ويكيبيديا

    "يتسبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • neden olur
        
    • yüzünden
        
    • sebep
        
    • zarar
        
    • neden oluyor
        
    • neden olabilir
        
    • az
        
    • sorun
        
    • yol
        
    İnsani yönünü devre dışı bırakmaya çalışırlar çünkü ölmene neden olur. Open Subtitles أنهم يحاولون إخماد الجزء الإنسانى منك لأن هذا ما يتسبب بقتلك
    Kokain bir uyarıcıdır ve artan kalp atış hızı gibi birçok etkisi vücudun daha fazla oksijene ihtiyaç duymasına neden olur. TED الكوكايين منشط، وكثير من آثاره، مثل زيادة معدل ضربات القلب، يتسبب في حاجة الجسم إلى المزيد من الأكسجين.
    Hastalarının bu şey yüzünden acı çekmelerinden korkmuş. Open Subtitles كان يخشى أن يتسبب في معاناة المرضى إذا عرفوا بمخاوفه
    Bir kan damarına vurup onu patlatırsanız bu da inmeye sebep olur. TED فمن الممكن أن تصيب وعاء دموياً وتفجره، مما قد يتسبب بسكتة دماغية.
    Ayrıca, dostlarına içki verirken binlerce dolar zarar getirdikten sonra, ortağımın... Open Subtitles وبصراحة أنا أشك في قدرات شريك يتسبب في خسارة آلاف الدولارات
    Ama genellikle tedavilerim onların daha kötü hissetmelerine neden oluyor. TED ولكن غالبا ما كان علاجي يتسبب في شعورهم بشكل سيء.
    maddi zarar verebilir, hatta bazı ölümlere neden olabilir. TED من المرجح أيضا أن يتسبب في عدد من الوفيات.
    Bu harika bir şey çünkü çok daha az enfeksiyon riski, daha az acı var ve iyileşme süreci daha kısa. TED هذا شيء متميز , لأنه يتسبب في إنقاص نسبة حدوث تلوث واقل ألماً بالإضافة إلى سرعة الشفاء
    Zeus buna o kadar çok öfkelendi ki daha fazla sorun çıkarmaması için ölüm tanrısı Thanatos'a Sisifos'u yeraltı dünyasına zincirlemesini söyledi. TED عندما اكتشف ذلك زيوس، غضب جدًا وأمر ثاناتوس إله الموت بأن يقيد سيزفس تحت الأرض؛ كي لا يتسبب بمزيد من المشاكل.
    İlaçlar üretildikten sonra da kritik bir yoğunluk eşiğine ulaştıklarında bir acil kapatma anahtarı bakterinin patlamasına neden olur. TED بعد ذلك، وبعد القيام بإنتاج الدواء يتسبب القتل المتبادل في تفجيرالبكتيريا وذلك عندما يصل عددها إلى الحد الحرِج.
    Kanda yüksek oksijen satürasyonuna neden olur. Open Subtitles إنه يتسبب في ارتفاع تركيز الأوكسجين في الدم شكراً
    Hepsini indirmek, en az 12 saat sürer ve paniğe neden olur. Open Subtitles ولإنزالهم يحتاج الأمر إلى 12 ساعةٍ كحدٍ أدنى، ومن المحتمل أن يتسبب بالذعر
    Eğer o video yüzünden, kovulsaydım, beni heyecanlandıracak, başka bişeyler yapmak isterdim. Open Subtitles حتى لو لم يتم إكتشاف الأمر أتمنى فعل شيء ما قريباً سوف يتسبب في طردي
    Onu bulmak için pek çaba göstermedim ama şimdi param yüzünden onu öldürecekler. Open Subtitles ولم أحاول جيداً العثور عليه، والآن مالي سوف يتسبب بمقتله
    Tümörü yüzünden anıları birden ortaya çıkıyormuş, çıkmaması gereken şeyler. Open Subtitles قال أنّ الورم يتسبب في إخراج الذكريات منه عفوياً، بما فيها ذكريات لا ينبغي أن تخرج.
    Avcılık okuldan atılmama sebep olmazsa, poster yaparken ölmeyeceğime söz veriyorum, tamam mı? Open Subtitles إن لم تتسب إبادتي في طردي فأعدكم أن صُنع اللافتة لن يتسبب بمقتلي
    Akne ve kilo almaya sebep olan gün ışığı eksiliğine bağlı depresyon. Open Subtitles الاكنتئاب نتيجة نقص ضوء الشمس يتسبب في حب الشباب وزيادة في الوزن
    Evet belki tanrının askerleri fazla zarar vermeden geri döndürebiliriz. Open Subtitles لعلّ بوسعنا عكسها قبل أن يتسبب الملائكة بمزيد من الأضرار
    Doğru olan tek şey varsa o da seni sevdiğim ve sana asla zarar verecek bir şey yapmayacağımdır. Open Subtitles لو كان ثمة أمر واحد أكيد فهو أنني أحبك , و لن أفعل أبدا أي شئ يتسبب في إيذائك
    Yapılan hesaplamalara göre dünya ısısındaki birkaç derecelik artış, kutuplardaki buzulların erimesine neden oluyor. TED حسنا , انه قد تم حساب ان رفع درجه حرارة الارض بعض درجات قليلة قد يتسبب بذوبان القمم الجليدية القطبية.
    Çok sayıda ev kayıplarına, ayrıca çok sayıda ölüme neden olabilir. TED من الممكن أن يتسبب في خسارة الناس لمنازلهم، كما يمكن أن يتسبب في وفات العديد من الأشخاص.
    En az üç olasılık var. Bir olasılık şöyle, ben kilo alınca, senin de kilo almana sebep oluyor, TED هناك على الأقل ثلاث إحتمالات. أولاً، إحتمال أنه، بينما أكتسب انا الوزن، يتسبب ذلك في إكتسابك للوزن،
    Beynin arka lobundaki bir sorun görmeni engeller. Open Subtitles ان فشل القدرة على التمييز يتسبب في العديد من المشاكل
    "Soruna yol açan şey Bir hayal olsun görünen şey görünmez olsun" Open Subtitles السماح للوجوه الاعتراض ولكن أصبح حلم وأنا رأيت يتسبب في ليكون الغيب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد