ويكيبيديا

    "يعيش في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • da yaşıyor
        
    • de yaşıyor
        
    • da yaşayan
        
    • ta yaşıyor
        
    • yaşıyormuş
        
    • yaşıyordu
        
    • yaşayan bir
        
    • içinde yaşayan
        
    • te yaşıyor
        
    • yaşar
        
    • kalıyor
        
    • de yaşayan
        
    • içinde yaşıyor
        
    • şehirde yaşayan
        
    Ayrıca kimseden yardım alamayız... çünkü herif San Diego'da yaşıyor. Open Subtitles ولا يمكننا أن نطلب المساعدة لأنه يعيش في سان دييجو
    Ayrıca kimseden yardım alamayız... çünkü herif San Diego'da yaşıyor. Open Subtitles ولا يمكننا أن نطلب المساعدة لأنه يعيش في سان دييجو
    Mike Oates diye bir adam var. Mike Oates İngiltere'de yaşıyor. TED وهناك هذا الرجل مايك أوتيس . مايك أوتيس يعيش في المملكة المتحدة
    Biraz araştırmadan sonra, İngiltere Bradford'da yaşayan, aylarca kuzeni Mouaz'ı arayan Suriyeli bir adamın hikayesini duyduk. TED وبعد مدّة، سمعنا هذه القصّة عن رجل سوري كان يعيش في برادفورد في إنجلترا، وكان يبحث بيأس عن إبن أخيه معاذ لمدّة أشهر.
    Hayatımın geri kalanını geçirmek istediğim kişi Los Angeles'ta yaşıyor.. Open Subtitles وأريد أن أقضي بقية حياتي مع يعيش في لوس أنجليس.
    Yoksa her zaman dahinin gölgesinde yaşıyormuş gibi mi hissedesin? Open Subtitles أم أنك من يشعر دائماً أنه يعيش في ظلال العبقري؟
    Benim de çocuğum var... Baltimore'da yaşıyor. Ne istersin, Lou? Open Subtitles نعم , حسنا , انا لدي ابن يعيش في بالتيمور
    Adı Simon Lynch. Chicago'da yaşıyor. Dokuz yaşında. Open Subtitles اسمه سيمون لينش وهو يعيش في شيكاغو عمره تسع سنوات
    Babanın adı Rudy Kolinsky Auburn'da yaşıyor. Open Subtitles اسم والدك هو رودي كولينسكي هو يعيش في أوبورن
    Ağabeyim Harry, karısı Estelle'le birlikte Roanoke Virginia'da yaşıyor. Open Subtitles أخي الأكبر هارى يعيش في رونوك بولاية فيرجينيا مع زوجته استيل
    O Amerika'da yaşıyor. Annem oraya taşınıyor ve ben de birlikte gidiyorum. Open Subtitles إنه يعيش في امريكا لذلك امي ستنتقل للعيش هناك وانا أيضاً
    Alman ama Hollanda'da Der Haagen'de yaşıyor. Open Subtitles هو ألمانيّ، لكنّه يعيش في دير هاجين، هولندا
    Evet, Kuzey'de yaşıyor. Kenar mahallelerde. Open Subtitles أجل، إنه يعيش في الشمال في مكان ما في الأحياء الفقيرة
    Shadi'nin adını ilk kez, Almanya'da yaşayan kuzeni Mouaz'ın hikayesinin Arapça tercümesini Facebook'ta okuduktan sonra duyduk. TED سمعنا في الأول عن شادي من إبن عمّه يعيش في ألمانيا، والذي قرأ ترجمة باللغة العربيّة لقصّة معاذ على موقع فيسبوك.
    Bu Tobago'da yaşayan bir beyin mercanı ve yaklaşık 2,000 yaşında. TED هذا هو مرجان المخ و هو يعيش في توباغو و يبلغ من العمر حوالي 2000 عام
    Southport'ta yaşıyor. Will ise hemen arka caddede. Open Subtitles هو يعيش في الميناء الجنوبي سيعيش أسفل الشارع
    Yaşıyor ve gayet iyi durumda görünüşe göre Virgin Island'da yaşıyormuş kaltak. Open Subtitles حي يرزق وعلى ما يبدو ، أنه يعيش في جزر فرجينيا عاهرة
    Eylülün sonlarına doğru, Fransa'da bir yerlerde sokaklarda yaşıyordu. TED وبحلول نهاية سبتمبر، كان يعيش في الشوارع بمكان ما بفرنسا.
    Apartmanda yaşayan bir arkadaşım... daha önceki kiracının... intihar ettiğini söyledi. Open Subtitles هناك صديق لي كان يعيش في شقة إنتحر فيها مستأجر سابق
    Asıl korku içinde yaşayan benim. Open Subtitles وحدي من يعيش في خوف لا أستطيع الخروج من منزلي في المساء
    Kendisi italyandır,fakat Paris'te yaşıyor. Çok ünlü bir aileden, 700yıl öncesine dayanıyor. Open Subtitles انه ايطالي لكنه يعيش في باريس من عائلة مشهورة عمرها سبعمائة عام
    Nasıl bu kadar büyük birşey okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir? TED كيف يمكن لشيء بهذا الكبر أن يعيش في محيطنا ولم يصوّر حتى الآن؟
    Yani eminim hâlâ teknik olarak evde kalıyor. Open Subtitles أعني ، انه مازال يعيش في منزل أهله تقنيا
    ...Chelsea'de yaşayan 35 yaşındaki bir tatlı aşçısıyım. Open Subtitles أنا البالغ من العمر 35 عاما المعجنات طاه الذي يعيش في تشيلسي.
    Her 3 çocuktan biri fakirlik içinde yaşıyor. Buna kırsal azınlık mahallesi denir. TED واحد من كل ثلاثة أطفال فيها يعيش في فقر. و يشار اليها أنها منطقة ريفية تسكنها فئة من الأقليات.
    kırsalda yaşayan biri olmaya karar verebilirsiniz ve ben de siyah çorap giyen, şehirde yaşayan, donut seven bir sanatçı olmaya karar verebilirim. Zor seçimler karşısında ne yaptığımız TED من الممكن أن تقرر أن تكون لابسًا للجوارب الوردية، عاشقًا للحبوب، مصرفيًا يعيش في الريف، ومن الممكن أن أقرر أن أكون لابسًا للجوارب السوداء، حضريًا، فنانًا يعشق الكعك المحلى.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد