Nüfusu komşu çiftlikler arasında dağıtabilir ya da yalnızca hizmetten alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا توزيع السكان على المزارع المجاورة، أو سحبهم من العمل .. |
Bir zaman güzel olan şehir, parçalara ayrıldı, kırsal kesim çoraklaştı, çiftlikler terk edildi. | TED | المدينة التي كانت جميلة سابقًا قد انهارت، وأُجدب الريف، وهُجرت المزارع. |
Dev çiftlikler, ağıllar, kimyasal müdahaleler, uzun tedarik yolculukları, işlenmiş gıdalar. | TED | المزارع الضخمة ، والكثير من الأعلاف ، والتعديلات الكيميائية ، السفر لمسافات طويلة ، وتجهيز الأغذية. |
Farkındalık için Fordham Road'un ortasında çiftlikler ve şişeden pencereler yapan tahılın çocukları haline geliyoruz. | TED | وأصبحنا أيضاً أطفال الذرة، نصنع مزارع في وسط طريق فوردهام للتوعية. وعلب نوافذ من القمامة. |
Bu gibi çiftlikler dünyada çoktan ortaya çıkmaya başladı ve yeni nesil çiftçiler, daha sürdürülebilir bir gelecek için harekete geçiyorlar. | TED | مزارع كهذه بدأت بالظهور بالفعل في جميع أنحاء العالم، وجيلٌ جديد من المزارعين بدأ بالسعي لتحقيق مستقبل أكثر استدامة. |
Doğru iletişim ağı ile Washington eyaleti büyüklüğündeki bir dizi küçük çiftlikler gezegeni besleyebilir. | TED | مع شبكة صحيحة التوزيع، مجموعة من المزارع الصغيرة، بحجم ولاية واشنطن مجتمعة يمكنها إطعام الكوكب. |
Çok nesilli çiftlikler Big Ag birliğine kaptırılırsa bölge halkımız pek çok açıdan zarar görür. | TED | حينما تُفقد المزارع متعددة الأجيال لفائدة توطيد الغرف التجارية الكبرى، فإن مجتمعاتنا تعاني من نواح لا تحصى. |
çiftlikler gidince, dükkanlar da gitti. | Open Subtitles | عندما أضيرت المزارع ، أضيرت المتاجر أيضاً |
çiftlikler gidince, dükkanlar da gitti. | Open Subtitles | عندما أضيرت المزارع ، أضيرت المتاجر أيضاً |
Bu çiftlikler ancak yeterli sayıda adam ve silahla hayatta kalabiliyordu. | Open Subtitles | لكن هذه المزارع الضخمة حُمِلَ سوية فقط بواسطة الإمتِلاك الرجال والأسلحة الكافية |
Gezegenin sıcaklığını on katına çıkarmak için atmosferi, kolonileştirmeye uygun hale getirmek için çiftlikler ve şehirler kurmak için ve binlerce koloniciyi destekleyebilecek devasa bir yapı inşa etmek için. | Open Subtitles | لرفعدرجةحرارةالكوكب10مرات. لتغيير الجو لتجعلة ملائم للمستعمرة. لبناء المزارع والمدن. |
Özel çiftlikler zorla kamulaştırıldı, ve devlet kaynakları tüketim malları göz ardı edilerek ağır endüstriye aktarıldı. | Open Subtitles | تم تحويل ملكية المزارع ،الخاصة إلى عامة قسرًا وانصبت موارد الدولة في الصناعات الثقيلة على حساب السلع الاستهلاكية |
Bütün büyük çiftlikler, hasat zamanı... işçiler için kamp kuruyor. | Open Subtitles | كما تبين كل المزارع الكبيرة تعد مخيمات لإيواء العمال خلال الحصاد |
Telefon şirketleri, çiftlikler, bowling salonları, striptiz kulüpleri. | Open Subtitles | من خلال شركات الهاتف ، و المزارع ، و أندية البولنغ و الملاهى الليلية |
çiftlikler ve kasabalar buluruz, onlarda yiyecek vardır. | Open Subtitles | ، سنجد المزارع . القرى ، وسنحصل على الغذاء مِن هُناك |
Bu tarafta sadece bizimki gibi çiftlikler var istasyona bu taraftan gidebilirsin. | Open Subtitles | هناك مزارع أخرى مثلنا على هذا الطريق.. "هذا هو الطريق إلى المحطة." |
[ Alüminyum'un yeni kullanım alanları daha iyi çiftlikler ve daha iyi çiftlikler demektir. ] | Open Subtitles | إستعمالات جديدة للألمنيوم تعني مزارع أفضل وزراعة أفضل |
Bu civarda eskiden hep çiftlikler ve metruk evler vardı | Open Subtitles | وأتذكّر عندما لم تكن كلّ هذه المنطقة سوى مزارع ومنازل مُتصدّعة. |
New York’ta çiftlikler olduğunu bile bilmiyordum. | TED | لم أكن أعرف حتى أن نيويورك بها مزارع. |
Meksika'da öyle büyük çiftlikler varmış ki bir uçtan bir uca bir haftada gidilemiyormuş. | Open Subtitles | هناك في المكسيك... . ...يملكون مزارع غاية في الضخامه... |
çiftlikler pek fazla değil ve oldukça rağbet görüyor ve etrafta arazine sahip olmak isteyen sürüsüyle insan var. | Open Subtitles | المزارعون قليلون ومطلوبون بشدة، وهناك الكثير من الناس هنا يريدون امتلاك أرضك. |