Gerçek şu ki, bana güvenmiyorlar. | Open Subtitles | الحقيقه يا سيدى وانت ترى انهم لا يثقون بى |
Bu insanlar yastık altı yapıyor, çünkü bankalara güvenmiyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء الناس هم المكتنزون لأنهم لا يثقون في المصارف |
Ama benim işim burada köprüleri oluşturmak ve insanlar bunun için güveniyor bana. | Open Subtitles | لكن وظيفتي هُنا هي تعزيز العلاقات والناس يثقون في قدرتي على أداء وظيفتي |
Aileleri bize güveniyor ve onlara daha iyi bir hayat vermek için her şeyi yaparlar. | TED | آباؤهم يثقون بنا وسيفعلون أي شيء ليوفروا لهم حياةً أفضل |
Alman malıdır. Almanlar montaj işlerini burada yapıyorlar. Bize güvenirler. | Open Subtitles | إنهم الألمان, فهم يقومون بجمعيات العمل هنا إنهم يثقون بنا |
Çünkü şu an birçok insan bana güvenmiyor. Bir de ben ısmarlayayım mı? | Open Subtitles | السبب الان أنه الكثير من الناس لا يثقون بي أشتري لك أخر ؟ |
İyi bir ekip birbirine hep güvenir. Tüm bilmen gereken bu. | Open Subtitles | أفراد الفريق الجيد يثقون ببعضهم بعضاً هذا كل ما عليكم معرفته |
Tamam, istediğiniz inşa etmeye devam etmek onlarla bir uyum , onlar size güven emin olun . | Open Subtitles | حسناً, يجب أن تستمر ببناء علاقة معهم تتأكد بأنهم يثقون بك |
Sana güvenmiyorlar... Artık... | Open Subtitles | لقد أصبحوا لا يثقون بك كما كان فى السابق |
Bu adamlara nasıl bulaştın bilmiyorum, ama sana güvenmiyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف من أين تعرف هؤلاء الأشخاص لكنهم لا يثقون بك. |
Sana güvenmiyorlar. İnsanların evini çalan ben değilim. | Open Subtitles | إنهم لا يثقون بك أنا لست أسرق بيوت ألناس |
Dilenciler ona güveniyor, o da onlara inanıyor ve koşuşturup duruyor. | TED | والمتسولون يثقون به، وهو يؤمن بهم، وهو مقنع. |
Amerikalıların yalnızca %32'si komşularına güveniyor, ayrıca sadece %18'i milenyum kuşağından. | TED | اثنان وثلاثون بالمئة من الأمريكيين فقط يثقون بجيرانهم، وفقط ثمانية عشر بالمئة من جيل الألفية. |
Rahibelerin seni seviyor... doktorlar sana güveniyor... öğrencilerin sana inanılmaz saygı duyuyor. | Open Subtitles | أخواتكِ يُحببنكِ .. الأطبّاء يثقون فيكِ .. و تلميذاتكِ يحترمنكِ بشدّة. |
- Bu insanlarla konuşabilirim Gordan. Bana güvenirler. | Open Subtitles | أستطيع أن أتكلّم مع هؤلاء الناس إنهم يثقون بـي |
Benim insanlarım tarihten çok, anılara güvenirler. | Open Subtitles | إن قومي يثقون بذكرياتهم, أكثر من ما يُكتب في كتب التاريخ. |
10 Amerikalıdan yaklaşık 4'ü devletin yayınladığı ekonomik verilere güvenmiyor. | TED | والحقيقة ، أن حوالي 4 من 10 أمريكيين لا يثقون بالبيانات الاقتصادية التي تصدرها الحكومة. |
Bu kişiler birbirlerine güvenir ve yardım ederler... | Open Subtitles | كلهم يثقون يبعضهم البعض ويساعدون بعضهم البعض |
Burada olabilmenizin tek nedeni, beni bu işe dahil edebilecek kadar güven duymaları. | Open Subtitles | السبب الوحيد في تواجدك هنا أنه يثقون بي كفاية لإشراكي في هذا |
Bir çoklarını büyülemesine rağmen, ona güvenmeyen de çok kişi vardı. | Open Subtitles | لكن حينما فتن العديد من الناس لم يكن عدد من لا يثقون به قليل |
Pek çok hasta için, doktorlar en çok güvendikleri ve en çok borçlu oldukları kişilerdir. | Open Subtitles | ، بالنسبة للكثير من المرضي .. طبيبهم يكون أكثر شخص يثقون به وكل ما يملكونه يُنسب له |
İnsanlar arasında birbirine gerçekten güvenen kişilerin sayısı çok azdır. | Open Subtitles | في مجتمع البشر هناك قليل من الناس ممن يثقون في بعضهم البعض |
İnsanların, yalnızca devletler arası değil, ayrıca devletler içinde, birbirlerine güvenmelerini sağlayan şey nedir? | TED | مالذي يجعل الناس يثقون ببعضهم البعض ليس بين الدول فقط ولكن داخل الدول ايضا؟ |
Bir şekilde güvenip inanıyorlar ama ben artık yapamıyorum. | Open Subtitles | الشباب انهم مرنون للغاية انهم يثقون و يؤمنون بطريقة أتذكرها |
- Beyazlara asla güvenmezler. - Öyle mi? | Open Subtitles | ـ إنهم لا يثقون في البيض ، كما تعرف ـ حقاً ؟ |
Tabii, bana güveniyorlardı. 20 yıldır orada çalışıyorum. | Open Subtitles | إنهم يثقون بي فإني أعمل لديهم منذ 20 عاماً |
Bu çocuklar internette sana güvendiler Sadiq. | Open Subtitles | عبر الإنترنت ، هؤلاء الأطفال يثقون بك يا صادق |
Ruhi Sürücü'lerin güvenini kazanmak çok uzun sürdü. Aramızda barış var. | Open Subtitles | لقد إتخذ الأمر وقتًا طويلاً أن نجعل فرسان الأرواح يثقون بنا. |