ويكيبيديا

    "çocuktu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فتى
        
    • طفل
        
    • طفلاً
        
    • ولد
        
    • صبي
        
    • فتىً
        
    • صبياً
        
    • ولداً
        
    • طفلا
        
    • طفله
        
    • فتي
        
    • صبيا
        
    • شاباً
        
    • ولدا
        
    • فتاً
        
    Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o. Open Subtitles نعم، احبه عندما كان فتى عظيما بافكار ساخنة في كل انحاء رأسه
    Kafası iyiyken şiddet eğilimi gösterirdi ama aslında iyi bir çocuktu. Open Subtitles و بعض ثورات الغضب حينما يتناولها، لكنه في الأساس فتى طيب.
    O, oyuncaklar yerine aletlerle oynayarak büyümüş bir çocuktu. TED انه طفل نمى يلعب بواسطة الادوات . لا بواسطة الالعاب
    Chanda hatırlıyor musun, Kiddo çok nazik ve sessiz bir çocuktu. Open Subtitles تتذكرين يا شاندا , كم كان كددو طفلاً لطيفا و مهذباً
    Öyle başına buyruk bir çocuktu ki... Korkarım senin de başını ağrıtmıştır. Open Subtitles لقد كان ولد عنيد أخشى أنه اثقل عليك بالمتاعب
    Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. Open Subtitles لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة
    Stuart sadece sana, yardım etmesi için kandırdığın genç bir çocuktu. Open Subtitles ستيوارت كان فقط فتى يافع قمتي بخداعه لكي يقدم لك المساعدة
    Richard Feynman Queens'de yaşayan küçük bir çocuktu. TED حينما كان ريتشارد فاينمان فتى يافعا في مدينة كوينز
    Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi. Open Subtitles كان طفلا هادئا كانوا جميعا متفقين على أنه كان فتى صالحاً
    Onlardan biri; çok gençken birlikte olduğu ölen bir çocuktu. Open Subtitles إحداها أنّها كانت على علاقة مع فتى وافته المنيّة
    Bir hata yapıp ıslah evine gönderilen bir çocuktu. Open Subtitles هو كان فقط طفل الذي عمل خطأ و أرسل لاصلاحية المدرسة
    Ben kitapçıyım. Her şeyi gördüm, başka bir çocuktu. Open Subtitles أنني أعتني بالمكتبه , لقد رأيته كل شىء كان طفل أخر.
    çocuktu herhâlde. Open Subtitles أاعتقد لَرُبَّمَا انها كَانتْ طفل صَغير وحسب.
    Sanırım doğal. İlk zamanlarda, duygusal bir çocuktu. Open Subtitles هذا أمر طبيعي علي ما أفترض لإنه في هذة الأيام كان طفلاً عاطفياً
    Herhalde o da senin gibi tatlı bir çocuktu. Sonra babası beynini yemiş. Open Subtitles ربّما كان ولد لطيف تعجب به , ثمّ أفسد أبوه أفكاره
    Beni yargılamak için götürdüler ve tanık da 14 yaşında köyden bir çocuktu. Open Subtitles أخذوني مرة أخرى إلى قاضي البلدة وكانت هيئة المحلفين صبي عمره 14 عاماً.
    Zeki bir çocuktu. Elektronik, mekanik ve bilgisayar konularında başarılı. Open Subtitles كان فتىً ذكياً ، وكان جيداً في الإليكترونيات والميكانيك والحواسيب
    Kuryenin gösterdiği kişi 10 yaşında bir çocuktu. Open Subtitles وعندما ظهر ساعي البريد كان صبياً عمره 10 سنوات فرفضت إتمام المهمة
    Alexander geldiğinde, daha 20 yaşında genç bir çocuktu. TED لكن، عندما أتى أليكساندر، كان ولداً صغيراً عمره 20 عاماً.
    Çok güzel. İçinde bulunduğu duruma rağmen mutlu bir çocuktu. Open Subtitles جميله جدا ,لقد كانت طفله سعيده, قبل ان يصيبها المرض
    Batı'nın en ünlü haydutlarıyla dolaşan bir çocuktu Frank. Open Subtitles فتي يرافق أشهر خارجين عن القانون في الغرب
    Listeyi yazdım ve sonradan farkettim ki listedekilerin her biri havacılığın renösans döneminde küçük birer çocuktu. TED و قمت بتفنيدهم و تبين لي لاحقا أن كل واحد منهم كان صبيا في تلكم النهضة الرائعة للطيران.
    Çok iyi bir çocuktu. Open Subtitles ماذا حدث بينكما؟ لقد كان شاباً لطيفاً للغاية.
    Mattie zor bir hayat yaşadı fakat iyi bir çocuktu. Open Subtitles -عاش ماثيو حياة صعبة -ولكنه كان ولدا طيباً
    Harika bir çocuktu, Bu yüzden ona iş verdim. Open Subtitles كان فتاً عظيماً، أتعلمين؟ لذا... قمت بتوظيفه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد