ويكيبيديا

    "يتوق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • can
        
    • özlem
        
    • arzuluyor
        
    • sabırsızlanıyor
        
    • hasret
        
    • isteyen
        
    • özlemini
        
    • arzulayan
        
    • ölüyor
        
    • istediği
        
    Fakat hala bir sırrı vardı, anlatmak için can attığı bir sır. Open Subtitles لكن لا يزال لديه سر سر كان يتوق قبل قليل للإفصاح عنه
    Bahriyeli olmak hoşuna gidiyordu ama hayatının yeni kısmına başlamak için can atıyordu. Open Subtitles أحب كونه جنديا في البحرية لكنه كان يتوق لبدء فصل جديد من حياته
    Yani Tanrı bizim kutsal insanlar olmamız için özlem duyduğunda tam olarak uzak bir mesafede olduğu anlamına gelir. Open Subtitles لذلك عندما يخبــــرنا الرب أنّه يتوق لأنْ نكون أُناس مُقدّسين، ما يعني حرفياً هو على بعد مسافة.
    Bir parçamız ya da teknolojide bulduğumuzdan daha büyük bir şey Tanrı'yı arzuluyor. TED إنه الجزء الذي يتوق لمعرفة الله، أو لشيء أبعد مما نجد في التكنولوجيا
    Ekip seninle tanışmak için sabırsızlanıyor. Open Subtitles الفريق يتوق إلى التكلم معك.
    Bir zamanlar olduğu şey için hasret çeken kalple lanetlenmiş olabilirim. Open Subtitles ربما قد حلت علي اللعنة بهذا الشكل. بأن يتوق القلب لما كان سابقاً.
    Zihnin motorundan, zihnin "isteyen" parçasından, yoksunluk hisseden parçasından geliyor. TED هذا الجزء بالمخ الذى يرغب ،الذى يتوق شوقاً
    Bir zamanlar, kendilerini yılan belasından kurtarmanın özlemini çeken insanlar vardı. Open Subtitles كان ياما كان .. مجموعة من الناس الذي يتوق إلى التحرر من آفة كوليبرا.
    Geleceği arzulayan bir kalbe erişilemez. Open Subtitles و القلب الذي يتوق إلى المستقبل صعب المنال
    Onu sarsmam lazım, onu savunmaya geçirip gitmek için can attığı yere yollamam lazım. Open Subtitles يجب أن أستدرجه و أجعله دفاعياً و أقوده إلى حيث يتوق للذهاب
    Yazılarının ürkütücü ve depresif olduğunu duymuş. Seninle tanışmak için can atıyor. Open Subtitles لقد سمع أن كتاباتك مرضية و محبطة إنه يتوق لمقابلتك
    Şu anda hükümete karşı çok büyük bir öfkesi var, ve bunu çıkaracak birini bulmaya can atıyor. Open Subtitles إنه غاضب على الحكومة جداً الآن و هو يتوق ليجد من يفرغ غضبه به
    Afrikalı ve İspanyol denizciler Tahitili denizcinin özlem çekmesini aşağılarken, Çinli ve Portekizli mürettebatlar bir dans çağrısında bulunur ve bir genç çocuk felaketi öngörür. TED يتبادل البحارة الأفارقة والإسبان الشتائم بينما يتوق بحار تاهيتي لموطنه، يدعو أفراد الطاقم البرتغالي والصيني بعضهم للرقص، ويتنبّأ صبي صغير بالكارثة.
    İnsanların çoğu bir şeylere özlem duyar. İstisnai şeyler, etkileyici şeyler... Open Subtitles يتوق معظم الناس لشيء استثنائي ... يلهمهم
    Pekala, uyuyakalmadığınız için çok teşekkür ederim, çünkü beyniniz bunu arzuluyor. TED حسنا، شكرا جزيلا لكم لعدم استسلامكم للنوم، لأن ذلك هو ما يتوق إليه دماغكم.
    Gönlüm senin gençliğini arzuluyor. Open Subtitles " القلب يتوق إلى فتاة شابة "
    Çünkü Trout onu vurmak için sabırsızlanıyor ve şu an tam havasında. Open Subtitles لأنّ (تراوت) يتوق لإطلاق النار وهو في حالة نادرة.
    Seninle görüşmek için sabırsızlanıyor. Open Subtitles إنّه يتوق للحاق بك.
    "Aşksız bir dünya ölü bir dünyadır, ve mutlaka suçluların yorulduğu bir saat gelecektir, ve hasret çeken bütün insanlar, aşkın insanları nasıl ısıttığını merak edeceklerdir." Open Subtitles العالم الغير مرغوب هو عالم الموت... وهناك دائماً تأتي ساعة يضجر فيها شخص ما من الحبس وكل واحدٍِ يتوق إلى وجهٍ دافيء
    Dans etmek isteyen var mı? Open Subtitles هل هنالك من يتوق لبعض الرقص بالحذاء الخشبي؟
    Yüksek bir dağın tepesindeyken her zaman daha yüksek olanın özlemini duyar. Open Subtitles وعلى قمة كل جبل كان يتوق لجبل أعلى
    Geçmişi arzulayan bir kalbe erişilemez. Open Subtitles القلب الذي يتوق إلى الماضي صعب المنال
    Tüm şeytanlar, her biri senin parçalamak için ölüyor. Open Subtitles كل واحد منهم يتوق لقطع جزء منك قفي بالطابور
    Jim Ewing yüksekten düştü ve ciddi şekilde yaralandı ama gözleri yüksekteydi, dönmek istediği yerde. TED سقط جيم إوينغ على الأرض وأصيب بإصابات بالغة، لكن عيناه كانتا تحدقان نحو السماء، حيثما كان يتوق دائمًا للعودة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد