"يستمعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dinliyorlar
• dinliyor
• dinlemiyorlar
• dinlerler
• dinler
• dinlemiyor
• dinleyecekler
• dinleyen
• dinlemezler
• dinlemez
• dinlemelerini
• dinlerdi
• dinlediler
• dinlesinler
• dinlemediler

Şimdiye dek hiç kimse beni dinlemedi, hiç. Şimdi ise tabii ki dinliyorlar.
لا أحد يستمع لي أبداً ، أبداً والآن ، طبعا ، يستمعون إلي

Onun mecazlarını ve benzetimlerini dinliyorlar. Ve eğer yeterince çalışırlarsa o büyüye anahtar olacak bu küçük şeyleri öğrenmeye başlıyorlar.
يستمعون للاستعارات والتشبيهات، ويبدؤون في تعلم هذه الأشياء الصغيرة والتي إن تدربوا عليها بما يكفي تصبح مفتاح السحر.

dinliyor, alkışlıyor ve Facebook'ta "Ne düşünüyorsun?" panosuna yazıp unutuyorlar.
إنهم يستمعون ثم يصفقون وبعدها يحدثون صفحاتهم عالفيسبوك وينسون الامر

Dolayısıyla bu garip yoldaşların ortak bir noktaya sahip olması bana garip geliyor. Küçük kızları dinlemiyorlar.
ومن المضحك أولئك الاشخاص الممتعون، الرفقاء الغرباء لديهم شي واحد مشترك. لا يستمعون للفتيات الصغيرات.

dinlerler ve taklit ederler ve istedikleri gibi karıştırılar.
إنهم يستمعون ويقلدون ويصيغون ما يريدون.

Onlar orada 7/24 gizlilik içinde dinler ve çoğunlukla tavsiye vermezler.
على مدار الساعة، يستمعون بسرية و في أغلب الأحيان لا يسدون أي نصيحة

Görüldüğü üzere Los Angeles'ta Hollywood Bowl'dalar, L.A. Philharmonic'in çaldığı bilgisayar oyunu müziklerini dinliyorlar.
اتضح أنهم في هوليود لوس أنجلس يستمعون إلى إل أي فيلهارمونيك يعزف موسيقى الألعاب الإلكترونية

Ama sence beni dinliyorlar mı?
استدعوني للحضور لكن هل تعتقديهم يستمعون لي ؟

Bütün bunlar hakkında daha açık konuşabilmeyi isterdim ama biliyorsun insanlar dinliyorlar.
أريد أن أكون أكثر وضوحا لكل هذا لكن... أنت تعلم الناس يستمعون

Sanırım insanlar sabahın 4'ün de gerçekten radyo dinliyorlar.
أظن أن الناس حقاً يستمعون للراديو بالرابعه صباحاً

Umarım kız arkadaşınızı aramıyorsunuzdur. Unutmayın. Büyük Birader dinliyor.
اتمنّى ان لاتكون تتصل بصديقتك انهم يستمعون للمكالمات، اتذكر

Her hafta programını yüz bin kişi dinliyor.
مائة ألف شخص يستمعون لبرنامجه كلّ إسبوع.

Bizi dinliyor çünkü Evet, burada çıkmak zorunda.
أجل ، يجب أن نخرج من هنا لأنهم يستمعون إلينا

dinlemiyorlar ki. Kulakları olduğundan bile emin değilim.
انهم لا يستمعون ، انا حتى لست متأكد ان لهم اذان

Ruhları bu işe bulaştırma. Zaten seni dinlemiyorlar ki.
لا تدخل الأرواح في الأمر إنهم لا يستمعون إليك الآن

Neye benziyorlar? Nereliler? Ne tür müzik dinlerler?
كيف هم؟ من أين هم؟ ما هي الموسيقى التي كانوا يستمعون إليها؟

Onlar arar; sempatiklerdir; diğerlerinin acılarını paylaşmaya çalışırlarİ ve sonra-- onlar dinler.
يسألون عن الألم الذي يمر به الشخص الآخر ثم يستمعون

Kimse dinlemiyor ki. İnsanlar yemek yerken de dinlemiyor ama yine de çalışıyoruz.
الناس لا يستمعون لنا وهم يأكلون انه نفس الشيئ

Şimdi onlarla görüşmeye gidiyorum, ve onlar da beni dinleyecekler.
أنا في طريقي لرؤيتهم الان و سوف يستمعون إليّ أيضاً

Bir gün, tekno müzik dinleyen insanlar için bir tedavi bulunacağını umuyorum.
وفي إحدى الأيام تمنيت الحصول على علاج للأشخاص الذين يستمعون إلى التكنو

Tatlım, bunu kişisel algılama. Onlar doktorlar. Kimseyi dinlemezler.
لا يمكنك أن تأخذي هذا على محمل جديّ هؤلاء الدكاترة لا يستمعون إلى أي شخص

Ne yani, arkadaşlar karanlıkta "Sonsuz Aşk" ı dinlemez mi?
ماذا حدث؟ اصدقاء يستمعون الى حب بلا نهاية فى الظلام.

Burada konuştuğumuz radikal tartışmaları dinlemelerini bekleyemeyiz elbette.
نحن بالكاد نتوقعهم يستمعون إلى النقاشات المهمة على المائدة.

Elektronik çağı ve aptal teknisyenler olmadan önce insanlar senfonileri nasıl dinlerdi?
كيف كان الناس يستمعون للأوركسترا قبل عصر الالكترونيات والتقنية الحمقاء ؟

Her zaman oradalardı ve yargılamadan dinlediler.
كانوا دائماً بجانبي يستمعون بدون إصـدار أحكـام

O zaman da dinlemediler, şimdi niye dinlesinler ki?
عزيزي , لم يستمعوا إليّ وقتها ولم يستمعون الان

ONLARA İŞİ BIRAKTIĞIMI, ARTIK YAPMADIĞIMI SÖYLEDİM AMA BENİ HİÇ DİNLEMEDİLER.
لقد أخبرتهم أنني توقفت لا مزيد من هذا لكنهم لا يستمعون إليّ