| Dinle,.. ...bu şey için bir tedavi bulana dek çalışmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | اسمع , نحن ذاهبون الى مواصلة العمل حتى نجد علاج لهذا الامر. |
| Sadece çalışmaya devam etmeniz gerekiyordur. | TED | أنما تعني عليك الإستمرار بالعمل على هذا الشيء. |
| CMR'ındaki cinayet anının görüntülerine ulaşmak için çalışmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | حسناً، ويمكنني ان استمر بالعمل على التسجيلات لقاتلك عن بعد |
| Ancak eğer beraber çalışmaya devam etmezsek, çok uzun süredir nice zorluklarla beraberce kazandığımız zafer, kaos ile sonuçlanabilir. | Open Subtitles | ولكن إذا لم نستمر بالعمل معاً.. فإن النصر الذي عملنا معاً بجد لفترة طويلة على تحقيقه.. |
| Hadi evlat. Hadi evlat. çalışmaya devam. | Open Subtitles | هيا يا فتى.هيا يا فتى تابع العمل.تابع العمل |
| - Bunun üzerinde çalışmaya devam et. - Tamamen tahrik edici! | Open Subtitles | ـ أستمر بالعمل على هذا ـ إنه تماماً تحريضي |
| Bu şekilde çalışmaya devam edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يمكنن استكمال العمل بهذه الطريقة |
| Birileri aynı şekilde çalışmaya devam etmeli. | Open Subtitles | لا بد من الاستمرار في العمل بنفس الطريقة. |
| Bir arama ekibi seni yakalayıp gebertmeden 30 km uzağa gidemezsin. çalışmaya devam edesin diye yattım seninle. | Open Subtitles | لن تتعدى عشرين ميل قبل أن يقبض عليك الشريف ويشنقك السبب الوحيد لنومي معك هو لكي تستمر بالعمل |
| O zaman yeni el terminali üzerinde çalışmaya devam edebiliriz. | Open Subtitles | الآن يمكننا العودة للعمل على المحمول الجديد |
| Bölüm 34 etrafında bizi motive eden bir şey, bunun üzerine çalışmaya devam etmemiz lazım. | TED | هذا النوع من الأشياء التي دفعتنا الى قسم 34، نحن بحاجة إلى مواصلة العمل على ذلك. |
| Oğlunun burada çalışmaya devam edecek olmasına sevindim. | Open Subtitles | ،إني في غاية السعادة لأن إبنك يستطيع مواصلة العمل هنا |
| Ve bu iki periyod arasında, bilinçaltının problem üzerinde çalışmaya devam etmesine izin verirdi. | Open Subtitles | وساعتان في المساء. بين هاتين الفترتين، قد يسمح لنفسه ومن دون وعي مواصلة العمل على المشكلة. |
| Sabırlı olmak ve çalışmaya devam etmek zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ التحلي بالصبر, و عليكِ الإستمرار بالعمل. |
| Burada hiç yetkim yok ve İngiliz polisine karşı çalışmaya devam etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا سلطة لي هنا ولا أريد الإستمرار بالعمل ضد الشرطة البريطانية. |
| Onu boş verin, çalışmaya devam edin. Zamanımız azalıyor. | Open Subtitles | لا تقلق لأمره، استمر بالعمل فالوقت بدأ ينفد منّا |
| İstediğin kadar birlikte çalışmaya devam edebiliriz. | Open Subtitles | و يمكننا أن نستمر بالعمل سويةَ للمدة الذي تريدينها |
| - çalışmaya devam et, Homer. Hemen dönerim. - Tamam. | Open Subtitles | تابع العمل هومر وسوف أعود في الحال حسنا |
| Yerimizi belirlediler. çalışmaya devam et. | Open Subtitles | لقد وجدوا موقعنا , أستمر بالعمل |
| Sen ve şirketinle çalışmaya devam etmek istediğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن تعرف ما أريد وهو استكمال العمل معك ومع شركتك |
| Kendi içinde bir yerlerde Pierre'in ve senin olan çalışmaya devam edecek gücü bulmalısın. | Open Subtitles | يجب إيجاد مكان داخل نفسك القوة على الاستمرار في العمل بيير ولديك. ها؟ |
| çalışmaya devam etmek istiyorsan, esnek saatleri kabul etmelisin. | Open Subtitles | ،تريد أن تستمر بالعمل عليك أن تقبل بنظام ساعات متغيرة |
| Hiçbirşey olmamış gibi çalışmaya devam edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك العودة للعمل كأن شيئاً لم يحدث |
| Kara Şövalyeler üyesi olarak çalışmaya devam etmeni istiyorum. | Open Subtitles | انا أريدك أن تستمر في العمل كاعضو في المنظمة |
| Yemekten sonra çalışmaya devam. | Open Subtitles | سنواصل التمارين بعد الأكل |
| Birlikte çalışmaya devam edeceğimiz için çok heyecanlı olan bir iş arkadaşım. | Open Subtitles | متحمس جـــدا لأننـــا سنواصل العمل معـا. |
| - Lütfen üzerinde çalışmaya devam et. - Tamam, edeceğim. | Open Subtitles | من فضلك واصل العمل في هذا الشأن أجل ، سأفعل |
| Tamam, herkesi sürekli bilgilendireceğim ve dans hareketleriniz üzerine çalışmaya devam. | Open Subtitles | حسنا , سأبقي الجميع على علم واصلوا العمل في خطواتكم الراقصة |