| Sana hizmet edeceğime, çayı suratına fırlatıp botlarına işerim daha iyi. | Open Subtitles | سوف أقذف الشاي في وجهك وأتبول فى حذائك قبل أن أخدمك |
| O halde bugünden itibaren çayı ulusal içeceğimiz ilan ediyorum. | Open Subtitles | حسناً, اعتباراً من اليوم أعلن أن الشاي هو مشروبنا القومي |
| Biri suyu kaynatır, biri çayı, ve biri kek için. | Open Subtitles | واحد لغلي الماء و واحد لعمل الشاي و اخر للكعكه |
| Kasımpatı çayı içtiğim için bir parça daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | إنّهُ يشعرني بأفضل حال قليلاً منذُ أن شربت شاي الأقحوان. |
| Buraya yakın, güzel bir otel var ve 5 çayı yapıyorlar. | Open Subtitles | ثمّة فندق قريبًا من هُنا حيث يقدمون شاي ما بعد الظهيرة |
| Lütfen bana bunun içinde earl grey çayı olduğunu söyle. | Open Subtitles | أوه، رجاء أخبرني هو إيرل الشاي الرمادي إحتوى في هذا. |
| Gülümsedi, beni destekleyeceğini söyledi, ve bana nane çayı demledi. | Open Subtitles | فهو يبتسم ويخبرني بأنّه يدّعمني، ويعد لي بعض الشاي بالنعناع |
| Yani hayali bir çayı hayali arkadaşı ile içmesini mi bekleyeceğiz? | Open Subtitles | لذا الآن سننتظرها تنتهي من الشاي الغير حقيقي مع صديقها الخيالي؟ |
| Uzun vadede başarılı olmak için Twitter'in yanında bazen çayı şekersiz içmeniz gerekir. | TED | لأنه حتى نتمكن من النجاح على المدى الطويل، يجب أن نشرب الشاي بدون سكر أحيانًا أثناء استخدام تويتر. |
| Onu çiğnedi ve canlandı, böylece çayı keşfetmiş olduk. | TED | مضغها فأنقذت حياته، هكذا اكتشفنا الشاي. |
| Bu yayılım, Flemenk tüccarların Avrupa'ya çok miktarda çayı, 1600'lerin başlarında getirmesiyle daha da fazlalaştı. | TED | بدأ ذلك الانتشار جديًا في أوائل القرن 17 عندما أدخل التُجار الهولنديون الشاي بكميات كبيرة إلى أوروبا. |
| Önce, Britanya, tüm bu Çin çayı için gümüş ile ödeme yaptı. | TED | بدايةً دفعت بريطانيا الفضة مقابل الشاي الصيني. |
| "...kafur, boneset çayı, ama hasta içemeyecek kadar acı içinde. | Open Subtitles | الكارفور، شاي الأ عشاب، لكن الألم يمنع المريض من شربة. |
| Profesör, söylemem gerekir kahvaltı ve sabah çayı veremiyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأن يجب أَن أخبرك، يا أستاذ بأني غير قادرة على تجهيز الفطور او شاي الصباح |
| Bugün çok müşterimiz oldu. Son çayı biraz önce servis etmişiz. | Open Subtitles | لقد كنا مشغولون جدا اليوم لذا فقد قدمنا آخر ما لدينا من شاي |
| Hâlâ İrlanda usulü kahvaltı çayı yapıyor musun? | Open Subtitles | ما زِلتِ تعدين ذلك شاي الآيرلنديِ على الفطورِ ؟ |
| Bunu bulmak için üç bardak papatya çayı içmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررت لشرب ثلاثة أقداح شاي البابونج لأكتشف تلك المعلومات. |
| İç hadi, baba. Bu senin en sevdiğin, dağ çayı. | Open Subtitles | إشربه أبي، إنه شاي الجبل المفضل لديك، ستشعرّ بتحسن. |
| KızıI Haç'ın bir daha gelene dek elimizde kalan son çayı. | Open Subtitles | أخر ما تبقى من الشاى حتى يعبر الصليب الأحمر مرة آخرى |
| - Harriman bitki çayı. | Open Subtitles | لن تُصدّقى . شاى هاريمان العشبى لا, خطأ.. |
| İlk günümde, bir restorana gittim, ve bir fincan yeşil çayı şekerle birlikte istedim. | TED | ففي يومي الاول ذهبت الى مطعم وطلبت شاياً أخضر مع قليل من السكر |
| Siz rahat edin, ben de bize nane çayı hazırlayayım. | Open Subtitles | حسناً تصرفا على راحتكما بينما أقوم أنا بإعداد شاهي النعناع بالفلفل |
| Biraz gergin gözüküyorsun, bitki çayı ister misin? | Open Subtitles | يبدو انك متوترة قليلا هل ترغبين بشاي الاعشاب؟ |
| Bundan çok yoruldum... Bana uyku çayı verdin. Uykucu! | Open Subtitles | انا مرهقه جدا من هذا الشاهي اوه لقد نومتني بهذا الشاهي مرحا للطبيعه |
| O gün çayı zehirlediğinde, Manjulika´yi .herkesin karsısına çıkarken gördüm. | Open Subtitles | في اليوم الذي مزجت فيه السم بالشاي رأيت مانجاليكا تخرج أمام الجميع |
| Negatif veya durgun enerjiyi..." "...ortamdan uzaklaştırmak amacıyla evi bir demet kurumuş..." "...ada çayı bitkisiyle tütsüleyin." | Open Subtitles | خذ حزمة جافة من نبات المريمية وبخر بها بيتك لتُخرج أي طاقات سلبية أو كامنة |
| - Ben nane çayı severim. - Sana iyi eğlenceler. | Open Subtitles | ـ أنا فتاة محبة لشاي بالنعناع ـ أتمنى لكِ وقتاً رائعاً |
| özellikle Pazar çayı ya da vaftiz törenleri için mükemmel bir seçim. | Open Subtitles | مناسب تماماً للشاي يوم الأحد أو الصلاة |
| Yani 8'de seni kelebek öpücükleri, sıcak kruvasanlar ve İngiliz çayı ile uyandurmamı beklemiyorsun? | Open Subtitles | إذا فأنتِ لا تتوقعين أن أوقظك في الثامنة صباحاً بأغنية قبلات الفراشة وكرواسان ساخن وشاي الصباح الانجليزي؟ |
| Dünyada şu an yüreğimdeki öfkeyi dindirecek kadar papatya çayı yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شاي بابونج بالعالم يكفي ليقمع الغضب الذي بقلبي |
| Seni iyi hissettirir mi bilmem ama bitki çayı istediğini unutmuştum. | Open Subtitles | أن كان هذا يشعركِ بالتحسن ، لقد نسيت أنكِ طلبتِ العشبي |