Tanrım. Bu çocuk 11 yaşına basmadan seks yapmış olur. | Open Subtitles | هذا الصبى سوف يحصل على علاقة حين يبلغ 11 سنة |
Ricky'e söz verdim. 5 yaşına gelince, onu Hindistan'a götüreceğim. | Open Subtitles | لقد وعدت ريكي بأنى سأصحبه إلى الهند عندما يبلغ الخامسة |
Bay Watchman, On yaşındaki oğlum küçük bir çete bozmasından dayak yiyor. | Open Subtitles | ابني الذي يبلغ العاشرة ضرب من طرف عصابة تتكون من مغني الراب |
Araba taksitleri, varsa ipotekleri hakkında bilgi istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كم يبلغ رهنه العقارى وكم يدفع لأقساط سيارته |
En yaşlı tosbağanın kaç yaşında olduğunu bilen var mı? Tahmini olan? | TED | هل يعرف أحدكم كم يبلغ عمر أكبر سلحفاة ؟ أية تخمينات ؟ |
Suçlunun kaygılanmasına sebep olan şey ihbar edilmemiş bir tecavüz olabilir. | Open Subtitles | سبب انفجار المجرم قد يكون عملية اغتصاب لم يبلغ عنها |
Kliniğindeki bir erkek çocuk daha 2 yaşına girmeden 18 senfoniyi birbirinden ayırt edebiliyordu. | TED | يوجد صبي في عيادته يستطع التمييز بين 18 سمفونيةَ مختلفة, ولم يبلغ العامين بعد. |
25 yaşına gelene kadar, onun yerine babası bu işlere bakacak. | TED | وسيهتم والده بهذا الجانب إلى أن يبلغ 25 عاماً. |
Burada kaç kişi en az 80 yaşına kadar yaşamak ister? | TED | كم شخصاً هنا يود أن يحيى إلى أن يبلغ الثمانين من العمر على الأقل؟ |
...tabii eğer, çocuk herhangi bir sebepten 21 yaşına basamadan ölmezse. | Open Subtitles | مالم . ما لم، يموت أبنه قبل أن يبلغ لـ 21 عام |
38 yaşındaki eski denizci, sırtındaki ağrı yüzünden acile başvurmuş. | Open Subtitles | بحريّ سابق يبلغ 38 عاماً قدم للطوارىء بألم في الظهر |
Resmi olarak 80 yaşındaki kadınlar için erkek eskort oldum. | Open Subtitles | الان رسمياً انني مرافق لأسد يبلغ من العمر 80 عاما |
Bir video izliyorsunuz. Normal gelişimli 35 adet iki yaşındaki çocuğun gözünden, yaklaşık birer saniyelik karelere ayrılmış | TED | أنت تشاهد فيديو. وهذه الإطارات تنفصل بحوالي ثانية من خلال عيون خمسة وثلاثين طفلا يبلغ من العمر سنتين |
"Bir polis memuru isteyerek bağımlı olursa ve derhal üstlerine bilgi vermezse kusur işlemiş sayılır ve para ve/veya altı ay uzaklaştırma cezasına çarptırılır." | Open Subtitles | ولا يبلغ عن ذلك يتم اتهامه بالخداع عقوبتها الغرامة و السجن ستة أشهر و ربما اكتفوا بالغرامة معك |
Tüm bilgi ağı bağlandığında... 16.000 km çapında sanal bir alıcı anten oluşacak. | Open Subtitles | عندما تصبح الشبكة برمّتها مرتبطة فيما بينها سيحصل على صحن عاكس يبلغ عرضه أكثر من 16 ألف كيلومتر |
Senden daha yaşlı bir adama ihtiyacım var. En az yüz yaşında birine. | Open Subtitles | أنا أحتاج رجلا أكبر سنا منك شخص يبلغ على الأقل المائه من عمره |
Söz verdi. İhbar etmeyecek. Bunu ertelersen ve bir daha olursa başka bir doktora denk geleceksin. | Open Subtitles | وعدنا ألاّ يبلغ السلطات، إن أجّلت هذا الأمر وانهرت فسيعالجك طبيب آخر |
Tüm İtalya'yı ele alırsak yılda 49 bin insan kayboluyor. | Open Subtitles | عندما نتكلم عن إيطاليا فإن معدل الإختفاء يبلغ 40 ألف شخص في السنة |
Geri çekil Yüce ben, kendimden yetmiş üç kat daha büyük aslana saldıracağım. | Open Subtitles | إرجعوا للخلف بصفتي العظيم فقد أمسكت بالأسد الذي يبلغ 73 ضعفاً من حجمي |
Hatırlıyorum, oğlum altı yaşındayken arkadaşı oynamaya geldi. | TED | أتذكر عندما كان يبلغ طفلي ست سنوات، كان لديه صديقه ليلعب معه. |
Biri şikayet edene kadar kızlara çakmaya devam mı edeceksin? | Open Subtitles | ستستمر بمضاجعة طالبات الجامعة حتى، كما تعرف، أن يبلغ عنا أحد؟ |
Beyin felci geçirmiş, 18 yaşında genç bir adam ile tanıştım. | TED | التقيت بشاب كان يبلغ من العمر 18 عاماً وأصيب بشلل دماغي. |
Buradaki bir nevi fallik parça yaklaşık bir ayak boyunda. | TED | انها من نوع النباتات القضيبية والتي يبلغ طولها قدم |
Görünmez bir temizlikçi etiketi, ...tıpkı bizim henüz kaybolduğu bildirilmemiş isimsiz cesedimiz gibi. | Open Subtitles | علامة خفية كما أن الشخص الخفي لم يبلغ عن فقدانها عن الآن |