Birileri size gülebilir bu yüzden ama bu komik değil. | Open Subtitles | لأن شخص ما يضحك عليك و لكن ذلك ليس مضحكاً |
Onlardan 2 tane var. Biri gülen diğeri ise o | Open Subtitles | هنالك إثنان، أحدهم يضحك و الذي رأيته البارحه هو الآخر |
Bana bunu anlattı, ve anlatırken çok eğleniyor ve gülüyordu. | TED | لقد اخبرني هذه القصة وكان سعيداً بها و اخذ يضحك |
Tıpkı iyi bir aktör gibi gerçekten ağladığını veya güldüğünü düşündürtebilir. | Open Subtitles | ـ كممثلٍ بارع ، حيث يجعلك تظن بأنه يبكي أو يضحك |
Ayrıca bana savaştan döndüğünde yatağını daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. | Open Subtitles | هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها |
Bazılarına göre bu en komik şaka. Daha ketçap derken gülmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | البعض يظن أن هذه أفضل دعاباتي الغالب يضحك على كلمة كاتشب. |
Onu görebiliyorum, bana gülüyordur! | Open Subtitles | استطيع اره الان فى طريقه لاحضار جينو يضحك على |
Ben komik de olsa, kendi yasalarımı tanırım, Dumbi! | Open Subtitles | لكني لم أعرف سوي قانوني النوع الذي يضحك عليه دومي |
Çoğu zaman sevdiğimiz insanlarla birlikteyken komik bir şey olmasa da güleriz. | Open Subtitles | و في كثير من الأحيان عندما نكون بصحبة من نحبهم فإننا نضحك رغم عدم وجود ما يضحك |
İlk defa o gün gerçekten gülen bir kedi gördüm. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الوحيد الذي رأيت فيه قط يضحك فعلاً |
Yolunun üstündeki taşlara Ayağı takılıp düşünce gülen | Open Subtitles | يريد أن يضحك كجدول الماء و هو يعلو و يهبط |
Odayı terk ettiğimde muhtemelen beni nasıl kandırdığı hakkında düşünüp gülüyordu. | Open Subtitles | أنّه كان يضحك عليّ لأنّه قد تمكّن من خداعي بتلك الطريقة |
Sonra siyahi bir kızla çıktım ve babası deli gibi gülüyordu. | Open Subtitles | اوه, اه, بعدها واعدت فتاة سوداء, ووالدها كان يضحك بجنون, يارجل. |
Kocamın en son başka bir anneyle birlikteyken güldüğünü gördüm. | Open Subtitles | آخر مرة سمعت زوجي يضحك فيها كان مع ام أخرى |
Ona bu resmi gösterdiğimde güldü çünkü burada yüzü gözükmüyor. | TED | يضحك أوبالد عندما أضع هذه الصورة لأنكم بالتأكيد لا يمكنكم أن تروا وجهه. |
Soytarı gülmeye can atanları güldürsün. | Open Subtitles | وسيتاح للمهرج ان يضحك اولئك الذين يتفجرون ضاحكين دون سبب |
Eminim şu an granit mezarının içinden bize gülüyordur | Open Subtitles | أراهن أنّه يضحك في قبوّه المغطـى بالجرانيت الآن |
Bir oyuncu sürekli bana bakıyordu ve ben de onu gülerken gördüğümü düşünüyordum. | Open Subtitles | لأن كان هنالك لاعب ينظر إلي باستمرار و أنا اعتقدت أنني أراه يضحك |
Haber duyulunca herkes bana gülecek. | Open Subtitles | عندما الكلمات تخرج منى كل شخص سوف يضحك على |
Ama kazanmadığı zamanlarda da, kaybettiğinde gene de gülerdi, ve kazandığı zamanlardaki kadar eğleniyormuş gibi görünürdü. | TED | لكنه عندما لا يربح ,, و يخسر كان يضحك .. ويبدو وكأنه استمتع بذلك كما لو انه ربح |
0 aptalları siyaha boyayacağım* bir daha seninle dalga geçemesinler. | Open Subtitles | ساطليه باللون الاسود حتى لا لا يضحك عليك هؤلاء الحمقى |
Böyle bir şeye gülüp geçebilen bir adam görmedim. | Open Subtitles | أتعرف أنني لم أقابل شخصاً قد يضحك على أمر كهذا |
Hiç kimse bizim kadar gülmedi içimizden hiç biri de, annesini vurmuş olan o çocuktan daha çok gülmedi. | Open Subtitles | و لم يكن أحد يضحك أكثر منا و كان أكثرنا ضحكاً هو الصبى الذى قتل أمه |
Ama arkamı döndüğümde bana gülüyorsun. | Open Subtitles | ولكن كنت يضحك في وجهي وراء ظهري. |
Zeus alay edermiş sözünü tutamayan aşıklarla. | Open Subtitles | فقسم العشاق الكاذب يضحك منه الاله جوبيتر |