Bu nadiren doğada bulunan renktir, ama bazen suni bir rengin yanında doğal bir renk çok güzel olabilir. | TED | ونادرا ما يكون اللون الذي أجده في الطبيعة، إلا عندما يكون متراكبا مع لون صناعي فاللون الطبيعي جميل جدا، |
Çünkü oraya bayılıyorum. çok güzel bir yer. Özellikle de günbatımında. | Open Subtitles | لأننى أحب المكان هناك المنظر جميل هناك , خصوصاً عند الغروب |
Mesela bu oda da çok güzel bir bebek odası olabilir. | Open Subtitles | الآن هذه الغرفةِ على سبيل المثال ممكن تعملوها غرفة أطفال رائعة |
Elektriksiz ve yapay ışık olmadan gökyüzü çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | بدون الكهرباء و الضوء الأصطناعي . السماء تبدو جميلة جداً |
Şimdi dudaklarımızı ısındıracağız ve ba, ba, ba, ba, ba diyeceğiz, ba, ba, ba, ba. çok güzel. | TED | والان تقوم بإحماء الشفتين سأقوم بعمل أصوات مثل با ، با، با، با، با با، با، با ، جيد جداً |
Seni mutlu görmek çok güzel. Son zamanlarda oldukça gergindin. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتك مستمتع لقد كنت مكتئباً في الفترة الاخيرة |
- Nelerin atomik yeniden düzenlemesi... - Şekilsiz katıların. - çok güzel. | Open Subtitles | .. ـ إعادة ترتيب الذرات لـ الصلب الغير منظم ـ جيد جدا |
Sheila her zaman çok güzel olmayı bilir. Her zanan bakımlıdır. | Open Subtitles | شيلا تبدو دائما جميلة جدا لم أر شعرها أبدا غير مرتب |
Sevgimizden ve kenetlenmemizden bir hayat meydana gelebilir. Bu çok güzel. | Open Subtitles | الحياة يمكنها الظهور من خلال حبنا وتبادلنا للحب , وهذا جميل |
çok güzel bir gün, benimle biraz yürümeye ne dersin? | Open Subtitles | إنه يوم جميل. يجب علينا الذهاب في نزهة على الأقدام؟ |
Örneğin, "Sizi tekrar görmek ne mutluluk verici. Havada çok güzel." | Open Subtitles | مثلا قل لقد سعدت برؤيتك مرة اخرى ياله من جو جميل. |
Beraberce sinemaya gitmek isteyeceğim, kusursuz vücutlu, çok güzel bir erkek. | Open Subtitles | ,رجل جميل جداً مع جسم ممتاز .الذي أريد آخذه إلى الأفلام |
Beraberce sinemaya gitmek isteyeceğim, kusursuz vücutlu, çok güzel bir erkek. | Open Subtitles | ,رجل جميل جداً مع جسم ممتاز .الذي أريد آخذه إلى الأفلام |
Bu şekilde söylemesen daha iyi. çok güzel bir tavsiyeydi. | Open Subtitles | لا , هذه نصيحة رائعة , رائعة جداً شكراً جزيلاً |
Afedersiniz. çok güzel çiziyorsunuz. Küçük kızımı da çizer misiniz? | Open Subtitles | المعذرة، أنت تقومين بأعمال جميلة جداً هلا ترسمين ابنتي الصغيرة |
Açık arttırmamızda sizin için harika tablolarımız var, ve çok güzel bir amaç için, vereceğiniz paralar işitme cihazı almak için kullanılacak. | TED | في مزادنا العلني لدينا بعض اللوحات الرائعة لكم, لأجل سبب جيد جداً, المال الذي ستعطوننا سوف يستعمل لشراء أدوات السمع. |
Seni yeniden görmek ve Clayton'un burada olması çok güzel. | Open Subtitles | منَ الجيد رُؤيتُكِ و من الجيد أن يكون كليتون معنا |
- Altı saat içinde Hamburg'da olacağız. - çok güzel. | Open Subtitles | ـ في ست ساعات سنكون في هامبورج ـ جيد جدا |
Evet Rachel ama bundan çok güzel bir şey çıkarmayı da başardın. | Open Subtitles | حسنا، نعم، راشيل، ولكن كنت حصلت على شيء جميلة جدا للخروج منه. |
Bence senin ve Chris'in birlikte zaman geçirmeniz çok güzel birşey. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الرائع أنك وكريس تقضيان الكثير من الوقت معا |
O kızla görüşemeyecek olması çok kötü. çok güzel bir kız. | Open Subtitles | من المؤسف أن لا يستطيع رؤية تلك الفتاة , إنها جميلة |
İsviçre çok güzel bir yer olmalı, sizce de öyle değil mi? | Open Subtitles | يجب أن تكون سويسرا مكاناً جميلاً جداً ، ألا تعتقدين ذلك ؟ |
çok güzel, ama benim sadece bir yatağım var. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً ولكن لدى فراش سرير واحد فقط |
çok güzel, Cyril, ama sürekli kavga etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذا جيد يا سيريل، لكن ليسَ عليكَ العِراك طوالَ الواقت |
çok güzel. İçinde bulunduğu duruma rağmen mutlu bir çocuktu. | Open Subtitles | جميله جدا ,لقد كانت طفله سعيده, قبل ان يصيبها المرض |
Ne düşündüklerini tahmin etmem gerekmeyen dürüst biriyle tanışmak çok güzel. | Open Subtitles | من الجميل معرفة شخص صادق ولا أحتاج إلى تخمين مايفكر فيه |
Seninle baba oğul gibi vakit geçirmemiz çok güzel, Baba. | Open Subtitles | من اللطيف أن نمضي معاً هذه اللحظات الأبوية، يا أبي |