل صباح.
    - Topraklarınız çoraktı. Tarlaya buğday ektiniz ve papazlar da tüm ürünü alıp götürdüler. Open Subtitles نعم، كانت أرضكم فقيرة، كنتم تزرعونها قمحاً وكان الرهبان يأخذون المحصول كله.
    Onları tuzağa çekip, tüm metali almalarını sağlayacağız ve onları yuvalarına kadar takip edip tüm silahlarımızı geri alacağız. Open Subtitles نستدرجهم إليه, ندعهم يأخذون المعدن ونتبعهم فوراً إلى الخلية وجميع أسلتحنا المفقودة
    Bu deneyi fazla ciddiye alıyorlardı. TED لقد كانوا يأخذون هذه التجربة بجدية أكثر من اللازم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد