Polis ona inanmadı ve hiçbir şey yapmadılar. | TED | لم تصدقها الشرطة لذلك لم يفعلوا أي شيء. |
Bu işleri yapmak için buradaki ustalar ne güne duruyor. | Open Subtitles | هناك عمال بناء هنا يمكن ان يفعلوا هذا من اجلك |
Bence doğru olanı yapıyorsunuz. Zaten yakalasalar da bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | انتم تفعلون الصواب , لن يفعلوا شيئا حتى لو امسكوا به |
Bunları, insanların inşa etmiş olması imkânsız görünüyor çünkü insanlar yapmadı. | TED | ويبدو أن الأشخاص لم يقدروا على بناء هذه الأشياء, لأنهم لم يفعلوا. |
Bu işin içinde ben yokum. Böyle işleri orada yaparlar. | Open Subtitles | أنا لم أعد فى العملية لكن هناك يفعلوا تلك الأمور |
Ama ne biz bunu yapmalarını isteriz, ne de bu, onların çıkarına olur. | TED | و لكننا بالتأكيد لن نريدهم أن يفعلوا هذا، و ليست ايضًا من مصالحهم الكبرى. |
- Ama karar vermek zorundasın. Onlar yapmaz. - Kararımı verdim, Albay Stewart. | Open Subtitles | و لكن يجب ان تقرر ، لن يفعلوا لقد قررت ، كولونيل ستيوارت |
Bunu henüz yapamazlar. Ne kadar ilerlediler? | Open Subtitles | ليس من المفترض أن يفعلوا ذلك الى أين وصلوا؟ |
Umarim o serefsizi yakalar ve paramparca ederler ama yapmayacaklar. | Open Subtitles | آمل أن يمسكوا بذلك الحقير ويمزّقوه إرباً، لكن لن يفعلوا |
İyi ki yapmadılar. İspanyol yengeci. Yeter bize. | Open Subtitles | لحسن الحظ انه لم يفعلوا هذا كل ما نحتاج إليه |
İki gün boyunca, Buradaki tüm öğrenciler sana hayranlık dışında hiş bir şey yapmadılar. | Open Subtitles | لليومين الماضيين الطلاب لا يفعلوا اي شئ سوي احترامك |
Aslında öyle bir şey yapmadılar. Sadece seninle çıkabilmemin tek yolunun bu olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | لم يفعلوا لقد شعروا انها الطريقه الوحيده لأفوز بمواعدتك |
Küresel ısınmaya karşı bir şey yapmak istememeye karar verebilirler. | Open Subtitles | أنهم لا يريدون أن يفعلوا أي شيئ تجاه الاحتباس الحراري |
kahve içiyorduk, çok geçmeden insanlar sıraya dizilmiş bu sevimli hareketi yapmak için bekliyorlardı. | TED | وفي غضون دقائق ، نكون جالسين في مقهى قريب ، ويكون هنالك صف من الناس ينتظرون ان يفعلوا هذا الشئ المحبب. |
Bunu yapmazlar çünkü mükemmel bir kadroyu doldurdum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم لن يفعلوا لأنني أشغل حيز لا بأس به هنا. |
Almanlar daha bir şey yapmadı. | Open Subtitles | و لكن الألمان لم يفعلوا أى شىء لهم حتى الآن |
Sürekli sikeceksin usta. Ne istersen yaparlar işte o zaman. | Open Subtitles | تستمر في فعل هذا إلى أن يفعلوا أي شيء لك |
İnsanlara pahalı olanı yapmalarını söylemek mümkün değil, evlerine gittiklerinde yapmaları gerekeni gerçekleştiremezler. | TED | ليس من الممكن أن تقول لهم أن يفعلوا ما هو غال و يذهبوا للبيت ولا يستطيعون القيام به |
Ne de olsa Onlar da bir devrim kazandılar. Yani neredeyse kazanıyorlardı. | Open Subtitles | على العموم، فقد انتصروا بثورة، أو على الأقل كادوا أن يفعلوا ذلك |
İndir şunu. Eğer indirirlerse, o zaman hiç bir şey yapamazlar. | Open Subtitles | إذا أنزلتم هذه، لا يمكنهم أن يفعلوا أيّ شيء. |
Umarım o alçağı yakalar ve paramparça ederler ama yapmayacaklar. | Open Subtitles | آمل أن يمسكوا بذلك الحقير ويمزّقوه إرباً، لكن لن يفعلوا |
Bizim yapmadığımız hiçbir şeyi yapmıyorlar. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ هم لَم يفعلوا شيئِا لم نفعله نحن. |
Ne yapmalarını istiyorsun,sokakta mı yapsınlar? | Open Subtitles | وماذا تريدهم أن يفعلوا ؟ أن يقيموا الحفلة في الشارع ؟ |
Ne zamandan beri çocukların istediklerini yapmalarına izin veriyorlar? | Open Subtitles | منذ متى يتركون الاطفال يفعلوا ما يريدون ؟ |
3 kanunla programlandıklarını söyledin, bu da demektir ki, bir insandan gelecek şiddete karşı kendisini korumaya çalışmayacak 1000 adet robotumuz var. | Open Subtitles | لقد قلت انهم مبرمجون فقط على القوانين الثلاثه هذا يعني ان لدينا 1000 روبوت لن يفعلوا شيئاً اذا تعرضوا لاعتداء من انسان |
TED-liler sevdiği için yapar, para için değil. | TED | رواد تيد يفعلوا هذا بدافع الحب، و ليس طلبا للمال |