Senato diplomatik bir gemiye saldırdığınızı duyunca bunun peşini bırakmaya... | Open Subtitles | مجلس الشيوخ الإمبراطوري لن يقبل بهذا عندما يسمعون بأنك هاجمت دبلوماسي |
Yani insanların alarmı duyduklarında nükleer ekipmanlarını giymemelerini mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين من الناس أن لاترتدي تلك الالبسة عندما يسمعون الانذار |
Diğer adaylar azizlerin görüntülerini görüp, onları Tanrı'ya çağıran sesler duyuyor. | Open Subtitles | مُدَرِّسونا يرون رؤى من قديسين أو يسمعون أصوات تقودمهم إلى الله |
Bir Müslüman'ın radikal olduğunu duyuyorlar birdenbire, tüm Müslümanlar radikalci oluyor. | Open Subtitles | يسمعون بأمر متطرّف إسلاميّ ما فيغدو كافة المسلمين إرهابيّين فجأةً |
Fakat daha sonra ailesinden ve arkadaşlarından, babasının herkese onunla gurur duyduğunu söylediğini duyar, fakat oğluna hiç söylememiştir. | TED | ولكن بعدها يسمعون من كل العائلة والأصحاب بأن الأب أخبر الجميع كم كان فخورا بهم، ولكنه لم يخبر ابنه قط، |
Porno işinde olduğumuzu duyan bir sürü kadın bizi görmeye gelir. | Open Subtitles | عندما يسمعون بأننا نعمل بالفن الإباحي، تجيء الكثير من النساء لرؤيتنا. |
Hizmetçiler birşeyler duyarlar efendileri hakkında özel şeyler bilirler. | Open Subtitles | الخدم يسمعون أشياء، يعلمون أشياء عن أسيادهم |
Ya uyuşturucu bağımlısı oluyorlar ya kurallardan taviz veriyorlar ya da toy oldukları için emirleri dinlemiyorlar. | Open Subtitles | هم عيال الكلب يا يستعملون مخدرات ولا يستخدمون النظام ولا هم مبزره ما يسمعون الكلام |
O zaman kâğıt mendil getir ona. Çoğu sanık kendi suçlarının anlatıldığını duyduğunda üzülür. | Open Subtitles | إذاً أحضر له منديلاً , العديد من المدعى عليهم ينزعجون عندما يسمعون بتفاصيل جرائمهم. |
Böyle bir aletim olduğunu duyunca benden daha çok korkacaklar. | Open Subtitles | سيخشاني الناس أكثر حين يسمعون أن لدي هذه. |
Oh, kasetteki sesini duyunca herkes böyle der zaten. | Open Subtitles | الجميع يقول ذلك عندما يسمعون أصواتهم مسجّلة. |
Ama yönetmenin "Motor" dediğini duyunca kaytarabileceklerini bilirler. | Open Subtitles | لكنهم عندما يسمعون المخرج يقول: أكشن فإنهم يعلمون أنهم سيحصلون على شيء |
Bazı kişiler bu istatistiği duyduklarında, "neden bu kadar az kadın yöneticiye sahibiz?" | TED | فمعظم الناس يسمعون تلك الإحصائية ويسألون، لماذا يوجد لدينا عدد قليل من القادة النساء؟ |
Renkli işitmeye sahip kişiler kelimelerin ya da harflerin seslerini duyduklarında gerçekten de renkler görüyorlar. | TED | الاشخاص الذين يملكون خاصة السمع الملون يرون فعلياً الواناً عندما يسمعون الاصوات التابعة للاحرف او للكلمات |
İnsanlar genelde ikinci yarısını duyuyor onun. | Open Subtitles | نعم,يبدو أن الناس يسمعون الجزء الثاني منه فقط |
İnsanlar sana bakınca, ne giydiğini görmüyorlar ateşi ölçülen bir kedi görüyorlar ve sonra da çığlıklarını duyuyorlar. | Open Subtitles | عندما ينظر الناس إليك لا يرون ما تلبسين يرون قطة مثارٌ غضبها ومن ثم يسمعون صراخها |
Hey, beni burada tutamazsın. Arkadaşlarım burada olduğumu duyar duymaz beni çıkaracaklar. | Open Subtitles | لا يمكنك إبقائى هُنا . فتيانى سيأتون إلى هُنا عندما يسمعون عن هذا الأمر |
Etrafta serserilik yapıp kötü bir şeyler duyan herifler. | Open Subtitles | الرجال الذين يتسكعون ثم يسمعون انه امر مقزز |
Sürekli yeteneğini eleştirirler. Her yanlışını duyarlar. | Open Subtitles | يدقّقون في موهبتكِ بإستمرار يسمعون كلّ خلل. |
Dikkatle ol. Çocuklar ebeveynlerinin zamanındaki gibi laf dinlemiyorlar. | Open Subtitles | الأولاد الذين لا يسمعون الكلام يضيعون أوقات آبائهم |
Eski patronum, polis. İnsanlar senin uyuşturucu kaçakçısı olduğunu duyduğunda seni dinlemeyi keserler. | Open Subtitles | النّاس يسمعون أنّكَ مروّج مخدّرات، فيتوقّفون عن الاستماع لكَ. |
Sesler duyup insanların gözlerinde bir şeyler görüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسمعون أصوات ويرون أشياء في عيون الناس في العادة شيء شرير |
Yavaş olun, yavaş! kulak misafiri olup gelirler. Sonra onlara ne deriz? | Open Subtitles | اخفض صوتك, وإلا قد يسمعون فيجيئون فما عسى أن تقول لهم إذا جاءوا؟ |
ya da BTS veya Lizzo'yu dinlerler ya da 12 ay içinde okumaları için kız kardeşlerine, müdürlerine veya kendilerine mektup yazarlar. | TED | أو يسمعون بي تي إس أو ليزو، أو يكتبون خطاباً لشقيقاتهم أو رؤسائهم أو لأنفسهم، للقراءة في 12 شهراً. |
Beyaz pislikler her zaman güzel şeyler duymak isterler. | Open Subtitles | الناس البيض فقط هم من يسمعون للتغوط الجيد |
Bize karşı hiç birşey duymazlar... görmezler... konuşmazlar. | Open Subtitles | ...هم لا يسمعون شيئاً ضدنا ...لا يرون لا يتحدثون |
Bir şeyi bir defa dinleyerek onu tekrar edebiliyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يسمعون يقرأ أمامهم مرة واحدة فيحفظونه عن ظهر قلب |