ويكيبيديا

    "يحزن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yas
        
    • üzücü
        
    • üzgün
        
    • yasını
        
    • üzüyor
        
    • üzülecek
        
    • üzüntü
        
    Okulu yas tutalım diye kapadılar ama herkes alışveriş merkezinde. Open Subtitles أقفلوا المدرسه لكي يحزن الجميع و لكنهم توجهوا إلى المول
    Yoldaşlarımız olan kedi ve köpeklerin yas tuttuklarını belgeledim. Ama köpeği yas tutmuyor diye son derece rahatsız olan bir kadınla da iletişime geçtim. TED لقد وثقت قططًا وكلابًا تحزن، حيواناتنا الأليفة. ولكني أيضًا تفاعلت مع امرأة كانت منزعجة للغاية لأن كلبها لم يكن يحزن.
    Bu toplantıdan çıkan en üzücü şey atılan adımların, sorunun büyüklüğüyle baş edemeyecek gibi görünmemesidir. Open Subtitles ربما أكثر ما يحزن في كل هذا هو أن وتيرة التغيير لا تبدو أنها متماشية مع حجم التحدي
    üzücü olan ne biliyor musun yapabileceğine gerçekten de inanmıştın. Open Subtitles أكثر ما يحزن هو... اعتقادك أنّ بإمكانك فعلاً القيام بذلك
    Bu sırada baban da gittikçe daha mutlu ve sonra da gittikçe daha üzgün olsun. Open Subtitles بينما يسعد أبيكِ أكثر وأكثر من ثم يحزن أكثر فأكثر
    Ben ne zaman üzgün olsam orada da üzgün olan bir şey varmış gibi. Open Subtitles و كأنّ شيئاً هنالك يحزن عندما أحزن.
    Katil, sebep olduğu şeyin fiziksel olarak yasını tutabilmek için orada olmaya ihtiyaç duyabilir. Open Subtitles قد يشعر المجرم بالحاجة للتواجد هناك لكي يحزن عما فعله
    Bu sadece insanları üzüyor ve bir ofis bu şekilde işlevini yerine getiremez. "Ko-vul-dun!" Open Subtitles إنه يحزن الناس و لا يمكن أن يسير المكتب بهذا الشكل مستحيل "أنت مطرود"
    Ama en azından senin durumunda benimkinin aksine, ölümüne gerçekten üzülecek bir kişi olacak. Open Subtitles ولكن على الأقل حالتك ليست مثلي ستكون أنت من يحزن بشدة،
    Ama onun için yas tutacağına onu tekrar diriltti. Open Subtitles ولكن بدلا من أن يحزن عليه بعث فيه الروح.
    Hayır, sadece herkes farklı şekilde yas tutar ve bu ekip de istisna değil. Open Subtitles كلا، الامر فقط ان كل شخص يحزن بشكل مختلف و هذا الفريق ليس استثناء
    Ne yas tutacak, ne de soru soracak kimseleri vardı. Open Subtitles ولا أي شخص كي يحزن عليهم أو يسأل الأسئلة
    Herkes farklı şekilde yas tutar. Bazıları çiçek bırakır. Open Subtitles الكلّ يحزن بطريقة مختلفة، البعض يقدّم الورود.
    Tek fark o bir uçak gemisi değil.. O bir insan ve yas tutabilir. Open Subtitles إلا أنه ليس حاملة طائرات، إنه بشري ويحق له أن يحزن
    üzücü olan şey ne biliyor musunuz Bay Zuckerman? Open Subtitles أتعرف ماذا يحزن يا مستر زوكرمان ؟
    Buraya seni iyileştirmeye gelmiştim ama bu gerçekten üzücü oldu! Open Subtitles أتيت لأعالجك، لكن هذا حقاً.. يحزن
    Canavarı kafese kapatmaktan daha üzücü bir şey olamaz. Open Subtitles لا شيء يحزن أكثر من إحتجاز وحش في قفص
    üzgün oldukları zaman herkes sinemaya gitmek ister. Open Subtitles الجميع يحب أن يذهب للسينما عندما يحزن.
    Biz karıncalar, üzgün olduğumuzda, böyle yaparız. Open Subtitles عندما يحزن النمل نفعل هذا
    Çünkü Turk üzgün olduğunda boxer giymemi sever. Open Subtitles أعلم أنه عندما يحزن (تورك) يجب أن آتي بسروالي القصير الداخلي
    Sadık vatandaşlarım tüm dünya sevgili Kral'ımızın ölümünün yasını tutuyor. Open Subtitles أتباعيالموالين،العالمبأسره يحزن في وفاة ملكنا المحبوب.
    Bu şekilde ağladığını görmek beni çok üzüyor. Open Subtitles يحزن قلبي حينما أراكِ تبكين
    Prenses ormanı gördüğü zaman çok üzülecek. Open Subtitles منضر غابتنا سوف يحزن اميرتنا
    Evet, adamın oğlu. Sende biliyorsun ki... herkes bu konuda üzüntü duyuyor. Open Subtitles نعم، ابن الرجل، كل شخصٌ يحزن على طريقته، صحيح؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد