ويكيبيديا

    "يقول أنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söylüyor
        
    • söyledi
        
    • diyor ki
        
    • göre
        
    • dedi
        
    • yazıyor
        
    • söylerdi
        
    • söylüyordu
        
    • söyler
        
    • söyleyen
        
    • iddia
        
    • olduğunu söylemişti
        
    Ben değilim. Onun güzel, kılıç kadar ince vücudunu sevdiğini söylüyor. Open Subtitles لا يمكن أن تكون أنا، يقول أنه يحب جسدها الصغير والجميل
    Buradaki s*k kafalı üzgün olduğunu söylüyor. O benim arkadaşım. Open Subtitles ـ ها هو الملعون يقول أنه متأسف ـ إنه صديقي
    Size söylemeden önce, bu garantinin elinde olmasını istediğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنه لابد أن يأخذ هذا الضمان قبل أن يخبرك.
    - Kendisini tutukladığı için öç almak adına Art'ın öldürülmesini emrettiğini söyledi. Open Subtitles ما لديه ؟ يقول أنه هو من أمر بالإستهداف كإنتقام للقبض عليه
    O keskin nişancı kendi başına 255 kişi öldürdüğünü söyledi. Open Subtitles ذلك الرجل صاحب السنايبر يقول أنه أردى 255 شخص لوحده
    Şimdilik çocuk istemediğini söylüyor ama hamile kaldıktan sonra farklı düşünecek. Open Subtitles انه يقول أنه لايريد الاطفال الآن ولكنه سيغير رأيه عندما أحمل
    Kendisi ve bir kişinin daha, bilinmeyen kişilerce esir tutuldukları yerden kaçtığını söylüyor. Open Subtitles يقول أنه هرب هو وشخص آخر بعدما كانوا مأسورين من قبل جماعة مجهولة
    Şey, O da dünyayı benim kurtardığımı söylüyor, ama o nazik olmaya çalışıyor. Open Subtitles حسنا، يقول أنه أنني أنقذت العالم، بل أنه على الأرجح مجرد كونها نيس.
    Barınak en az 2 ay kadınların gizli kalması gerektiğini söylüyor. Open Subtitles الملجأ يقول أنه على النسوة أن يبقين مختبئات لشهرين على الأقل
    "Ahbap, Dylan dün gece seni park yerimden ayrılırken gördüğünü söylüyor. Open Subtitles يا صاح, ديلن يقول أنه رأكَ تغادر موقف سيارتى الليله البارحه
    Kimi bunun bir his olduğunu, sihirli bir duygu olduğunu, daha önce kimseye karşı hissetmediği şeyler olduğunu söylüyor. TED البعض يقول أنه شعور، عاطفة سحرية، شعور اتجاه شخص لم تشعر به اتجاه أحد من قبل.
    Medya da model, şarkıcı ya da Sidney Crosby gibi bir spor ilahı olmanın harika bir şey olduğunu söylüyor. TED وكذلك الإعلام يقول أنه شيء جيد جدا أن تكون مغنياً أو عارض أزياء أو بطل رياضي مثل سيدني كروسبي
    Şubenizin onu şu öteki suçlardan ötürü şüpheli gördüklerini, fakat herhangi bir şey kanıtlayamadıklarını bildiğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنه يعرف قسمك الأمني كان مشتبهاً بالسرقات الأخرى لكنه لا يستطيع إثبات أي شيء
    Kapıdan çıktığını, koridoru yürüyerek geçtiğini, kapıyı açtığını ve çocuğu kaçarken gördüğünü söyledi. Open Subtitles يقول أنه عبر إلى الباب، تمشى في القاعة، فتح الباب في الوقت المناسب لرؤية الولد يهبط الدرجات.
    Kuledeki nöbetçilerden biri, kale arazisinde bir sürü sıçanın kaçıştığını söyledi. Open Subtitles سمعت حارسا من برج المراقبة يقول أنه رأى مجموعة من الوشاة يفرون من أرض القلعة
    Az önce Bay Dahlberg'le konuştum, kendisinin Midwest Finans Başkanı olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد تحدثت لتوي مع السيد كينيث دالبرج و هو يقول أنه رئيس القطاع المالي للغرب الأوسط
    Doktor, bir haftaya kadar iyileşeceğini söyledi. Open Subtitles الطبيب يقول أنه سيصبح بخير للبطولة الإقليمية الاسبوع المقبل
    Ve diyor ki, oyuncuların sanal dünyada gerçek dünyadakinden daha fazla zaman harcaması mantıklı geliyor. TED يقول أنه من المنطقي حالياً أن يمضي اللاعبون وقت أكبر في العالم الإفتراضي من الحقيقي.
    Sözleşmeye göre seni çarşamba gününe kadar mahkemeye ulaştırmam gerekiyor. Open Subtitles العقد يقول أنه يجب أن أحضرك للمحاكمة بحلول يوم الأربعاء
    Hayir, Ghost planinin ise yaramasi için Angela'nin hayatta olmasi gerekiyor dedi. Open Subtitles لا , جوست يقول أنه فى حاجة لها حية لكى تنجح خطته
    Bağışıklık sistemini güçlendirmek için hastayı yüksek basınçlı oksijen çadırına koymak nerede yazıyor? Open Subtitles لا يوجد قانون يقول أنه يجب وضع المريض أكسجين لعلاج مشاكل جهاز المناعة
    Biri ne iş yaptığını sorarsa, kolluk kuvvetlerinde olduğunu söylerdi. Open Subtitles أي شخص يسأله عن عمله يقول أنه في سلطة القانون
    Başının iki yanında beyzbol topu varmış gibi hissettiğini söylüyordu. TED كان يقول أنه شعر بهما كأنهما طابتين على جانبي وجهه
    Hatta bazıları, bilincin bilimi tamamen aşan bir konu olduğunu bile söyler. TED حتى أن بعض الناس يقول أنه يتجاوز مجال العلم تماماً.
    Bir daha kesinlikle sahip olmayacağım şey, -asla- beni sevdiğini söyleyen biri tarafından kafama tutulmuş bir silah. TED الشيء الذي لن يكون لدي مرة أخرى أبداً، هو مسدس محشو مصوب عند رأسي من شخص يقول أنه يحبني.
    Mizuki'nin raporunda belirttiği bacak yarası iddia ettiği gibi ciddi bir şey değildi. Open Subtitles وتقرير الإصابة في قدمه يقول أنه لم يكن خطيراً
    Kriz geldiğinde, herkesin tek başına olduğunu söylemişti. Öne çıkıp söylemediğim için üzgünüm. Open Subtitles كان يقول أنه بنزول المحن لا يعين المرء سوى نفسه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد