| Çünkü görüyorsunuz ya, Hindistan'da hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, ölüm bile. | TED | لانه كما ترون لا شيء يدوم للابد في الهند، ولا حتى الموت |
| Şu anda geçerli kaos durumu sonsuza kadar sürmeyecek bir düzen gelmesi gerek. | Open Subtitles | هذا الوضع الحالى من الفوضى لن يدوم للابد يجب ان يكون هناك نظام |
| Bakın, bu departmanda ilerlemek üç yıldan fazla sürer. | Open Subtitles | اسمع, ان التقدم في هذا القسم يدوم اكثر من ثلاث سنوات |
| Evet, bakalım ne kadar sürecek. | Open Subtitles | نعم،سنرى لكم من الوقت سوف يدوم هذا الأمر |
| Onlar ızgara peynirli sandviç bitince bile aşklarının devam ettiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | نعم يقولون أن الحب يدوم بعد أن تختفي شطيرة الجبنة المشوية |
| Uzak Güney'de baharın ilk günü, sadece bir iki dakika sürüyor, ancak muazzam bir hikayeyi tetiklemek için yeterli bir kutup yılı boyunca süren yaşam mücadelesinin hikayesini. | Open Subtitles | هنا في أقصى الجنوب لا يدوم اليوم الأول من فصل الربيع سوى بضعة دقائق فقط لكنة يطلق شرارة قصة البقاء المذهلة |
| Ayrıca bu yapacağınız şeyin uzun süre etkisi olacağını ve beyninizi depresyon, Alzhemir ve bunama gibi hastalıklardan koruyacağını söylesem? | TED | وماذا لو أخبرتكم أنّ نفس هذا الأمر يدوم تأثيره طويلاً ويحمي دماغك من مختلف الحالات كالاكتئاب، مرض ألزهايمر أو الجنون. |
| Sizinle babamın benimle paylaştığı bir şeyi paylaşmak istiyorum: Hiçbir durum kalıcı değildir. | TED | أريد أن أتقاسم معكم شيئا علمني إياه والدي: لا شيء يدوم. |
| Birkaç dakika ile bir saat arası süren işlerde, fiyat 300 franktan 15,000 franka kadar çıkabilir. | Open Subtitles | ،يمكن أن يكون رقم كبير من 300 إلى 15,000 فرنك بالنسبة للقاء الذي يدوم من بضع دقائق إلى ساعة |
| Evet, kabul ediyorum, bir keresinde de bozuk para dolu bir çantaydı, ama uzun sürmez ve asla değişmezler. | Open Subtitles | و سأعترف في إحدى المرات كان حقيبه مليئه بالقروش و لكن الأمر لا يدوم أبداً و هم لا يتغيرون |
| Hızlı ol çünkü bu kalifiye beynin etkisi sonsuza dek sürmez. | Open Subtitles | حسناً، يستحسن بك الإسراع، لأن طبع هذا الدماغ لن يدوم طويلاً |
| Hareketsiz yatın. Uzun sürmez. Yerimizi bilmiyorlar. | Open Subtitles | إثبتى لن يدوم ذلك طويل لا يعرفون أننا هنا |
| Senin de bildiğin üzere mantarın etkisi sonsuza kadar sürmeyecek. | Open Subtitles | و تعرف طبعاً أنّ هذا الفطر لن يدوم إلى الأبد. |
| Ve bazıları çok ilginç şekilde hâlâ yakıt hücreleri peşinde ama bence bu fazla uzun sürmeyecek. | TED | والبعض لا يزال يدعم خلايا الوقود بشكل مدهش، لكنّي أعتقد أن ذلك لن يدوم طويلًا. |
| Etkileyicidir. Görenleri etkiler ama daha uzun sürer. | Open Subtitles | إنها شيئ ما , خاطف جداً للنظر له أثراً محلياً , ولكنه لا يدوم طويلاً |
| Tatlım, bununla ilgili en azından 3 sene sürecek bir tartışma yapmamız gerekeceğini bilmelisin. | Open Subtitles | عزيزتي، تدركين أنّه سيتحتّم علينا اتخاذ قرار بشأن هذا يدوم لثلاثة أعوام تقريباً |
| Bu une benziyor, evren bir kutu dolusu gaz gibi sonsuza dek devam edecek. | TED | فما يعنيه ذلك هو أن الكون كصندوق من الغاز يدوم للأبد. |
| Yine gevezelik ediyorum. Sorun şu. Sadece bir saat sürüyor, değil mi? | Open Subtitles | أنني أثرثر, المشكلة هي أن المفعول يدوم ساعة لكنني سأقوم بتحسينه |
| Şimdi slaytı açacağım,yalnız uzun süre kalmayacak. | TED | سأقوم بوضع الشريحة الآن. ولكن ذلك لن يدوم طويلًا |
| Ne zaman işler kötü olsa bana hep aynı mantrayı hatırlatırdı: Hiçbir durum kalıcı değildir. | TED | وفي كل مرة يسوء حال المشروع، كان يذكرني بالتعويذة: لا شيء يدوم. |
| Canlılar için çok düşmanca gözükebilir fakat her yıl dokuz ay süren kıştan sonra | Open Subtitles | قد يبدو انه مكان عدائي جدا لأشكال الحياة لكن كلّ عام بعد الشتاء الذي يدوم لتسعة شهور ا |
| O duyguyu, o mükemmel duyguyu bir kez hissedince, sonsuza dek sürmesini istersiniz. | Open Subtitles | احسست بشيء متكامل عندما تحس بهذا الشعور المثالي تريده ان يدوم الى البد |
| Ama hâlâ derinizin renginin sadece ilk izlenim vermekle kalmayıp sizinle ilgili akılda kalan son şey olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | ولكن ما زلنا نعيش في عالم حيث أن لون بشرتنا لا يعطي الانطباع الأول فقط، ولكن انطباعاً يدوم الى الأبد. |
| Çok dokunursan, fazla dayanmaz. | Open Subtitles | إذا كنت تستهلكه كثيرا لن يدوم معك بهذا الشكل |
| 2006'dan kalma ama konserveler sonsuza kadar dayanır, değil mi? | Open Subtitles | إنه من عام 2006 ولكن الطعام المعلب يدوم للأبد صحيح؟ |
| - O kadar uzun sürmez. - Asla uzun sürmüyor. | Open Subtitles | ـ لن يدوم الأمر طويلاً ـ هذا الامر لا ياخذ وقتاً بالمره |
| içine uzun ömürlü dövme mürekkebi kattım biraz fazla olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | لقد وضعت حبر يدوم طويلا الا تظنين ان ذلك كان قاسيا ؟ |