Tabi ya! Bu evde tamamlanmamış pek çok iş var. | Open Subtitles | نعم، هناك الكثير من العمل غير المكتمل في هذا المنزل |
Başında çok iş olduğunu biliyorum ama unutma Buy More özel bir yerdir. | Open Subtitles | إنظر أعرف أن لديك الكثير من العمل ولكن تذكر الباى مور مكان خاص |
Bu çok iş demek ama yapmak istediğim bir iş zaten. | Open Subtitles | انه فقط الكثير من العمل لكنه العمل الذي اريد ان افعله |
Teşekkürler. Yapacak çok iş var, ama hep yapmak istediğim buydu. | Open Subtitles | شكراً لك , إنه عمل كثير لكنه ما أردت عمله دائماً |
Babanın yapması gereken çok iş var. | Open Subtitles | لدى والدك الكثير من الأعمال التي ينبغي عليه إنجازها |
Yarın yapılacak çok iş var ve gücüne ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | حَصلَت على الكثير مِنْ العملِ للغد وأنت سَتَحتاجُ كل قوّتَكَ |
Kapüşonlu eleman gerçek polislerin temizlemesi için çok iş bıraktı. | Open Subtitles | لقد خلف رجلك ذو القميص والفلنسوة الكثير من العمل لإنهائه. |
Gerçi halen yapılacak çok iş var ve eğer bilimle uzaktan yakından alakalı iseniz bana katılmanızda ısrar ediyorum. | TED | و يوجد الكثير من العمل المتبقي الذي علينا عمله ، فإذا كنت مشارك في العلوم بأي طريقة إني احثك أن تشاركني. |
Microsoft --bu projeyi-- Evrensel Teleskop'u meslektaşlarımızdan, Jim Gray'e adamıştır. Onun yaptığı pek çok iş sayesinde bu proje gerçek anlamda hayata geçebildi. | TED | إذا مايركوسوفت.. هذا مشروع مهدى إلى " جيم غراي " وهو زميل لنا، و الكثير من العمل الذي أداه جعل هذا المشروع ممكناً. |
Hâlâ yapmamız gereken çok iş olduğunun farkına varan ilk kişi benim. | TED | أنا أول من يعرف إنه لا يزال علينا الكثير من العمل نقوم به، |
Hâlâ optimizasyon sürecini iyileştirmemiz için yapmamız gereken çok iş var. | TED | وما يزال هناك الكثير من العمل لنقوم به لتحسين عملية إعادة التكوين هذه. |
Şu anda zaten gerçekleşmekte ama yapacak daha çok iş var. | TED | إنها تحدث الآن، و لكن لايزال هناك الكثير من العمل للقيام به. |
Bu süreci nasıl yararlı bir sürate hızlandırılacağını bulmak için de geriye yapılacak çok iş bırakıyor. | TED | وما زال هناك عمل كثير يتعين القيام به للتوصل إلى كيفية إسراع العملية إلى سرعة مفيدة. |
Pekala, Rachel'ın partisi birkaç saat sonra ve yapacak çok iş var. | Open Subtitles | حسناً ، ستبدأ حفلة ريتشل خلال ساعات ولدينا عمل كثير |
Yapacak çok iş var. Yardım et. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأعمال للقيام بها، هلا ساعدتنا قليلا |
Yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ العملِ ليَعمَلُ. |
Sana çok iş verdim, ama şu anda saat 11'e geldi. | Open Subtitles | أعطيتك العديد من الأعمال, و الآن على الساعة الحادية عشرة |
Kocanız Güney Afrika'da çok iş yapar mıydı? | Open Subtitles | هل لدى زوجكِ أعمال كثيرة في جنوب أفريقيا؟ |
Eminim, Dynastic Enerji ile gelecekte bir çok iş yapacağız, Bill. | Open Subtitles | أنا واثق بأنني سأقوم بأعمال كثيرة مع شركة الطاقة في المستقبل |
- Donanmayla pek çok iş yapmış. | Open Subtitles | يقوم بالكثير من الأعمال مع أجهزة البحرية. |
Belediyeden izin bekliyorum. Yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | اذا حصلت على موافقة البلدية فان الكثير من الاعمال ستجري هنا |
İlanlara baktım, orada çok iş var ve maaşlar yüksek. | Open Subtitles | لقد رأيت منشورات حول كثرة العمل هناك ، والأجور المرتفعة أيضاً |
Daha çok iş istiyordu. | Open Subtitles | نعم، كان يبحث عن ساعات عمل أكثر. |
Oturma düzenini ve çiçekleri de daha ayarlayamadım. Yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لم أختر أماكن الجلوس بعد أو الزهور، هناك الكثير لأقوم به |
Sen merak etme. Sultan olduğumda sana çok iş düşecek. | Open Subtitles | لا تخف هناك الكثير مما سأفعله عندما أتولى الأمر |
çok iş olmayacağını söylemiyorum. Çok çok fazla miktarda iş olacak. | Open Subtitles | أنا لا أقول أن المل سيكون بسيطاً بل سيكون مرهقاً، كم رهيب من العمل |
Daha çok iş var, ama birkaç hafta sonra Lanchester'da bir yarış var. | Open Subtitles | هذا يتطلب كثير من العمل لكن هناك سباق بعد عدة أسابيع في لانكاستر |